Bazı duygular vardır; insanın içine ağır bir sis gibi çöker.
Göğsün ortasında bir düğüm olur, omuzlar taş kesilir, nefes ise sanki kendi içinden yol bulmakta zorlanır.
Böyle anlarda insan, hissettiği şeyin hiç dağılmayacağını sanır. Duygu büyür, büyür…
Ve biz, o büyüyen dalganın içinde kayboluyormuşuz gibi hissederiz.
Oysa çoğu zaman, bu yoğunluğun bugüne ait olmadığı gerçeğini atlarız.
Psikodinamik açıdan biliyoruz ki; insanın içini aniden kaplayan birçok duygu, bugünün değil,
geçmişte yarım kalmış bir anın yeniden yüzeye çıkmış hâlidir.
Bir bakış, bir ses tonu, bir kelime… Bilinçdışının yerlere serpiştirdiği o eski izleri harekete geçirir
ve biz, çocukluğumuzun o kırılgan noktasına geri döneriz.
Bu yüzden bazı duygular “sonsuzmuş” gibi hissedilir.
Çünkü duygu, bugünün yetişkin benliğine değil, geçmişin küçük kalbine dokunur.
Ve o küçük kalp, zamanında sessiz kalan acısını bugün daha yüksek sesle ifade eder.
İnsan böyle anlarda çoğu zaman kendini yanlış yorumlar:
“Demek ki ben hep böyle olacağım.”
Oysa gerçek tam tersidir.
Duygu bir kader değil; sadece tetiklenen bir parçadır.
Hatta çoğu zaman, ömrü bir dalganın ömrü kadar kısadır.
Ne var ki, yoğunluğun ortasında bunu görmek güçtür.
Duygular kendilerini mutlak bir hüküm gibi sunmayı sever.
Çünkü bilinçdışında saklı duran eski sesler, bugünün zihnini kolayca ikna eder:
“Bu duygu bitmez.” “Bu sıkışma sende kalır.” “Bu huzursuzluk senin gerçeğin.”
Ama insan bir anlığına durup içini dinlediğinde şunu fark eder:
Duygunun kendisi değil, onun bıraktığı gölge büyüktür.
İnsanı tüketen gölge, duygunun sürekliliği değil; geçmeyecekmiş gibi gelmesidir.
Bir anlığına bedenine dönsen,
göğsündeki ağırlığa nazikçe elini koysan,
içinden “Tamam… seni duyuyorum” desen…
duygu hemen çatırdamaya başlar.
Çünkü onu görmezden gelmek değil, ona insan sıcaklığıyla temas etmek iyileştirir.
———————————————
📌 30 Saniyelik Mini Egzersiz
1. Nefesinizi fark edin.
Göğsünüzdeki baskıyı yargılamadan görün.
2. Kendinize söyleyin:
“Bu ben değilim, bu bir duygu.”
3. Omuzlarınızı gevşetin.
Beden rahatladıkça duygu da çözülür.
4. Son cümle:
“Geçecek. Ben buradayım.”
———————————————
Bazen insanı iyileştiren büyük adımlar değil,
kendine söylediği küçük bir cümledir.
Duygular geçicidir; insanın kendine dönüşü ise kalıcıdır.