Edebiyatta, Faruk Nafız Çamlıbel’in Han Duvarları şiirinde,
"Garibim namıma Kerem diyorlar,
Aslı'mı el almış haram diyorlar,
Hastayım derdime verem diyorlar,
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben."    
mısraları yer alır. Seneler önce okuduğum bu şiirde, Kahramanmaraşlı bir ozanın ünlü şairimizin şiirinde yer alması, nedenini bilemediğim bir kıvanç kaynağı olmuştur. 
Kemal Tahir’in romanlarında bütün Türkiye yer alır. Şehir romanları hep ilgimi çekmiştir. Şehire değer katan, şehrin, edebiyatta yer alması aidiyet duygusunu güçlendirmektedir. 
Osman Aysu’nun polisiye romanlarının hepsini okudum. Olaylar, İstanbulda çok iyi bildiğim mekanlarda geçmesi, yazar ile aramızda görünmez bir bağ oluşmasına vesile oldu.

Kahramanmaraş tarihi üzerinde çalışmalar yapan, dostum, değerli araştırmacı Murat Yarım’ın kendi ailesinde anlatılan, büyük ninesinin hatıralarını, döneme tanıklık edenlerin anlattıkları, kuyumcu titizliği içerisinde yazdığı, akıcı dili, harika kurgusu, sürükleyici, gerçek yaşam öyküsü Arzu romanı, okuyucuyu adeta o günlere götürüyor, roman kahramanları ile yakın bir bağ kurduruyor. 

Kahramanmaraş’ta, farklı ailelerde anlatılan benzer nice öyküleri, becerikli yazarların onları kaleme alıp, yazılı olmayan tarihe büyük katkı vermesini dört gözle bekliyoruz.

Arzu romanında olayların geçtiği mekanlar, çocukluğumun geçtiği Kahramanmaraş’ta çok iyi bildiğim semtlerde. Romanın sürükleyici akışına kendiniz kaptırdığınızda, roman kahramanları ile aynı mekanda bulunmanın hazzı başka bir şey. 

Murat Yarım ile “Arzu” romanı üzerine konuştuk.


 

⏺️ Murat Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
 
Ben Murat Yarım. 1986 Kahramanmaraş doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Kahramanmaraş’ta okudum. Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Lisans, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Lisans ve Açık öğretim Adalet Bölümü Ön lisans Mezunuyum. 2013 yılından beri Milli Eğitim Bakanlığında Öğretmen olarak görev yapmaktayım. Evli, İki çocuk babasıyım.
 
⏺️ Öncelikle Arzu romanını yazma fikri ilk nasıl ortaya çıktı anlatır mısınız?
 
Romanın ana karakteri Arzu annemin nenesi, yani büyük nenemiz olur. Küçüklüğümden beri birçok kez aile sohbetlerinde Arzu nenemizin Atatürk’e kahve pişirme hikâyesinin anlatıldığına şahit olmuşumdur. Bu hikâyenin zamanı ve yeri hakkında bilgim yoktu. Arzu nenemizin hayatı hakkında başka hikâyelerde anlatılınca Arzu nenemizin hayatını araştırmaya karar verdim. Beş yıllık araştırma sonucunda Arzu romanı ortaya çıktı.
 
⏺️ Arzu romanı hakkında kısa bir bilgi veriri misiniz?
 
Arzu 1907 yılında Kahramanmaraş’a bağlı Kişifli Köyü’nde dünyaya geliyor. Kişifli Köyü batı köyleri arasında Ermenilerin yaşadığı tek köy. Köyde çok az sayıda Türkler de yaşıyor. 1909 yılında Adana’da yaşanan Türk-Ermeni olayları, önce Maraş’ta daha sonra köy ve kasabalarda büyük olaylara neden oluyor. Olayların çıktığı köylerden biri de Kişifli Köyü. 1909’da yaşanan olaylardan sonra Arzu’nun anne ve babası hayatını kaybediyor. Arzu ve üç kardeşi Kişifli Köyü’nde kimsesiz kalıyor. Romana konu olan Arzu’nun hikayesi 1909 yılında Kişifli Köyü’nde yaşanan olaydan sonra başlıyor. Son Osmanlı Mebusan Meclisi, Cumhuriyet’in 1. Ve 2. Dönemi Maraş Mebusu olan Tahsin Bey’e evlatlık olarak verilen Arzu; Atatürk, Latife Hanım ve Mareşal Fevzi Çakmak gibi bir çok önemli isimle anılar biriktiriyor. Arzu romanı; Maraş, İstanbul, Ankara hattında geçen gerçek bir yaşam öyküsüdür. Aslında romanın tamamı iki kitaptan oluşuyor. Arzu bu hikâyenin ilk kitabıdır. İkinci kitap Arzu’nun devamı niteliğinde olan “Talat”, çok kayında okurlarla buluşacak.
 
⏺️ Romanın teşekkür sayfasında 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy Hanım’ın ismini gördüm. Nilüfer Hanım’ın romana nasıl bir katkısı oldu?
 
Romanın ana karakterlerinden Maraş Mebusu Tahsin Bey ve eşi Melek Hanım’ın Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da yaşadığı günlerde Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve eşi Reşide Hanımla iyi bir dostluklarının olduğunu öğrendim. Tahsin Bey’in aile bireyleri ile yaptığım görüşmede Melek Hanım’ın 1959 yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın eşi Reşide Bayar’ın davetlisi olarak Çankaya Köşkü’ne gidiyor. İki eski dost Melek Hanım ve Reşide Hanım köşkte sohbet ederken Melek Hanım o esnada kalp krizi geçiriyor ve hayatını kaybediyor. Bu olayın ayrıntısını öğrenmek için Nilüfer Hanım ile iletişime geçtim. Nilüfer Hanım kendi el yazı ile iki sayfalık bilgi notu gönderdi. Bilgi notunda Melek Hanım’ın ölümünü bizzat gördüğü yazmış ve ayrıntılı bir şekilde olayı anlatmış. Benim görüştüğümde Nilüfer Hanım 100 yaşındaydı. Kendisine buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum.

⏺️ Okurların Arzu romanına ilgisi nasıl oldu?
Şu ana kadar hem K.Maraş’ta hem de Türkiye genelinde okuyuculardan çok güzel geri dönüşler aldım. Bu da beni fevkaladeyle mutlu etti. K.Maraşlı olmayan okurları Maraş istiklal Harbi ile ilgili bölümler çok etkilemiş. Buradan şöyle bir sonuç çıkardım. Hem yazarlar hem de tarihçiler olarak Maraşlıların hürriyet mücadelesini çeşitli kanallardan daha çok anlatmamız gerekir. Bu vesile ile şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.

⏺️ Sizden başka romanlarda görecek miyiz?
Dediğim gibi Arzu romanı anlatmak istediğim hikâyenin ilk kitabı. Birkaç aya inşallah Arzu’nun devamı olan “Talat” isimli romanımız okurlarla buluşacak. Bunun dışında yeni romanlar için araştırmalarım devam ediyor. K.Maraş özelinde romanlar yazmak istiyorum. Usta yazar Yaşar Kemal yıllarca romanlarında kendi yaşadığı coğrafya olan Çukurova’yı konu aldı. Yaşar Kemal, bir röportajında, “Her yazar kendi Çukurovasını yazmalı.” diyor.  Ben de kendi çukurovamı yani Kahramanmaraş’ı yazmak istiyorum.
 


MURAT YARIM