Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri o Kur’an’ın indirildiği aydır.

Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçlu geçirsin.” Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kim inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” Huzur ve bereketin müjdecisi, sonsuz ikramların habercisi Ramazan-ı şerifin manevi iklimine girdik. İlk teravih namazlarımızı kıldık inşallah. Ardından sahura kalkarak  oruçlarımızı tutmaya başladık. Sahura kalkmanın bir bereket olduğunu unutmuyoruz. Bizleri bu müstesna zaman dilimine, Ramazan Ayına ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senâ, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun. Geçen sene altı Şubat’ta Yaşadığımız  Asrın depreminde binlerce kişiyi enkaz altında şehit verdik. Hepsine Allah rahmet eylesin. Binlerce vatandaşımızda zarar görerek mağdur duruma düşerek zarar gördüler  Sağ kalanlarımıza da  geçmiş olsun, Allah Sağlık sıhhat versin. Cenabı Allah bir daha böyle felaketler, zelzeleler vermesin Aslında  depremi yaşadık hepimiz öldük Ama binlercemizi gömdüler. Depremden sonra mahzun olan gönüllerimiz bu ayın bereketiyle hayra kavuşacak. Ramazanın manevi havası  bizlere bir bahar serinliği bahşedecek inşallah.. Ayların sultanı Ramazan ayı, hidayet rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu aydır. Yüce Allah’ın bize en büyük rahmeti olan Kur’an’la daha çok hemhal olacağız. bu mübarek ayda. Okunan mukabelelerle Kur’an aşkımız ve şuurumuz pekişecek. Kur’an-ı Kerim’in manasıyla hayatımızı yeniden inşa edeceğiz. Kalplerimizi ve zihinlerimizi onunla daha çok meşgul olup, hayatımıza hakim kılacağız inşallah. Ramazan, bizi takvaya ulaştıran oruç ayıdır. Ramazan da tutulan Oruç ibadeti farz olan ibadetlerden biridir. Farz da yüce Allah tarafından, mükelleften yapılması kesin olarak istenen emirlerdir,
    Yemeden, içmeden ve nefsani isteklerden uzak kalmak, orucun görünen yüzüdür. Hakkıyla tutulan oruçla nefsimizi terbiye eder, ruhumuzu arındırırız. Şuurla tutulan oruçla sabrımızı geliştirir, irademizi güçlendiririz. Peygamberimiz “Oruç sabrın yarısıdır” buyurmuştur.. Oruç sadece sabahtan akşama kadar yemeden içmeden aç kalmak değildir. Elimizi, dilimizi, gözümüzü, kalbimizi, zihnimizi hâsılı bütün varlığımızı haram ve günahlardan uzak
tutma kararlılığımızı göstermektir.. Ramazan ayı aynı zaman da, birlik, beraberlik, paylaşma ve dayanışma ayıdır. Bu ayda yapılan iyilikler. yardımlar kat kat sevap kazandırır insana. Camide saf saf omuz omuza kılacağımız namazlarla, teravihlerle,  daralan ruhlarımız feraha kavuşur. Dillerimizden dökülen, camilerimizin kubbelerinde yankılanan tekbirler ve salavatlarla gönüllerimiz huzur bulur, manevi temizlenmiş oluruz. Geçmişte atalarımız. Hamam kubbesi altında vücudunu, cami kubbesi altında ruhunu temizlemişlerdir. Ramazan da zekât ve fitrelerimizle, infak ve sadakalarımızla nice kardeşlik köprüleri kurulur. Yoksulların, muhtaçların, garip gurabanın ve kimsesizlerin ihtiyaçları karşılanır, yüzü güler. İnsanların hayatını gözden geçirmek, geçmişin muhasebesini yapmak, Rabbimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı hatırlamak için Ramazan-ı şerifi eşsiz bir nimet, emsalsiz bir imkân bilmelidir. Giden zaman geri gelmemektedir. Fırsatlar değerlendirilmelidir. unutmamak gerekir ki fırsatlar depo edilmez. Onbir ayın sultanı olan Ramazan ayında; Açalım kapılarımızı bu rahmet, bereket ve mağfiret mevsimine. Ardına kadar açalım gönüllerimizi, Rabbimizin davetine. Açalım ki O’nun affıyla mağfiret olalım. Bağışlanalım. Rahmân’ın gönderdiği aziz misafiri, layık bir şekilde ağırlayalım. Şehr-i Ramazanı kendimizden razı ederek, Cenâb-ı Hakkın rızasına nail olalım. Ve nihayet, Rabbimizin mümin kullarına vadettiği cennet bahçelerinde, ebedi bayram sevincine kavuşalım. Selam ve dua ile.