Türk Ocakları Kahramanmaraş şubesinin geleneksel hale getirdiği “Ocakbaşı Sohbetleri” toplantılarında, KSÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercüment YILDIRIM, “Eski Mısır’da Monarşik Yönetim Yapısı- Nil’in Tanrı Kralları”  konulu konuşmalarıyla yer aldı. 

MESDER Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği salonunda 11 Ocak 2024 tarihinde gerçekleşen Ocakbaşı Sohbetleri’ne konuya merak duyan çok sayıda izleyici katıldı.

Türk Ocakları Kahramanmaraş şubesi Hars Heyeti Başkanı Prof. Dr. İbrahim SOLAK kısa selamlama konuşmaları ardından,  program konuşmacısı Doç. Dr. Ercüment YILDIRIM katılımcılara teşekkür ederek; “ Öncelikle belirtmek isterim ki bu çalışma, genel bir Mısır tarihi olmayıp, eskiçağdaki Mısır toplumunun yönetim anlayışının bin­yıllar içerisinde geçirdiği değişimi açıklamayı amaçlamaktadır” diyerek sözlerine başladı.

“NİL’İN TANRI KRALLARI”

“Bu amaçtan hareketle günümüze ulaşmış olan, kral yıllıkları, yazıtlar, ilahiler, mitoslar ve inanca dair metinler incelenerek Mısır’daki yönetimin doğası anlanarak aktarılmaya çalışılmıştır. Bu anlama aktarma çabasında ise Mısır yönetim anlayışının temelde dün­yevi yaşantının bir yansıması olsa dahi metafiziksel kabulleniş ile şekillendirilmiş olduğu görülmüştür. Tarımsal getiri üzerine inşa edilmiş olan Mısır ekonomisinde üretim, toprağın varlığına ve iş­gücünün devamlılığına bağlı olarak gelişmiş; toprağın mülkiyet hakkı tanrılara, yönetmesi krala, kiracı vasfıyla işlemesi ise halka bırakılmışken, insanlar yönetim sisteminin devamlılığı ölçüsünde yaşamlarını refah içerisinde sürdürebilmişlerdir.”

Konuşmacı Doç. Dr. Ercüment YILDIRIM sözlerine devamla, Mısır coğrafyasının tarımsal yaşantısıyla daha izole kalan çöl yaşantısının burada nasıl bir medeniyet mizacı oluşturduğunu ve bunun Mısır yönetimine nasıl yansıdığını şu sözlerle anlattı: 

“ESKİ MISIR’DA PİRAMİDAL BİR YÖNETİM BİÇİMİ VARDI”

 “Bu coğrafya, tarımsal yaşamın merkeze alın­dığı diğer bölgelerle kıyaslandığında daha izole kalmış, çöllerle çevrili olan Mısır’ın ahalisi geliştirdiği tecrübi bilgiyle bir taraftan bilimsel açıdan ilerlerken diğer taraftan kendine has bir medeni­yet mizacı oluşturmuştur. Bu kendine özgülük yönetim anlayışı için de geçerli olmuş ve Mısır’da sosyal yapıyla uyumlu bir birlik­teliğe sahip piramidal bir yönetim biçimi gelişmiştir. Bu yönetim biçiminde, piramidin zirvesindeki kralın, altında yer alan insanla­rın kaderlerinin tayin edicisi; üstünde bulunan tanrılara karşı da yönettiklerinin sorumlusu olduğuna inanılmıştır.”

Doç. Dr. Ercüment YILDIRIM konuşmasının devamında, temel kuralın krala sadakat olduğunu belirterek szölerine şu şekilde sürdürdü:

“MISIR TOPLUMUNDA TEMEL SAİK KRALA SADAKATTIR”

“Mısır toplumundaki yönetim anlayışında yönetilenler için temel saik krala sadakat olduğundan kralın meşru sistemin dışına çıkmadığı müddetçe meşruiyeti sorgulan­mamaktadır. Ülkede meydana gelen büyük kaos durumlarında tanrıların desteğini yitiren kralların olduğuna inanıldığı Mısır’da krallar değişse dahi yönetim biçiminin temel düzeni olan pira­midal yapı değişmemiştir.

Bu sebepten bölgesel yöneticilerin ve kraliyet ailesi mensuplarının isyanlarının görüldüğü Mısır’da halkın doğrudan krala isyanına rastlanmamıştır. Yönetimin bu yönde gelişimi, piramidal bir emir zincirinin oluşmasına; en üstte kralın, altında ruhban sınıfı men­subu da olan memurlar ile askerlerin yer almasına yol açmış, toplumun geri kalanı piramidal yapının zeminini oluşturmuştur. “

Konuşmacı, Ercüment YILDIRIM eski Mısır’da yöneticilerin görkemli mezarlar yerine gösterişli mezar odaları yaptırmaya başlamış olmalarını ekonomik bozulmanın bir göstergesi olarak kabul ettiğini belirterek şunları söyledi:

“GÖSTERİŞLİ MEZAR ODALARI YAPMAYA BAŞLANMASI EKONOMİK BOZULMANIN BİR GÖSTERGESİ OLDU”

“Özellikle altıncı hanedanlıkta kralların kendileri için görkemli me­zarlar yapmayı bırakırken seçkin sınıfa mensup kişilerin kendileri için gösterişli mezar odaları yaptırmaya başlaması, ekonomik bo­zulmanın bir göstergesi olmuş ve peşinden hanedanlık yönetim becerisini kaybederek yıkılmıştır.Mısır’da birbiri ardına birçok hanedanlık gelmiş olsa dahi Hiksos­lar dışında Asur egemenliğine kadar geçen iki bin beş yüz yıl bo­yunca Mısır’ı Mısırlı krallar yönetmiştir. Bu durum Mısır’da siyasi değişimlerin olmasına rağmen sosyal hayatta ve kültürel alanda büyük dönüşümlerin oluşmasını önlemiştir.”

Ercüment YILDIRIM konuşmasının son bölümünde Mısır’daki yeni krallık ile dönemin güçlü devletlerinden Hitit Kralları arasındaki güç mücadelesine de değinerek sözlerini şu şekilde tamamladı:

“MISIR KRALLARI HİTİT KRALLARIYLA YENİŞEMEDİ”

“Yeni Krallık döneminde en üst düzeye çıktığı kabul edilen bu yö­netimsel olgunluk, Akhenaton döneminde, Hititler ile yaşayan nüfuz mücadelesinde ve Ege Göçlerinde sınırların sonuna ka­dar sınanmıştır.

Tarihleri boyunca Mısır krallarının karşılaştıkları belki de en güçlü hasım olan Hitit kralları ile yapılan savaş, eskiçağ tarihinin de en önemli olaylarından biri olmuştur. Dönemin en büyük iki siyasi gücünün mücadele verdiği bu savaşta, o döneme değin toplan­mış olan en kalabalık iki ordu, Doğu Akdeniz kıyılarında kimin hüküm süreceğini belirleyecekti. Mısır krallığının kendisi kadar güçlü bir diğer rakibi ile girdiği güç mücadelesinde Mısır kralları, Hitit kralları ile yenişmeyi başaramamışlardır. Mısır krallığının sahip olduğu gücün ve yönetme becerisinin son büyük sınanması ise Deniz Kavimleri Göçleri’dir. Mısır tarihinde komşu bölgelerde yaşayan insanların Nil’in zenginliğine ulaşmak için birçok defa Mısır’a göç etmeye çalıştıkları görülmesine rağ­men ilk defa uzak bölgelerden kaynaklı bir göç hareketiyle kar­şılaşan Mısır kralları karadan ve denizden gelen bu insan kala­balığına karşı büyük mücadeleler vererek krallıklarını korumayı başarmışlardır. Bütün bu gelişmeler, Mısır’daki krallık anlayışını yok etmekten çok güçlendirmiş ve özgün bir idare anlayışının oluşmasına yol açmıştır.”

Konuşmaya ilgi duyan çok sayıda, üniversite öğretim üyeleri, eğitimci, şair ve yazarın da katıldığı toplantı toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

Bu vesileyle böylesine güzel bir toplantıyı tertipledikleri için Kahramanmaraş Türk Ocakları şubesine, program konuşmacısı Doç. Dr. Ercüment YILDIRIM, MESDER Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneğine ve programı izleyen değerli katılımcılara çok teşekkür ederim.

Selam ve sevgilerle.