Bir gün içimizden bir ses gelir:
“Hayat kısa, bir enstrüman çalmalıyım.”
Romantik bir motivasyonla başlar her şey. Belki bir film sahnesi etkisi, belki bir şarkının büyüsü… Sonra kendimizi müzik mağazasında buluruz. Gözler parlıyor, teller ışıldıyor, piyano tuşları “Bana dokun” diyor.

İşte o an, kredi kartı elimizde büyük sözü veriyoruz:
“Ben müzisyen olacağım!”

1.⁠ ⁠Hafta: Aşk Başlıyor
Kutudan çıkan enstrüman…
İlk gün, saatlerce onu seyrediyoruz. Tellerin kokusu, tuşların beyazlığı… Bir iki notaya basıyoruz. “Vay be, elimde sanat var.”
Hemen sosyal medyada story:
“Yeni hayatım başlıyor! #musiclover”

2.⁠ ⁠Hafta: Gerçeklerle Yüzleşme
Hayalimizde çaldığımız şarkı ile çıkan ses arasındaki fark…
Bir YouTube videosu açıyoruz: “Kolay şarkılar nasıl çalınır?”
Video şöyle başlıyor:
“Öncelikle C majör akorunu yapın.”
Biz: “C ne, majör kim?”

Sonraki gün… Parmaklarımız ağrıyor, bilek isyan ediyor.
Bahaneler başlıyor:
“Bugün yorgunum, yarın çalışırım.”
“Bir bölüm dizi izleyeyim, sonra çalarım.”
O bir bölüm 6 bölüm oluyor.

3.⁠ ⁠Hafta: Ayrılık Mesajı
Ve bir sabah fark ediyoruz:
Gitar köşede duruyor. Üzerinde bir toz, altında pişmanlık…
O meşhur ilan zamanı:
“Az kullanılmış gitar. Yeni başlayanlar için ideal. Alan pişman olmaz.”
(Aslında sen pişman oldun.)

Ama şu gerçek: Sen kötü bir insan değilsin. Sadece klasik bir heves kurbanısın.
Belki bir gün yine denersin, belki de denemezsin.
Ama ne olursa olsun, o iki haftalık serüven bile seni müziğe biraz daha yaklaştırdı.
Çünkü bazen en güzel melodiler, çalamadığımız notalarda saklıdır.

Motivasyon: Bu Kez Yarıda Bırakma!
Evet, kolay değil. Hiçbir sanat yolculuğu kolay olmadı. Her ustanın ardında yüzlerce başarısız deneme, binlerce tekrar, sabır ve azim var.
Senin gitarın köşede tozlanıyor olabilir. Piyanon üzerine saksı koymuş olabilirsin. Ama bugün, tam da şimdi, tekrar başlamak için doğru zaman.

Küçük bir sır:
Her gün 15 dakika ayır. Çok değil. 15 dakika boyunca pes etmeden, sadece tuşlara dokun, telleri titreştir. Çünkü başarı, uzun maratonlardan değil, tekrarlanan küçük adımlardan doğar.

Unutma:
Bir gün o şarkıyı çalacaksın. Bir gün kendi melodini yaratacaksın.
Ve o gün geldiğinde, kendine şunu diyeceksin:
“İyi ki o gitarı satmamışım. İyi ki devam etmişim.”

Çünkü müzik sadece bir yetenek değil, bir sabır sanatıdır.
Sen başlarsan, müzik konuşur. Ve inan bana, senin hikâyen ‘İki haftalık heves’ değil, ‘ömürlük bir tutku’ olacak.