10 Ocak çalışan gazeteciler günü nedeniyle Rektör Prof. Dr. Alptekin Yasın basın ve sosyal medya ile bir araya gelerek, bilgi paylaşımında bulundu.

Yasın yaptığı konuşmada; 6 Şubat’ta yaşanan depremde 35 bin afetzedeye üniversitenin alanını açarak destek verdik. Öğrenci yurduna,  en önemliside Tıp Fakültesi hastanesinin yoğun hasta akışı nedeniyle ek binaya acilen ihtiyacımız var” dedi.

Rektör Yasın:  İlk atandığında bilhassa Tıp fakültesi ihmalden dolayı durumu pekiyi değildi. Öğretim üyelerinin birçoğu Kahramanmaraş’ı terk etmiş durumdaydı. Üniversite ile ilgi olarak daha önce konuştuğu gibi  “Üniversiteyi, sağlık ve teknoloji üniversitesinin tüm  paydaşlarıyla işbirliği içeresinde, bölgeye, ülkeye ve dünyaya örnek katkı sağlayan bir üniversite olacağız ”demişti. Tıp fakültesinde bunları gerçekleştirmiş. Tıp fakültesi halkın ilgi odağı olmuş. Tıp fakültesi hastanesi yüzde yüz doluluk oranına ulaşmış.  Daha önce gerçekleştirdiği  toplantıda beni istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz. Eleştirmekte hakkınız “demesi güzel bir başlangıçtı... Günümüzde Başta siyasetçileri ve bürokratları eleştirmek, karşılığı hiçte hoş olmayan söz düellosuyla karşılaşmak mümkün.  Makamlar ne kadar büyük olursa olsun yerinde ve doğru eleştirmek karşı tarafı doğru yönlendirilmesini sağlar. Bu anlayışı rektörümüzde gördük. Sonuç olarak üniversitenin eğitim alanında ve tıp fakültesinde taviz vermeden daha iyi yerlere geleceğinin bir göstergesiydi! 

Çağımızda kalkınmanın yolu üniversitelerimizdir. Üniversitelerimiz sürdürebilir kalkınmanın da ön koşuludur. Hal böyleyken, üniversitelerde bilimi yalnızca bilimsel ilgi adına yapan , içine  kapanık, klasik zihniyetin yerini; toplum için üreten ve bilgiyi somut çıktılarıyla değerlendiren yapılar almalıdır. Nitekim üniversiteler girişimcilik endeksleriyle araştırma, üniversite kriterleriyle değerlendirilmeye tabii tutulmaya başlayan kurumlardır. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişle birlikte üniversitelerin araştırma ve eğitim gibi asli fonksiyonları yanında başka bir görevinin yanında, bilgi ve teknoloji transfer yolu ortaya çıkmaktadır.

Üniversitelerin bu yeni misyonu, bilimsel araştırmaların hedefinde de değişikliğe yol açmıştır. Buna göre bilimsel araştırmalar sürekli olarak ekonomik gelişmeye ve yeni istihdam alanlarının oluşturulmasına ve çeşitlendirilmesine yol açmıştır.

Bilim ve teknoloji dünyasında yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip eden gelişmelere ayak uyduran; milli kalkınma hedeflerini eğitim araştırma stratejiyle rehber olarak değerlendiren bir KSÜ.

Görmek hepimizin hedefi olmalıdır.

Diğer taraftan: Nitelikli ve başarılı,  hem akademisyen hem de öğrenci çekmemiz elbette önemlidir. Bunun için Şehrin dinamikleri üniversite için değerli ve önemli olduğu kadar Üniversitenin kente katacağı değerlerde kentin gelişimi ve değişimi açısından aynı ölçüde kıymetli gelişmelerdir.

Ama bu kentin dinamiklerini bu güne kadar üniversiteye belli ölçülerde destek verdiklerini görmüş değiliz. Onun için Üniversite-sanayi işbirliği projelerinde yer de almış değiller.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1992 yılında kuruldu. O yıldan bu yana hep sorumluluğu rektörlerde aradık!

Genel olarak KSÜ eleştirmek, yargılamak kolay. Ama bu konunun derinliğine inmek, yüzeysellikten kurtulmakta zor. Aslında bu sonuçlardan yolu çıktığımızda çok geçmeden yanıldığımızı anlarız.

 Çağdaş değerlerin önüne gelenekselliğin alışkanlığından kurtulmak var. Söz gelimi sorunlarımıza, sorumluluklarımıza sahip çıkamamamız önemli bir eksikliktir.  Birey olamamanın önünde.

6 Şubatta yaşanan depremden Üniversitede nasibini almış bazı binalar hasar görmüş. Hasar gören binalarda okuyan öğrencilerin başka binalarda eğitim görmesi sağlanacak.  Tıp fakültesi hastanesine ek binanın yapılması zorunlu hale gelmiş. Bunun için bakanlıktan destek sözü alınmış. Ancak Bakanlığın destek sözü uzun sürebilir. İşte bu durumlarda iş insanlarının devreye girip bu eksiklikleri gidermeleri gerekiyor. Rektör Alptekin Yasın ve ekibinin iş insanlara ve sanayici ile bir araya gelerek destek sözü alması gerekiyor. Günümüze kadar yalnız iş insanı Abdülkadir Kurtul İlahiyat Fakültesi binasını üniversiteye kazandırmıştı. Bundan sonra hiçbir iş insanından destek görmedi diyebiliriz.

Bunların hepsi karşılıklı işbirliğinden geçiyor. Önemli olan ikna etmektir. Kim istemez  “ Hanifi Öksüz tıp fakültesi ek binası yazısını görmek.