Gazetelerde sık sık “Evrenin dili matematiktir” cümlesini görürüz… Peki ya ben size evrenin sadece bir dilinin değil, bir ritminin, hatta belki de bir bestesi olduğunu söylesem? Şaşırmayın… Çünkü bilim insanları yıllardır evrenin aslında bir tür “kozmik müzik” ürettiğini fısıldayıp duruyor. Belki de kulağımız duymuyor ama evren, hiç durmadan bir şeyler söylüyor.

Kulağımızı biraz daha yaklaştıralım mı?

Buyurun, kozmik orkestranın ön sırasına…

Karanlık Boşluk Sandığımız Uzay, Aslında Sesle Dolu

Her ne kadar “Uzayda ses yayılmaz” diye fizik derslerinde öğrensek de, bu cümlenin gizli bir dipnotu var: “Hava yoksa bizim duyduğumuz şekilde yayılmaz.”

Ama evren, gazlar, plazmalar ve devasa dalgalarla dolu bir alan. Ve bu alanın içinde madde titreşiyor. Titreşen her şey… Bir çeşit müzik üretir.

NASA, yıllar önce kara deliklerin çevresindeki gaz halkalarının çıkardığı titreşimleri kaydedip insan kulağının duyabileceği hâle çevirdi. Ortaya çıkan ses, ne bir keman gibiydi ne bir piyano… Ama insanın içini ürperten bir derinlik taşıyordu.

Sanki evren, kendi kalp atışını duyuruyordu.

Gezegenlerin Kendi Ritmi, Yıldızların Kendi Nefesi Var

Bir düşünün.. Dünyanın dönüşü bir tempo tutuyor, Ay’ın gelgitlerle yarattığı ritim insan vücuduna kadar etki ediyor.

Jüpiter’in manyetik alanı sürekli bir uğultu üretiyor.

Güneş bile enerji patlamalarıyla “kozmik davullar” çalıyor.

Antik çağ filozofları “sferlerin müziği” diye bir kavram ortaya atmıştı:

Gezegenlerin uyumu, tıpkı bir orkestradaki enstrümanlar gibi birlikte bir harmoni oluşturuyor.

Bugün modern fizik bu fikri tamamen reddetmiyor… Hatta kuantum seviyesinde her parçacığın bir frekansa sahip olduğunu biliyoruz.

Yani atom dediğimiz minik şey bile…

Bir nota.

Kuantum Fiziği: Evrenin En Minik Notaları

Müzikte titreşim neyse, kuantumda da titreşim odur.

Sicim teorisi ise işi daha da büyütüyor:

Evrenin temelinde “titreşen sicimler” varsa, her titreşim farklı bir parçacığı oluşturuyorsa…

O zaman evren, kelimenin tam anlamıyla bir müzik enstrümanı değil midir?

Belki de biz sıradan kulaklarımızla duyamıyoruz. Ama matematik, fizik ve frekanslar…

Hepsi evrenin arka planda çalan gizli melodisini gösteriyor.

İnsanın İçindeki Gizli Bağ: Neden Müzik Bizi Bu Kadar Etkiliyor?

İlginçtir, evrendeki her şey frekans üzerine kuruluyken, insan beyninin en hızlı tepki verdiği şeylerin başında müzik geliyor.

Bir şarkı duyuyoruz… İçimizde bir şey titreşiyor.

Melodi değişiyor… Duygumuz değişiyor.

Belki de biz, evrenin ritmini çoktan içimize işlemiş durumdayız.

Belki de müzik dediğimiz şey…

İnsanın evrenle başardığı en samimi iletişim biçimi.

Evren Bir Senfoni mi? Evet… Ama sessiz bir senfoni. Kozmos bir konser salonuysa, yıldızlar enstrümanlar, gezegenler ritim, kara delikler ise bass bölümü gibi.

Her şey bir uyum içinde dönüyor, yayılıyor, titreşiyor. Bu yüzden bilim insanlarının bir kısmı hâlâ şu cümleyi sever:

“Evren bir düşünce değil, bir müzik olabilir.”