Kader, Rabbimizin ezel ve ebedi bilme sıfatı. O(cc) mutlak kadir, mülk sahibi, oyun bozan, hüküm verendir… Evet, kaderin büktüğü bileği kimse doğrultamaz. Tarih bu tespitin örnekleri ile dolu… Dostlarla her akşam, meydanlardayız. Akşamları saf vatansever dostlardaki ihlası görmek çok güzel. Özellikle küçük bebelerin ellerinde Türk Bayrakları ile koşuşturmaları çok hoşuma gidiyor. Küçücük elelerde vatan şarkıları bir başka oluyor. Kimi Maraşlı çekirdek kırıyor, kimisi çay kaynatıyor, kimisi sohbet ediyor, kimisi konuşmacıları dinliyor.  Akşam bir dostumuz,  Bertiz’den sandıkla erik getirip, meydanlardakilere ikram etti. Şehitlerin ruhuna fatiha istedi… Bizim gurup, yatsı namazını Ulucami’de kıldıktan sonra, parkta günün gelişmelerini yorumluyor. Akşamki en önemli  tespit,  bu darbeyi ABD’nin bildiği  ve maşaları aracılığı ile bunu yapmaya kalkışması olduğu ancak milletin direnişini hesaba katmadığı şeklinde oldu.  Kendim diriliş müjdelerini verdim.   ULUSAL BASINI TAKİP EDİYORUZ Ulusal ve uluslar arası basını da takip ediyoruz,  tespitlerimizi doğrulayan bir haber. “Darbeyi ABD’li komutan John F. Campbell yönetti” manşeti dikkatimizden kaçmadı. Haber şöyle devam ediyor. Yeni Şafak'a konuşan kaynak, darbe sürecini hazırlayan ve yöneten unsurlar arasında ISAF Komutanı General John F. Campbell'ın bulunduğu ve darbeye destek amacıyla Nijerya'da bulunan UBA Bank şubesinden CIA aracılığı ile ciddi para akışı sağlandığı bilgisini verdi. Aynı kaynak ayrıca, darbeye kadar olan süreçte kullanılan haberleşme kanallarına dair de önemli bilgiler verdi. Darbe girişimi öncesi 2 kez gizlice Türkiye'yi ziyaret eden General John F. Campbell'ın hem Erzurum'da hem de Adana'daki İncirlik Üssü'nde sır görüşmeler gerçekleştirdiği belirtiliyor.” Denildi. Nitekim Adalat Bakanımızda bu darbeden Obama’nın haberinin kesin olduğunu söylemişti.  Diyeceğim şu ki, CIA merkezli bu darbe girişimi sonrası bizlerinde üzerlerine düşen görevler var.  Evet Rabbimiz küfrün oyununu bozmuştur, ülkemizi uçurumun kenarından almıştır. Şimdi bizde üzerimize düşeni yapıp, birlik olmalıyız. Üretmeliyiz, yani daha fazla çalışmalıyız. Eğitime önem vermeli ve insana yatırım yapmalıyız. Paramızın kıymetini bilip, israftan kaçınmalıyız. Vatan söz konusu olunca, gerisi teferruat diyebilmeliyiz v.s   YAZILARI ARŞİVLİYORUZ Bu darbe girişimi gelecek nesillere iyi anlatılmalı. Bunun için de görüntü, resim ve yazıları arşivlemek gerekiyor. Şahsen kendim, bir tez konusu olacak kadar bilgiyi arşivledim. Günlük, gazete manşetleri, köşe yazıları ve haberleri tarıyorum. Olup bitenleri anlamaya çalışıyorum, böylec e ülkemin dostları ve düşmanları da tanımı imkanı buluyorum. Sizlerde, okuduğunuz gazeteleri hiç olmazsa arşivleyin, bugün değil ama on yıl yirmi yıl sonra torunlarınıza anlatır ve onların uyanık olmasına vesile olursunuz diye düşünüyorum. Neyse esas konumuza gelelim. Darbecilere ve yanlılarına diyoruz ki; “Anadolu direnişinin ne olduğunu biraz olsun okumalıydınız. Bu ülkenin, o tarih yapıcı geleneğin hikayesini, en azından Batı ile ortak hikayesinin biraz olsun öğrenmeliydiniz. Katliamla anılacaksınız Size ne olacağını söyleyeyim: Buradan müthiş bir siyasal dalga gelişecek. Gençlerimiz yepyeni bir siyasi kimlik ve bilenmişlikle kuşanacak. Bu yeni siyasal dalga, temelinde özgürlük ve bağımsızlık üzerine, meydan okuma üzerine kemikleşecek. Bu dalga, Türkiye'nin büyük yürüyüşünü devam ettirecek. On beş yaşındaki gençler bile ülkeleri için seferber olacak, “Türkiyeli” olmanın anlamını bilecek, işte bundan sonra asıl tarih yapıcı rol, o güçlü ana omurga ile ortaya çıkacak. Cinayetlerle, katliamla suçlanacaksınız. Ayak oyunlarıyla, dolambaçlı senaryolarla bu suçu gizleyemezsiniz. Bizleri uyutamayacak, gözlerimizi kör edemeyeceksiniz. Size o haritayı çizdirmeyeceğiz. Ne yaparsanız yapın, bizler, evlerimizi sokaklarımızı, mahallelerimizi ve bütün ülkeyi savunma hattına dönüştüreceğiz, “Acımasız Direniş”in kalelerine dönüştüreceğiz ve asla yeniden 20. Yüzyıla dönmeyeceğiz(İbrahim Karagül-Yeni Şafak) Evet kader, zalimin bileğini bükmüştür, yarınlar bizim, yeter ki Allah’ın(cc) kitabına sımsıkı sarılalım.