Hiç bir köpeğin klasik müzikle huzura erdiğini, bir kedinin caz melodilerine gözlerini kapatıp “Ben bu gece hiçbir fareyle uğraşmam” dediğini hayal ettiniz mi?
Belki de sabahları ötüşünü dinlediğimiz kuşlar sadece ötüşmüyor, bizden önce soundtrack’lerini yazıyorlar. Peki ama gerçekten: Hayvanlar müzik dinler mi? Yoksa biz sadece onlara müziği dayatıyor muyuz?
Müzik Algısı İnsanlara Özgü mü?
İnsanlar müzikle dans eder, ağlar, gülümser, anı biriktirir. Peki ya hayvanlar? Onlar için müzik nedir? Bir gürültü mü, bir tehdit mi, yoksa keyifli bir ses oyunu mu?
Bilim insanları bu sorunun peşine düştü ve ortaya şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Örneğin; Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, köpeklerin klasik müzik dinlediğinde kalp atışlarının yavaşladığı ve daha az havladıkları gözlemlendi. Yani Mozart, köpekler için bir nevi “aromaterapi yağı” gibi!
Filin Piyanoyla İmtihanı
2010 yılında Tayland’da yaşayan bir fil, eğitimle piyanoya oturtuldu. Tabii ki Chopin çalmasını beklemiyoruz ama tuşlara basarken gösterdiği dikkat, ritim duygusunun sadece insana özgü olmadığını düşündürdü. Müzik onun için belki de bir oyun alanıydı. Belki de bir terapi…
Aynı şekilde, bonoboların ve şempanzelerin belirli ritimlere eşlik ettiğini gösteren deneyler var. Özellikle perküsyon seslerine ilgileri büyük. (Yani evrimsel olarak ilk DJ kabinini biz değil, onlar kurmuş olabilir mi?)
Kuşlar Zaten Şarkıcıydı
Aslında doğadaki ilk müzisyenler kuşlardı. Sadece ötmekle kalmıyorlar, belirli melodik desenler oluşturuyorlar. Bazı türler çiftleşme dönemlerinde melodilerini değiştiriyor. Bir nevi “aşk şarkıları” besteliyorlar. Bir erkek bülbülün gecenin bir vakti avaz avaz ötmesinin tek amacı ne mi? Etkileyici bir solo atarak karşı cinsi tavlamak. (Hiçbir şey değişmemiş yani.)
Kediye Bach, Balığa Blues?
Ama her hayvan aynı şekilde tepki vermiyor. Kediler, örneğin, insan müziğine genellikle kayıtsız kalıyor. Ta ki onlar için özel olarak bestelenmiş “kedi müzikleri” çalana kadar! Bilim insanları kedi kulak frekansına uygun tınılarla bestelenmiş parçalar hazırladı ve… tahmin edin ne oldu? Kediler bir anda “aaa bu bana mı özel?” tepkisi verdi. Kimi mırıldandı, kimi gözünü yavaşça kapadı, kimi de hoparlörün yanından ayrılmadı.
Balıklar için işler biraz daha farklı. Ses dalgaları su altında farklı yayılıyor. Yani evde Japon balığına jazz dinletiyorsanız, o büyük ihtimalle sizden çok, akvaryumun filtresine dikkat kesiliyor.
Peki Neden Dinliyorlar?
Hayvanlar da bizim gibi çevrelerindeki sesleri anlamlandırmak, tehditleri ayırt etmek, rahatlamak veya etkileşime geçmek için kullanıyor. Bu nedenle müzik, onlar için de bir “duygusal frekans” yaratabiliyor.
Müzik onlar için bir eğlence, bir sinyal ya da bir iletişim biçimi olabilir. Bizim için şarkı olan şey, bir köpek için “patika güvenli” anlamına gelebilir, bir kuş için “bu ağaç benim” ilanı olabilir.
Son Söz: Ormanda Bir DJ Olsaydık…
Hayvanlar müzikten keyif alır mı? Kesin olan bir şey var: Bizim melodilerimiz onlarda da bir şeylere dokunabiliyor. Belki notaları bizim gibi “dinlemiyorlar” ama hissediyorlar.
Bir gün eğer müzik açtığınızda köpeğiniz yavaşça yere kıvrılıyorsa, bilin ki o da sizinle birlikte o şarkıya kendi sessiz dansını ediyor. Ve kim bilir… Belki de doğada bizim hiç duymadığımız, hayvanlara özgü bir süper konser her gece sahneleniyor.
Biz sadece kulak kesilmeyi unuttuk.
Doğaya ve notalara kulak kesilen bir kalemden