Yaşam o kadar çabuk geçiyor ki ,mümkün olsa da insanlar bunu fark edip mutlu olmayı yakalayarak yaşasalar.Ama biz insanlar hiçbir zaman elimizdekiyle yetinmeyi ve onu değerlendirmeyi düşünmeden ,uzanamadıklarımızın özlemini duymuşuzdur.Bu sebeple de çoğumuz hala mutlu olmayı özleyerek dünyadan göçüp gidiyoruz.

İnsan ,huzurlu,iyimser,kanaatkar ve kısacası yaşamanın tadını bilebildiği müddetçe mutlu,şen,ve neşeli olabilir.Bu biraz yaratılıştır fakat biraz da iradeyi kullanarak istemekle gerçekleşir.Bu günkü toplumun en çok özlediği ,istediği şey ; Neşe içinde ,içten gelerek gülümsemek,tasasız ,kaygısız,içini acıtan haberleri duymadan yaşayabileceği bir dünya. Oysa içinde bulunduğumuz ortamın insanı huzursuz, sinirli, her an kötü bir haber almanın kuşkusu içinde yaşamını sürdürüyor.Çevremiz o kadar belirsizlik içinde gri renkte ki ,insanlar yarınını planlamaktan çekiniyor.

Hayat şartları eski neşeli ve şen insanları azalttı. Oysa en  çok gereksinme duyduğumuz şeydir neşeli olmak. Çünkü neşeli olan insanlar hem kendileri mutludur,hem de girdikleri ortamdaki kasveti dağıtarak insanların gönlünü aydınlatır,günlük ruh sıkıntısından uzaklaştırır,sohbetleri ile ortamdakilere huzur verirler.Her zaman aranan,geldiği zaman sevinilen insanlardır bunlar.Düşünün ,insanların arasında konuşmadan,gülümsemeden,hiçbir şey hissettirmeden bulunan bir insan çevresindeki insanların ruhunu sıkmaz mı? Aramız da böyle insanlar var ve karşılaşıldığı zaman göz teması kurmamaya çalışılır.

Hayat şartlarının yarattığı zorluklarla mücadele ederken yorulur,arada rahat bir nefes almak için değişikliğe ihtiyaç duyarız.Böyle bir anda aklımıza ilk gelen şey neşeli,güler yüzlü,hayata olumlu bakan,sevecen bir arkadaşla birlikte zaman geçirmek olur.Eğer çevremizde bu duyguları taşıyan insanlarla dostluk kurarsak hayata da daha güzel gözlerle bakarız.Yazımın başında da belirttiğim gibi zaman çok hızlı geçiyor.Yaşamı ağırdan alma lüksümüz yok.Karamsar düşüncelerle kendimizi kapıp koy vermek yerine,her olumsuzlukta da bir hayır vardır düşüncesiyle dik durmaya,ümit etmeye,pozitif düşünmeye ve geleceğin belki de daha güzel olacağına inanmaya çalışmalıyız.Çünkü yarının ne getireceğini bilmiyoruz.Bilmediğimiz şey de her zaman sürprizlerle doludur.

İnsan her zaman aynı ruh halinde olmaz.Akşam içini karartan bir olay,sabahleyin bakarsın hiçte o kadar içini acıtmaz. Onun için karamsarlık içindeyken mutlaka kesin kararlar almamak lazım.Hatta imkan varsa ortam değiştirerek dikkati başka yöne çekmek daha iyidir.Bence içimizdeki neşeyi ,sevinci , ümidi hiç yitirmemek,onlara bir hazine gibi sahip olmak en iyisi. Bu dünyadan ayrılırken,arkamızda yapamadığımız fazla eksikler bırakmadan güzel yaşamaya çalıştım çok şükür diyebilmeliyiz. Bunun için de yaşayabileceğimiz yılları,isteklerimize ,zevklerimize göre planlayıp kısmet olabildiği kadar,gelişi güzel yaşamadan geçirmeliyiz. Her insan arkasında unutulmayacak bazı izler bırakmaya çalışmalıdır. Her şeyin sonu ,her an gelebilecekken yarına güvenmemeliyiz.Hemen şimdi kendimiz için bir adım atalım. “Yaşamımı zenginleştirmek ,bir anlam katmak için ne yapabilirim “diye düşünelim. Dönüp arkamıza baktığımız da ,farkında olmadan hayatın hızla akıp gittiğini görürüz.Neşeli olup yaşamın değerini anlayan,yaşamı güzel,mutlu ve sevgi ile geçirmeye çalışan ,ALLAH’IN verdiği güzel bir armağana sahip demektir.

Neşeli,mutlu,anlamlı,ümidi kaybetmeden geçecek sağlıklı bir ömür dileğiyle.