Corona Virüs'ün patenti kime ait? Diye bir soru yönetmiştim hatırlarsınız. Okuyucularım bununla ilgili iki kitap ismi verdi. Birincisi "Kehanetler", ikincisi ise "Sylvıa Browne End of Days". Bu kitaptan virüslü ilgili sayfanın resmini çekmiş göndermişler. " Bu ikinci kitabın 312 sayfasında aynen şunlar yazılmış. (Bana göre ise yazdırılmış, çünkü bir yandan da virüsün reklamı yaptırılıyor, bu benim düşüncem. Bir çok ünlünün isminin de geçmesini bu düşüncenin ürünü olarak görüyorum.)

Evet Sylvia Browv'un "End Of The Days(Günlerin Sonu) isimli kitabında yazılanlar şu şekilde yer bulmuş. " 2020'de akciğerlere ve bronşlara saldıran ve tüm bilinen tedavilere direnen ciddi bir zatürre-benzeri hastalık dünyaya yayılacak. Hastalığın kendisinden daha şaşırtıcı olan şey, aniden geldiği kadar hızlı bir şekilde yok olacağı gerçeğidir, on yıl onra tekrar saldıracak ve o zaman tamamen..." diyor.

Bir üçüncü kitap ise Ali Bektan tarafından yazılmış. İnsanlığı hedef olan Corona Virüs ismini vermiş. Kitap Bilgi Karıncı Yayınlarından çıkmış. Merak edilenlere ilan olunur..

Bu virüs, gerçekten insanlığı özellikle de yaşlıları hedef alıyor ve biz insanlar ise bu duruma karşı mutlaka tepki göstermemiz gerekiyor. Yani önce bu şeytanı aklın hesabını ve hedeflerini doğru tespit yapmalı, teşhisten sonra da tedavi yoluna gidilmeli…

Pazartesi günkü yazımda bu konuya kısmen değinmiştim, önümüzdeki günlerde yine geliştirerek yazacağım.

Yani bu bağlamda toplumun her kesime iş düşüyor. Normal hayata geçildiğinde, başta öğretmenler ve imamlarımız, özellikle yerli medya bu konuda topluma aydınlatmalı diye düşünüyorum.

Rahmetli Nurettin Topçu'nun, öğretmenlik anlayışı bu konuda bize önemli işaretler veriyor. Ne demişti: “40 yıl öğretmenlik yaptım, okula girerken bir ibadet hane hükmünde görüyordum. Aynı bakış açısından yola çıkarak inanın 41 yıldır biz de aynı düşünce ile mesleğimizi yaptık.

Şunu söylemek istiyorum değerli dostlar. “ Artık dünya değişiyor, bunu gördük. Yeni nesli gelecek yıllara hazırlıyorsak, geleceğin mesleklerini yönlendirmeliyiz, örneğin Veri Bilimcisi, Yapay Zeka ve Robotik Mühendisi. Alternatif Enerji Danışmanı ve Teknisyeni. Nesnelerin İnterneti Cihazların Güvenlik/Onarım Personeli. Blockchain Geliştiricisi(kripto veya elektronik para sektörü)

Sonra biyolojik saldırıların durdurulması için Biyoloji v.s

GERİDE KALMANIN BİR ANLAMI YOK

Çok şükür bu ülkenin çocuklarının çoğunluğu yerli ve milli. Yerli ve milli söylemini ve şu dindarlığı artık doğru tanımlamak gerek.

İnsan ben milli ve manevi değerleri savunan bir kişiyim diyorsa, bunun gereğini yapacak. Müslümanım diyen her insan o-ku-ya-cak!

En azından Kur’an-ı ve Efendimizin(sav) hadislerini bilecek. Çünkü Kur’an sanıldığı gibi sadece ibadetleri anlatmaz. Aynı zamanda Nemrut ile İbrahim(sav), Firavun ile Musa-Harun(sav) peygamberin mücadelesine de yer verir. İşte bu virüsün sahipleri Nemrut’u temsil ediyor, biz ise ‘İbrahim(as)’ arıyoruz. Oysa hepimiz bir İbrahim(sav) olmalıyız. Nedin mi? O Hak ve hukuki temsil etmiyor mu? Zalime karşı baş kaldırmadı mı? Babasına bile putlara tapma baba demedi mi? Dedi değil mi? Peki sonunda ateşe atmadılar mı? Ardından Allah(cc) ateşi suya çevirmedi mi? İşte size bir örnek, eğir bizler zalime karşı dur dersek, Allah ateşi suya çevirecektir.

Konuya toparlayayım. Zalimler parayı ve ilimi elinde tuttukları için, kendilerini(haşa) ilah gibi görüyorlar. Evet, para da, iktidarda onların elinde, neredeyse büyük devletlerin merkez bankalarının sahipleridir bunlar. Kimisi bunlara şeytanı akıl, kimileri global akıl, kimisi üst akıl adı takmış. Doğrudur, para onların elinde ama bizim de Allah’ımız(cc) var. Herşeyten güçlü, herşeye Kadir olan O’dur. Öyle ise inananlar güçlüdür.

Buradan yola çıkarak, artık ibadetlerin yanında laboratuvarlae buluşmamız gerekiyor. Müslüman gece namazına kalktıktan sonra, okumala, araştırmalı, deneyler yapmalı.

Bu konuda öğretmenlere, aydınlara, üniversitelere çok önemli görevler düşüyor. Özellikle ilahiyatçılar ilmin önemi ile ilgili öncülük yapmalı…

Peki kalın sağlıcakla.