Bir şarkı dinliyorsun… İlk kıtası geçiyor, sözler karışık geliyor. Ama sonra nakarat geliyor ve BAM!

“Ben bu kısmı biliyorum!”
İşte o an, beynin mutlu. Ruhun coşkulu. Sesin de çirkinleşmeye başlıyor çünkü bağıra bağıra eşlik ediyorsun.

Peki neden?
Neden nakarat kısmı bu kadar seviliyor?
Bir söz var ya hani:
“Bir şey ne kadar çok tekrarlanırsa, o kadar kıymetlenir.”
İşte beynimiz de bu taktiği kullanıyor. Nakarat kısmı şarkının tekrar eden bölümü olduğu için hafızada kalıyor, daha tanıdık geliyor, ve evet, daha çok hoşumuza gidiyor.

Beynin Playlist’i
Bilimsel açıklamasını sorarsanız: Nakarat kısmı, dopamin salınımına neden oluyor. Yani beynimiz “Bak bu kısım eğlenceliydi, tekrar geliyor, hazırlan!” diye coşuyor.

Bir çeşit nörolojik spoiler hissi:
“Bu sahneyi biliyorum, en sevdiğim sahne!”
Beyin tanıdığı şeyleri sever çünkü güvenli gelir. Nakarat da güvenli limandır.
İlk kıtada “Bu şarkı ne anlatıyor ya?” deriz, ama nakaratta “Heh tamam, şimdi geldik olaya” oluruz.
Duyguların Patlama Yeri
Nakarat, şarkının duygusal zirvesidir.
Seviyorsan orada ağlarsın, dans ediyorsan orada zıplarsın, arabadaysan camı indirip bağırırsın:
“Sen gelince ben, ben olmam kii!”
Sanki şarkı boyunca tüm sözler oraya ulaşmak için yazılmış gibidir. Nakarat bir nevi müzikal zirvedir; müziğin şah damarı.
“O Şarkının Nakaratı Neydi Ya?”
Garip ama gerçek: Şarkının adı neydi unuturuz, sözlerini bilmeyiz… ama nakaratını melodisiyle birlikte söyleyebiliriz.
Hatta bazen sadece nakaratı bildiğimiz için o şarkıyı sevdiğimizi zannederiz. (Oysaki kıtaları duyunca “Bu ne ya?” tepkisi gelebilir.)

Ve Belki de En Önemlisi:
Nakarat demek birlikte söylemek demek.
Konserde herkesin hep bir ağızdan söylediği kısımdır.
Evin salonunda saç fırçasını mikrofon yapıp bağırdığımız andır.
Ayrılık sonrası arkadaşlarla “O BİZİM ŞARKIMIZDI” diye haykırdığımız bölümdür.
Müzik evrensel olabilir ama nakarat, ev içi dramaların resmi marşıdır.

Sonuç mu?
Nakaratı seviyoruz çünkü orası bize kendimizi hatırlatıyor.
Biraz tekrar, biraz duygu, biraz da içimizden geçenleri dışımıza çıkarma bahanesi.

Eğer hayat bir şarkı olsaydı, hepimiz kendi nakaratımızı arıyor olurduk.
Ve bulduğumuzda… tabii ki tekrar tekrar dinlerdik.