Metin Acıpayam: Tarihi süreç itibariyle Kahramanmaraş’ın kurtuluşunun öneminden bahseder misiniz?

Şevki Karabekiroğlu: Maddeler halinde cevaplayayım.

Maraş’ın kurtuluş tarihi dünyada örneği olmayan bir kurtuluş hikâyesidir. Benzer şartlar ile muhatap olup da böyle bir direniş sergileyen ikinci bir şehir yoktur. Bazı tarihçiler Almanlara karşı Rusya’nın yaptığı Leningrad savunması ile mukayese ederler ise de doğru değildir. Zira orada şehir savunmasını nizami ordular yapmıştır.

Maraş harbi dışarıdan destek almadan, ordu ve silaha sahip olmadan, büyük bir zorluk ve mahrumiyet içerisinden devşirilmiş bir zaferdir. Bütün şartlar zorluk içinde tezahür etmesine rağmen millet direnmekten ve savaşmaktan vazgeçmemiştir.

30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması gereği ordular lağvedilmiş silahlar büyük oranda toplanmış ve Maraş bundan yaklaşık 1 yıl sonra Fransız işgaline maruz kalmıştır. Daha önce 9 ay da İngilizler tarafından işgal edildiyse de bu dönemde fiili savaş olmamıştır. Bu yokluğun içinde resmi ve merkezi hükümet olan İstanbul eli kolu bağlı vaziyette olduğu için yardım edememiştir. Sivas kongresi ise İtilaf bloğunda çatlak oluşturmak için Fransa’ya karşı ılımlı bir politika izlemiş bunun neticesinde bu siyasetten Maraş harbi olumsuz etkilenmiştir.

Maraş 3. Kolordu bölgesine bağlıdır. Bu ordu ise aynı zamanda Pontusçu Rumların ayaklanmaları ile ilgilenmektedir. Kuvvetlerin çoğu oraya sevk edildiği için Maraş’a gereken takviye yapılmamıştır. Zaten işgale direniş resmi ordular değil. Sivil milisler eliyle yürüdüğü için ordu doğrudan savaşa tam olarak katılamamıştır.

Şehirde savaşacak genç nüfus yoktur. Büyük çoğunluğu daha önceki savaşlarda, cephelerde ya şehit olmuş ya da kaybolmuştur. Daha ziyade yaşlılardan ve kadınlardan oluşan bir nüfus ile karşı konulmuştur.

Bu anlamda Maraş harbinin örneği yoktur.

Maraş halkının savaş sırasında seslendirdiği

“Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olamaz”

Fikri tam olarak anlaşılırsa zalimler mazlumların topraklarına kolaylıkla giremezler.

Maraş harbi Maraş’tan başlayarak tüm Türkiye’ye hatta tüm dünyaya anlatılmalıdır ki benzer durumlar yaşandığında insanlar nasıl davranacağını bilsinler

Maraş zaferinin temelinde üç unsur vardır;

İman ve cesaret

Akıl ve bunu neticesi mükemmel teşkilat

Birlik ve beraberlik ruhu.

İnsanlar işgal karşısında teslim olmayı değil savaşarak ölmeyi ve cennete gitmeyi tercih etmişlerdir. İzzetle ölmeyi zilletle yaşamaya tercih etmişlerdir. Bu kararlı duruş düşmana korku dosta güven vermiştir.

Sadece iman ve cesaret ile yetinmemişler aklı feraseti ve basireti konuşturup zahiren alınması gereken her tedbir kamilen alınmıştır. Bu amaçla saat gibi dakik işleyen bir teşkilat, iletişim ve haberleşme sistemi kurulmuştur.

Savaşa karşı çıkanlar olmuş, düşmanı güçlü gören vaziyeti umutsuz görenler olmuş ama bunlar halkın direnişine gölge düşürmemiştir. Herkes elbirliği ile elinden geleni yapmaya çalışmıştır.

Maraş zaferi düşmana toplamda 5-6 bin kayıp verdirirken bizimkiler ancak 500-600 kayıp vermişlerdir. Bu anlamda da tarihi bir zafer kazanılmıştır.

Metin Acıpayam: İstiklalden istikbale Kahramanmaraş’ın manevi iklimi hakkında neler söylersiniz?

Şevki Karabekiroğlu: Savaşı bize kazandıran manevi iklimden bahsedelim… Maraş halkının daha sonra başlayacak olan milli mücadele için çok büyük bir moral etkisi yarattığını söyleyebiliriz. Toplumda yeni bir mücadele yeni bir macera olarak algılanıp soğuk karşılanırken ve girişilecek mücadelenin hiç bir sonuç getirmeyeceği kanaati yaygınlaşmışken, Maraş’tan gelen mesaj olumsuz düşünenlere tokat gibi gelmiştir. Çok daha kısıtlı şartlara malik iken bir şehir halkı, üstelik tek başına düşmanın hakkından gelebildiğine göre bunu başkaları da rahatlıkla yapabilir.  Memlekette ümitsizlik havası hâkimdir. Düşmanı güçlü görerek girilecek mücadelenin anlamsız olduğunu düşünenlerin sayısı az değildir. Bu yüzden de insanlar askere çağırıldıklarında gitmekten imtina etmektedirler. Yapılan işler beyhude görülmekte ve hiçbir sonuç getirmeyeceğine inanılmaktadır.  Maraş harbi insanların üzerindeki bu ölü toprağını adeta atmıştır. Onlara bir heyecan ve sinerji katmıştır. Demek ki oluyormuş, galiba olacak gibi geleceğe dönük ümitleri arttırmıştır. Bu anlamda Maraş harbinin milli mücadeleye çok büyük katkısı olmuştur.  İbret alınsaydı tekerrür etmezdi tarih. Ama ediyor. Maraş harbinden çıkartılacak en önemli sonuçlardan biri de şudur. İnsan samimi olursa inanırsa ve güvenirse üstündür. Üstünlük kaba kuvvette değildir. O gün için Fransızları güçlü görüp onlarla birlikte saf tutan Ermeniler, Türkler veya başkaları inanıp mücadeleye girişen bir avuç mücahidin de moralini bozup kavgayı bitirmek ve teslim olmak konusunda çok gayret ettiler. Bunlar inançsız ve yüreksizdi. Güçlüden değil haklıdan yana olmanın şerefini koruyamamışlardı. Hatta haklı olanlarla bir safta görünmemek için azami gayret göstermişlerdi. Sonra hak üstün gelince ne yaptılar? Biz de sizdendik ama maslahat gereği öyle göründük dediler. O günkü hatıratlarda adları hain olarak yazılanlar ustalıklı manevralarla isimlerini oralardan silip kaybettiler. Bunların isim olarak bilinmesinde bir yarar görmüyoruz ama iki şeyi önemsiyoruz. Birincisi bu zihniyetin deşifre olması. Yani zalimlere destek verenlerin ve onların gücüne tapınarak hakka karşı gelenlerin ortaya çıkması. İkincisi günümüzde de bunların benzeri varsa dikkat edelim. Hak üstün geldiği zaman biz de sizdeniz diyenlere asla inanmamak gerekir. Çünkü onlar rüzgâr sert estiği zaman boyun büken ekinlere benziyorlar.  Kendinizi dayandırdığınız ve nispet ettiğiniz güç oranında güçlüsünüz. Hakkı üstün tutarak savaşıp Hakk’tan ihlas ile yardım istediğiniz zaman sizin gücünüzün kaynağı Hakk olur. Bu durumda asla sırtınız yere gelmez. Sebepler gelişir olgunlaşır ve sizi zafere götürür. Yok eğer kaba kuvvete ve silah gücüne güveniyorsanız, o oranda güçlüsünüz. Silah tek başına bir güç unsuru değildir. Onu kullanan akıl, irade ve kabiliyet Allah vergisidir. Nitekim silah üstünlüğü Ermenilerin ve Fransızların işine yaramamıştır. Onların kaybı bizden en az dört kat fazla olmuştur. Maraşlılar çakaralmaz silahlarını onlardan daha büyük bir maharetle kullanmış ve düşmana çok büyük zayiat verdirmeyi başarmıştır. Şehri rastgele bombardıman etmek tarzındaki ateş gücü görüldüğü gibi zafer kazandırmaya yetmemiştir.  Tarihimizde bu gerçek defalarca tecelli etmiştir. İhlas dönemlerinde küçük İslam orduları dev imparatorlukları devirmiştir. Fitnenin kol gezdiği, kardeşin kardeşi düşman gördüğü Balkan Savaşları sırasında da, daha dün kendi eyaletimiz olan devletlere yenilmişken, Çanakkale savaşlarında iman ve ihlas ile savaşıp düvel-i muazzama denilen devletleri mağlup etmişizdir.  Elbette ki zaferi getiren tek sebebin iman ve ihlas olduğunu söylemiyoruz. Allahın kevni kanunlarına da riayet şarttır. Yani zahiri esbaba tevessül.

Metin Acıpayam: 100. Yıl kutlamaları hakkında düşünceleriniz nelerdir? Neler yapılmalıdır? Neler yapılmamalıdır?

Şevki Karabekiroğlu: Önce ne yapılması ile ilgili konuşalım:  İlk ve en önemli iş okul çağındaki tüm gençlere tüm kahramanlık tarihi ve kahraman şahsiyetler öğretilmeli. Bu hikaye nesilden nesile dillerde gönüllerde yaşatılmalı. Bunun için Türkçe ve tarih derslerinde konuya ilişkin ödevler okumalar yaptırılabilir. Milli eğitim ile kurumlar arasında antlaşma yapılıp Kurtuluş temalı bilgi yarışmaları yapılır ve dereceye girenlere ödüller verilir. Bir tv dizisi mutlaka yapılmalıdır. Biz İstiklalden İstikbale isimli kısa film çalışmasını yaparken Serdar Gökhan ile bu konuyu çok konuştuk. Benim Şubat 1920 kitabını okumuş. Bu kitaptan 20 haftalık bir dizi çıkar dedi. Bu film için kalıcı ve plato kurulur ve daha sonra müzeye çevrilebilir. Yapılacak en önemli işlerden biri de şu olmalı. Maraş harbini anlatan kitaplar iş adamlarımızın sponsorluğu ile okullara dağıtılmalı. Hatta bazıları kendi adına bastırıp dağıtmalı. Her evde ve her kütüphanede en az bir adet Maraş harbini anlatan bir kitap bulunmalı.

Neler yapılmamalıdır?

Kurtuluş ruhunu aksettirmeyen şarkılı türkülü konserler veya alakasız dans grupları getirilip gösteri falan yapmasınlar. Yapılacak her şey orijinal boyutlara uygun düşmeli…

Metin Acıpayam: Kahramanmaraş kurtuluş kutlamalarının Cumhurbaşkanlığı himayesine alınması hakkında neler söylersiniz?

Şevki Karabekiroğlu: Gurur verici bir durum. Çok isabetli bir karar. Yeni savaşların kapıda olduğu bir zaman dilimindeyiz. Maraş harbi moral ve motivasyon sağlamak açısından bir numaralı örnektir.

Metin Acıpayam: 12 Şubat’tan dünyaya Maraş kurtuluşunun önemi nedir?

Şevki Karabekiroğlu: Dünyaya verilen en önemli mesaj zulme karşı gelmek için güç hesabına girmemek haklı isen kavgaya girmekten çekinmemektir

Teşekkür ederiz Hocam…

Rica ederim Metin Bey.