Benim adım Levent . Çekirdek bir ailenin tek oğluyum , bu sebeple de küçüklüğümden beri her istediği yapılan, kaprislerine ses çıkartılmayan,şımarık ve yaramaz bir çocuk olarak büyüdüm. Şimdi ise yaşım ilerledikçe çevremle kendimi mukayese ediyor ve yaptıklarımın ne kadar yanlış olduğunu anlamaya çalışıyorum. Küçükken gece yarısı canım ne isterse ağlayarak, ısrarla isteyip ,babamı çarşıya gitmek zorunda bırakırmışım . Sadece annem babam değil yakın akrabalarda kaprise ses çıkarmazlarmış . Hem annem hem de  babam korumaya geçer ,“O daha küçük büyüyünce düzelir” der engel olurlarmış. Okula başlayınca o ortamı haliyle bulamayınca çok zorlandım. Tabi evde gösterilen hoşgörü okulda gösterilmiyor, nedenini anlamayınca da ağlıyor veya hırçınlaşıyordum.

Ailemde gördüğüm bu hoşgörü ortamı 12,13 yaşlarına gelinceye kadar  beni şımarık,hırçın,kıskanç ve bencil bir çocuk yapmıştı . Her şey ben odaklı olmalı sanıyordum. Bu sebeple de arkadaşlarımın arasında çoğu zaman dışlanıyordum. Ergenlik döneminde bu yüzden çok yalnız ve huzursuz günler geçirdim. Bu gün 17 yaşındayım , ailemin davranışlarının ne kadar bana zarar verdiğini bir iki yakın arkadaşımın eleştirileri ile anlamaya başladım.

Bu sene lisede son senem .Bu liseye geleli 2 yıl oldu. Hakanla aynı sırayı paylaşıyoruz. Ondaki olgunluk ve yaşama bakış açısı beni çok etkiliyor. Önceleri bana karşı mesafeli duruyordu, bende ona fazla yaklaşamadım ama bir gün Türkçe dersinde arkadaşlardan biri bir cümle kurarken olumsuz yönde beni örnek gösterdi ve öğrenciler de  bu cümleye güldüler. Çok bozuldum hemen sınıftan çıktım. Koridorda ağladığımı fark ettim. Az sonra arkamdan bir el omzuma dokundu , döndüm “üzülme Levent arkadaşın terbiyesizliği .Öğretmen gerekeni söyledi, gel biraz bahçeye çıkalım açılırsın” diyen Hakanın dostça bakan gözleriyle karşılaştım. Gözyaşlarımı göstermeden silip onunla bahçeye çıktık , dolaşırken teneffüs zili çaldı. Bir banka oturduk :

Hakan- Levent biliyorum arkadaşlarla aran pek iyi  değil . Bu duruma üzüldüğünü de görüyorum .Neden kaynakladığının farkında mısın  bilmem . Senin bu yalnızlığına ben de üzülüyorum . Önce cevap veremedim , ne diyecektim ki . Bencil yetiştirildim , ailem çok şımarttı diyebilir miydim . Suskunluğumu görünce “konuşmak istemiyorsan saygı duyarım ama anlatmak istersen okul çıkışı bir yere gidelim uzun uzun biraz konuşalım . Ben senin arkadaşın olarak rahatlamanı istiyorum .Bana düşüncelerini rahatça açabilirsin. Aynı sırayı paylaştığımız için beni az çok tanımışsındır. Her insanın güvenebileceği bir arkadaşa sorunlarını paylaşmak için ihtiyacı vardır. Tabi istiyorsan ,seni zorlamak istemem . Evet oldukça tanımaya çalışmıştım .Sınıfımızdaki en çalışkan ve efendiliğiyle dikkati çeken bir arkadaştı. Yerine göre konuşan, öğretmenlerinin de sevgisini kazanan , saygılı, ölçülü birisiydi . Onunla  aynı sırayı paylaşmam benim için bir şanstı. Belki de benim yanıma arkadaşların bana karşı tutumları yüzünden bilerek oturmuştu. Ona güvenebileceğimi düşündüm ve:

Levent- Sınıfta güvenebileceğim ve  diğer arkadaşlar arasından benimle oturmaya çekinmeyen  tek arkadaşım sensin . Biraz hırçın, geçimsiz birisiyim ama bu davranışlarımdan kurtulmak istiyorum . Yaklaşımın için teşekkür ederim . Seninle istediğin bir yerde konuşabiliriz. Zil çalmıştı birlikte sınıfa girdik.Okul çıkışı Leventle bir pastaneye gittik , vakit geç olduğu için kalabalık değildi. Pencere kenarında bir masaya oturduk . “ Hakanla menüden limonlu pasta seçtik ,  garsona çay la birlikte getirmesini söyledim. Ismarladıklarımız gelmeden konuya ben girdim.