Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesince 15.05.2025 günü Mesder’de tertiplenen Ocakbaşı Sohbetleri programında, KSÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tülay AYDIN unutulan tarih “Kûtü’l-Amâre Zaferi” konulu bir seminer gerçekleştirdi.
Çok sayıda akademisyen, şair yazarın izleyici olarak katıldığı program; Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi Hars Heyeti Başkanı Prof. Dr. İbrahim SOLAK’ın açılış konuşmasıyla başladı. Program konuğu Doç. Dr. Tülay Aydın, diye başlayan sohbetine tarihi süreçten örnekler vererek konuşmasını şöyle devam ettirdi:
KUTUL AMARE ZAFERİ DIŞ İŞLERİNİN SELAMETİ BAHANESİYLE UZUN SÜRE UNUTTURULAN BİR SAVAŞ OLDU
“Tarih her zaman politikacıların silahı olarak kullanılagelmiştir. Hem politik meşruiyetlerini sağlamak hem de unutturma hatırlatma gibi metotlarla yeni bir politik yapı oluşturmak için kurgulanan tarih toplum önünde kullanılan tarihi bilginin yeniden üretilmesine yönelik bir uygulamadır. Bu yolla toplumların unutturma yoluyla zedelememiş onurları, mağlubiyetleri örtbas etmek, hatırlatma yoluyla da zaferleri, kahramanları sürekli anma kutsama politikası uygulanır Bu çerçevede unutturma aynı zamanda hem iç politik hem de dış politik gündem uyarınca yapılabilmektedir.
Kut’ül Amâre Zaferi de çeşitli hükümetlerce dış işlerinin selameti bahanesiyle uzun süre unutturulan bir savaş olmuştur. Kut’ül Amâre yakın tarihimizin özellikle dünya savaşında kazanılmış iki zaferinden biri olarak dikkat çekmektedir. Bu savaş Osmanlı birlikleri ile bizzat İngiliz ordusu arasında 1916 yılında Bağdat’ın İngilizler tarafından düşürülmek istenmesi nedeniyle gerçekleşmiştir. Bunların yanında petrol bölgelerine ulaşmak, Hindistan ile bağını saplamak ve Rus kuvvetleri ile teması sağlamak diğer amaçlardandı. Fakat esas amaç daha bir yıl önce Çanakkale de alınan büyük mağlubiyetin etkilerini zayıflatmak için Bağdat’ın alınması isteğiydi. Bu amaçla 13 binküsur subay ve askeri ile Basra’dan Kut bölgesine gelen İngiliz ordusu hem giderek ikmal bölgesinden uzaklaşmış hem de Kut gibi etrafı Dicle ile çevrili çöllük bir arazide konuşlanmayı tercih etmişti. Bu fahiş hata kısıtlı alanda kuşatmayla sonuçlanmıştı. Osmanlı orduları ise Van Der Goltz Paşa liderliğinde sonradan 6. ordu başına getirilecek olan Halil Paşa idaresinde bir orduyu Erzurum bölgesinden getirmiştir. Dicle’yi sallarla geçen bu ordu Bağdat’ta konaklamıştı.”
İNGİLİZ ORDUSU 5 GENERAL 481 SUBAY VE 12 BİN ASKERİ İLE TESLİM OLMUŞTUR
“Zaferin kahramanı Halil (kut) Paşa ise Trablusgarp’taki başarıları ile tanınan aynı zamanda Enver Paşa’nın amcası idi. Gözü peki bir kumandan olan Halil Paşa komutayı Nurettin Paşadan devraldıktan sonra hızla kuşatmayı başlatmıştır. Beş ay süren bu kuşatma İngilizler için bir eziyete dönüşmüştür. Hem tifo ve dizanteri salgını ile hem erzak ve ecza sıkıntısı ile baş etmek zorunda kalan İngiliz general ordunun çoğunluğunu oluşturan Hintli askerlerin at eti yememe ve Müslüman toplumla savaşmama arzusu ile de uğraşmak zorunda kalmıştı. Taşıyamadıkları levazımı Dicle’ye atmak zorunda kalan İngilizler Halil Paşaya 1 milyon lira karşılığında serbest bırakılmalarını ve Basra’ya gidebilmelerine olanak sağlanmasını istemiş bu para tabiki reddedilmiş sonra teklif 2 milyona çıkarılmış ancak reddedilince İngiliz ordusu 5 general 481 subay ve 12 bin askeri ile teslim olmuştur. İngiliz General Townshendİstanbul’a gönderilirken esir er ve subaylar da çeşitli bölgelerdeki esir kamplarına gönderilmiştir.”
“TÜRK SEBATININ İNGİLİZ İNADINI KIRDIĞI BU HARPTE BİRİNCİ VAKA ÇANAKKALE’DE İKİNCİ VAKA DA BURADA GEÇTİ”
“Halil Paşa ise zaferin ardından ordusuna tarihe geçecek olan şu nutuğu irat etmiştir:
“Orduma! Arslanlar! Bu gün Türklere şeref, şan İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprakların güneşli havasında şehitlerimizin ruhu şad ve handan uçuşuyorlar. Hepinizin pak alınlarınızdan öperek, hepinizi tebrik ederim. 200 yıldan beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Allah’a hamd ve şükürler olsun. Allah’ın azametine bakınız ki, 1500 senelik İngiliz tarihine böyle bir vakayı ilk defa sizin süngülerinizle yazdırdı. Ordum, gerek Kut karşısında gerekse Kut’u kurtarmak isteyenler karşısında 300’den fazla zabiti ile 10.000 erini şehit ve yaralı verdi. Fakat buna karşılık İngiliz ordusundan bugün, burada 5 general, 481 subay, 13.300 er esir aldı. Bunları kurtarmaya gelen İngiliz ordusunun ise bugüne kadar zayiatı 30.000 kişidir. Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı bu harpte birinci vaka Çanakkale’de, ikinci vaka da burada geçti. Bu güne “Kut Bayramı” adını veriyorum. Ordumun her ferdi her yıl bu günü kutlarken, şehit/erimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okunsun. VI. Ordu Kumandanı Mirliva (Tuğgeneral) Halil”
Zafer o yıldan sonra özellikle ordu içinde Kut Bayramı olarak kutlanmaya devam etmiş ve 1950’lerden sonra uluslararası konjonktür NATO’ya giriş süreci ve İngilizler ile kötü olmama e onların onuruna dokunan bu zaferi hatırlatmama sebepleri ile önce bayram olarak kutlanması sonra da ders müfredatlarından çıkarılmasına karar verilmiştir. 2000’lerle birlikte ise bölgesel konjonktür, Neo Osmanlıcı politikalar bölge ile olan tarihsel bağları yeniden gözler önüne sermek gereğini ortaya çıkarmış ve Kut’ülAmare Zaferi her defasında tarihsel bir olgu olarak tarihteki yerini değil siyasal mekanizmadaki konumunu güncel olarak korumaya devam etmektedir.”
Program Türk Ocakları Kahramanmaraş Şube Baskanı Dr. Murat Aras, Hars heyeti başkanı Prof. Dr. İbrahim Solak’ın kapanış konuşmaları ardından program son buldu. Bu vesileyle, Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesine, Mesder Kahramanmaraş Edebiyat Sanat Derneğine, program konuşmacısı Doç. Dr. Tülay Aydın’a ve değerli katılımcılara çok teşekkür ederiz.
Selam ve sevgilerle.