Dünyaya yön veren, tarihe şan veren hareketlerin itici gücü, tarih boyunca gençler olmuştur. Hayatı, inancı ve geleceği omuzlayacak olan güç Gencerlerin yüreklerinde saklıdır.
Gençlerimizin kalplerinde taşıdığı iman, zihinlerindeki heyecan ve ellerindeki teknoloji ile ülkemizi daha güzel hale getirme, geliştirme ve kalkınma potanseline sahiptirler. Yeter ki doğru ve istikamet üzerine yürüsünler, ideal sahibi olsunlar ve ideallerin peşine düşsünler. Yeter ki gençlerimiz bilim ve teknolojiyi, çağın imkanlarını güzel ahlakla harmanlasınlar.
İlim öğrenme ve öğretmenin medeniyetimizde asırlara dayanan bir geçmişi vardır. Türk - İslam alimleri yetişmiş, bilgin ilim adamlarımız medeniyet kurmuşlar, ilerlemişlerdir. Genç ilim adamlarımız ahlak ve maneviyatlarını koruyarak, bilim ve teknikte ilerlemeyi başarmışlardır.
İmandan beslenen bir bilim aşkı, sağlam adımlar attırmıştır. Türk- İslam alimleri böyle bir ilim ve maneviyat sentezinin meyvesidir.
Bilgi çağımızda bilgiye erişim hızlanmıştır. Birçok alanda yeni fırsatlar açılmıştır. Bugün internetin sağladığı imkanlar vardır. Gençlerin elin den düşürmediği cep telefonları ve tabletler vardır. Bu aletler iyi bir fırsattır. Bu aletlerden faydalı ilimler öğrenildiği gibi kontrol edilmediği sürede zararları da ortaya çıkmaktadır. Bıçak ekmekte keser parmakta. Atomdan enerji de üretilir, insanlıkta imha edilir.
Bağımlılık, vakit israfı, zihinsel kirlenmeler gibi zararlı durumlarda baş göstermiştir. Gençlerin heyecanlarının sömürülmesi, ideline ulaşmasının engellenmesi, şevkinin kırılması, beyinlerinin yıkanması ve düşüncelerinin engellenmesi bizim geleceğimize de vurulan bir darbedir.
O halde ne yapmalıyız ? Gençlere ne yapabiliriz ?
Gençlerin potansiyelini ortaya çıkarmak, önünü açmak, önündeki engelleri ortadan kaldırmak, ahlak ve maneviyatını, milli duygularını geliştirmek için emek sarf etmeliyiz. Gençliğe güvenme, ondaki idealizm ateşini harlamak zorundayız. Unutulmamalıdır ki bilgili olma, ahlak ve manevi gelişme gençler için tabii bir ihtiyaçtır. Hava gibi su gibi.
Gençlerin sadece akademik bilgilerle donatılmasının yanında ahlaki, milli ve manevi eğitim modeli ile karakter sahibi bireyler olarak yetiştirilmeli ve topluma kazandırılmalıdır.
Bu konuda özel ve resmi eğitim kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve ailelere büyük görev düşmektedir. Çünkü gençlik geleceğimizdir. Gelecekte gençlere emanet edilmiştir.
Nasıl bir Gençlik ?
Hz. Ebûbekir olacak, bütün varlığa, insanlığa kol kanat gerecek, “cehennemi öyle daralt ki Yarab, başka kimseyi almasın” diyecek yüce gönüllü bir gençlik...
Hz. Ömer olacak, zifirî karanlıkta kapkaranlık bir kayada haksızlığa uğrayan kara bir karıncanın hakkını arayacak bir gençlik...
Hz. Osman olacak, hayası insanlara insanlığını hatırlatacak timsal olacak bir gençlik...
Hz. Ali olacak, müşriklerin öldürmek için karar verdikleri Efendimiz ’in yatağına girecek kadar cesaretli olan bir gençlik...
İnsanlığın sorunlarıyla dertleşecek, ülkesinin sorunlarıyla hemhâl olan bir gençlik.
Dünyanın aldatıcı nimetlerini elinin tersiyle iten, hayatını, hakikate gebe insanlığın susuzluğu nu giderecek bir gençlik...
Bu dünyaya var olmaya, konmaya değil, Hakk ateşinde yanmaya, kor olmaya geldiğinin şuuruyla nefes alıp veren bir gençlik...
Bir eline güneşi, bir eline dünyayı verseler, davasından, iddiasından ve hakikatten aslâ vazgeçmeyecek şuurda bir gençlik...
Hayat gemisinde bütün insanlığa yer açacak, kucak açacak, ötelerin ötesine kanat çırpacak bir gençlik.
İnsanlığın sorunlarını mesele edinen, hakikatten süt emen, fikir, oluş ve varoluş çilesi çeken bir gençlik...
Kendisi için değil, ilkeleri için, Ülkü’leri ve Ülke ’si için yaşayan bir gençlik...