Birçok Belediye Başkanlarını yakından tanıma imkânımız oldu.

Yazılarımızda Belediye Başkanlarını övdüğümüz de oldu eleştirdiklerimizde oldu. Seçilen Belediye Başkanları koltuğuna oturduğu zaman bu koltuk ilelebet kendisinin ait olacağına inanırlar. Ama kaç dönem başkanlık yaparsanız yapın günü geldiğinde o koltuk elinizden alınıp başka bir kişiye verilecek, öylede oldu.

31 Marta yapılan yerel seçimlerde Kahramanmaraş genelinde il ve ilçelerinde görev yapan Belediye Başkanlarının yerine bir başkası oturmakta. Bu da demokrasinin gereğidir.

Biz İslam ülkeleri içerisinde demokrasiyle yönetilen laik bir ülkeyiz... Yanlış yaptığımız işler olsa da seçme ve seçilmeye geldiğinde dünyanın en demokrat ülkeleri seviyesinde yer alırız. Ne kadar güçlü olursanız olun demokrasi gereğini yerine getirir. 

Geçtiğimiz gün Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel bir iş yerine gitti. Gittiğinde ne makam arabası, ne arkasında önünde güvenlik araçları ne de güvenlik yoktu. Bizde olaylara vakıf olunca “ Başkan bir yere gittiğinde trafik durdurulur. Makam aracının çakarları yanıp yanıp söner arkasında önünde güvenlik araçları, durduğundan güvenlik görevlileri etten duvar örerlerdi “dedim. Bana güldü, bende güldüm.

Fırat Görgel için daha önceleri de hep yazı yazdım. Halkın içerisinden gelen ve alnının hakkıyla o koltuğu hak eden bir Büyükşehir Belediye Başkanı. İnşallah bu düşünce hep böyle devam eder.

Halkın seçtiği insanı olağanüstü korumaya ne gerek var. Vatandaş güvendiği için oyunu vermiş. Bunun için yanlış düşüncesi olması mümkün değil. Fırat Görgel tek başına esnaf ziyaretlerinde bulunduğunu, yazılı basında ve sosyal medyadan takip ediyorum. “ İşte Başkan dediğin böyle olmalı”. Kibir ve insanlara tepeden bakma hiçbir insana yakışmadığı gibi Belediye Başkanına da yakışmaz. Belediye Başkanı halkın içerisinden gelen birisi olarak halkın yanında yer almalıdır.

Kahramanmaraş’ın il ve ilçelerin de Belediye Başkanlığı yapmak o kadarda zor değil. İnsanların yanında olmak ve telefon ettiği zaman telefona çıkmak bundan daha güzel ne olabilir.

Devletine sahip çıkan vergisini zamanında ödeyen verilen cezaya bile ses çıkarmayan bir milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olan büyük bir iliz.

6 Şubat depreminin üzerinde 1,5 yıl geçti deprem yaralarının sarılmasına çalışılıyor olsa da iş genç Başkan Fırat Görgel’e düşüyor. Tepeden gelmedi, burada büyüyen ve Ak Parti’nin mutfağında yetişen bir isimdir. Kendi mesleği olan avukatlığı başarıyla yaptı, insanları artısıyla eksisiyle tanıyan bir Başkan.

Kadim dünyada, tecrübe ve yaşlılık yüceltilirken ve gençlik süresi eleştirilir. Gençlerin hayatın canlılığından çıkarmadıkları hakikati, yaşlılar bir köşe taşının yaralı yüzünden okurlar.

Elbette burada söz konusu olan sayılarla ifade edilen, bedensel gençlik veya yaşlılık değildir. Gençlik ve yaşlılık gibi yöntem ve hayata karşı tutum alma meseledir.

Eski dünya, sürekliğini ve yaratma cesaretini, elinde tuttuğunu korumakta, ısrar etmesinde değil üzerinde oturduğu değerler sisteminin yenileyebilme kabiliyetine borçludur. Bu yüzden gelenekte ısrar eder ama gençleşmekten geri duramaz. Şeyh Galip örneğinde olduğu gibi, yeni olanın klasiği kendi geleneğini kurma çapıyla güncellenir. (Genç hazine olduğu gibi yoldur onda) klasik olanın açık yorum niteliğine bürünmesi de diyebiliriz buna. Yönetimin gençleşmesi de diyebiliriz.

Diğer taraftan: Belediye Başkanları hem eski Başkan ve Meclis üyelerinden, hem de halkın fikirlerinden yararlanması için, projeleriyle gelen insanları dinlemeli. Bu dinleme hem konsensüsü sağlar hem de Başkanın işini de kolaylaştırır. Bir önemli konuda: Basına ve sosyal medyaya önem vermeyen, ciddiye almayan hiçbir Başkan başarılı olamamış ve Başkanlığı kısa sürmüştür.