2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesi, Türkiye’de aile kurumunun güçlendirilmesine yönelik önemli bir kararlılık mesajı olarak sunuldu.

Ancak bu süreçte yaşanan kadın cinayetleri, toplumun hâlâ çözülmesi gereken ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Kadınların en çok desteklenmesi gereken yer olan aile içinde dahi zaman zaman şiddete maruz kalması, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir durum olarak öne çıkıyor.

Kadınların Ev İçi Güvenliği Temel Bir İhtiyaç

Kadın cinayetlerinin önemli bir kısmının, eş veya aile bireyleri tarafından işlendiği bilinen bir gerçek. Bu durum, aile kurumunun güçlendirilmesi hedefiyle birlikte, ev içi güvenliğin sağlanmasının da öncelikli bir konu olduğunu ortaya koyuyor.

Aile içi huzurun korunması, tüm bireylerin daha güvenli bir ortamda yaşaması için kritik bir önem taşıyor.

6284 Sayılı Kanun’un Etkili Uygulanması ve KADES’in Rolü

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için temel dayanaklardan biri olan 6284 sayılı Kanun, birçok kadının hayatını koruyan önemli bir hukuki çerçeve sunuyor.

Bu kanunun uygulamada daha hızlı ve daha koordineli bir şekilde işletilmesi hem kadınların hem de çocukların güvenliği adına güçlendirici bir adım olacaktır.

Bununla birlikte, İçişleri Bakanlığı tarafından geliştirilen KADES (Kadın Destek Uygulaması) da kadınların acil durumlarda hızlı bir şekilde yardım çağırabilmesini sağlayan önemli bir dijital güvenlik aracı olarak öne çıkıyor.

KADES üzerinden yapılan ihbarlara yönelik hızlı polis yönlendirmeleri, birçok olayda kritik rol oynuyor. Uygulamanın tanıtımı ve kullanımının yaygınlaştırılması, şiddetle mücadelede önemli bir destek mekanizması oluşturuyor.

Amacı aileyi bölmek değil, şiddeti engellemek olan bu mekanizmaların verimli çalışması, hem toplumsal güvenliğe hem de aile içi barışın korunmasına katkı sağlıyor.

Aile Politikalarının Destekleyici Yapısı Korunmalı

“Aile Yılı” kapsamında açıklanan destek projeleri, özellikle ekonomik ve sosyal alanlarda aileleri güçlendirmeyi hedefliyor. Bu çalışmalar toplumda olumlu bir karşılık buluyor. Bununla birlikte, kadınların ekonomik hayata katılımını artıran politikaların da aile yapısı açısından güçlü bir etki yarattığı vurgulanıyor.

Kadının ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesi, aile içinde güven ve istikrarın artmasına katkı sağlayan bir faktör.

Toplumsal Farkındalık En Az Yasal Düzenlemeler Kadar Önemli

Kadın cinayetlerinin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyal bir boyutu da bulunuyor. Toplumun tüm kesimlerinde şiddete karşı farkındalığın artması, eğitim programlarının güçlendirilmesi ve aile içi iletişimin desteklenmesi, şiddetin önlenmesi için önemli başlıklar arasında yer alıyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınlar için değil, aile yapısının sağlığı için de kilit bir unsur olarak değerlendiriliyor.

Aile Yılı’nın Güçlü Bir Mesajı Olabilir

Eğer “Aile Yılı” yalnızca sembolik bir başlık olarak kalmayacaksa, bu süreç kadınların güvenliği ve aile içi huzurun güçlendirilmesi adına önemli bir fırsata dönüşebilir.

Aileyi güçlü kılmanın en temel yolu, her bireyin kendini güvende hissettiği bir ortam yaratmaktır.

Kadınların yaşam hakkının korunması hem ailenin hem de toplumun geleceği açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir.