Batı ve ortağı siyonistler ya da yeni tabiri ileevanjelistler İslam dünyasında oyun üstüne oyun kurarak, hak batıl mücadelesinidevam ettiriyorlar. Hem de kuralsız! Teröristleri kullanmaktan tutunda, dinideğerleride kapsayan projelerinin yanı sıra, zihin kontrolleri bile yapıyorlar…

Peki, insanın zihni ya da aklı kontrol edilebiliyor mu?Daha önce bu konuda birkaç yazı kaleme almıştım. Hatta bu konuda önemlikitaplar da yazıldığını biliyorum.

Evet, insanın zihni ve bedenini kontrol altında tutmakyol ve yöntemleri var ancak, inanmış bir kişinin ruhunu, inancını, imanınıkontrol altında tutmak oldukça zor!

Cuma gecesi Yunus Emre Derneği temsilcileri, Emekli MüftüAli Maraşlıgil’in  konuşmacı olarakkatılacağı bir program düzenlediklerini öğrenince yol arkadaşım İbrahim Gülsuile düştük yollara.

Katılım zayıftı, sonradan bir gurup genç geldi, onlardakalkıp gittiler. Tabi biz kültür olarak bilge insanlara  saygılıyızdır, sonuna kadar dinledik.  

Notlar aldım. Bize aklın korunması konulu sohpetinde,ilginç bir konu anlattı. Şöyle, Müslümanlar üzerinde ciddi oyunlar oynandığını,Peygambersiz bir Müslümanlığın yaygınlaştırılmaya çalışıldığını v.s anlattı.

Sonra, Avrupa’da görev yaptığı sırada karşılaştığıhadiselerden kesitlere değindi, papazlarla bir araya gelip dini konularda değerlendirmeleryaptıklarını  ve  Fransa’nın yüzde onunun Müslüman olduğunuuzun uzun anlattılar. Son olarak da “Halkımızınkalbinde ki iman kırıntılarının bile önemli olduğunu söyleyip, Maraş’ınkurtuluşu sırasında Ermenilere karşı, bir sarhoşun elinde bıçağı ile nasıl vatansavunması yaptığının hikayesini bizlerle paylaştı.…

 

İMAN KIRINTISI

Evet insanın enönemli serveti imandır. “İmam hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imana sahipolan bir insan kainata meydan okur.(Bediüzzaman)

Konumuz bu,iman ve inanç uzun uzun da anlatmaya gerer yok. Eğer bir ülkeyi korumak veayakta tutmak istiyorsanız, imanlı ve inaçlı bir gençlik yetiştirmekzorundasınız! Bu nedenle kalp, zihin ve ruh eğitimi çok önemli.

Bu konuda kendini eğitimci olarak gören her insan, baştaimam hatipler ve öğretmenler, çevresindekilere Allah’ı(cc) anlatmalarıgerekiyor. Çünkü Rab’bine iman eden bir insan, imanın diğer gereklerini deyerine getirir.

Ancak, medya bukonuda çok zayıf, bilmem ne kadar televizyon kanalı var, pek azı hariç,kalplerimize, ruhumuza hitap eden proğram yapmıyorlar. Neden Yunus Emre gibibir dizi daha yapılmaz bu ülkede? Sadece Mevlana’nın hayatı dizi olsa bileyeter.  Sahi Hoca Ahmet Yesevi niyeunutulur, Mehmet Akif niye dizi olmaz?

 

RUH VE İMAN

Ruh, kendi doğasını ifade etmek için bedenin bir organıolan beyini kullanılır yani bilinci.Bilinç Ruhun “düşüncelerini” aktaran katmandır ama ruhun ta kendisi  de değildir.

 Ruh sonsuzluğa aittir, ruhun kelamınıileten bilinç ise “şimdiki yaşamdaki benliğimize” aittir. Öncelikle bunuanlamak için Bilinç, Önbilinç ve Bilinçaltı’nın sırlarını incelemek gerekiyor.Ancak konu uzun, burada ruh ve iman ilişkisini de görmek gerek.

İman insana Allah’ın(cc) en büyük hediyesidir ve O’bunudilediğine verir. İmanlı insanları takvalarından ve vicdanlarından tanırsınız.

İşte ruhun imana ihtiyacını verebilmek için,diri olmakiçin, neslin zihninin ve ruhunun zikirli canlandırılması ve zaman zamanyenilenmesi gerekiyor.

Namaz sonrası yaptığımız tesbihatler, kainat kitabınadikkatli bakış ve tefekkür bunlardandır.

Bu nedenle, yazılan makalelerde, kitaplarda, filimlerde,haberlerde yani hayatın her parçasında Yaratan Rabbimizi anmak ve anlatmakgerekiyor.

Bakınıza bu millet 15 Temmuz’da sokaklara döküldü, çünküruhumuzda kalan iman kırıntıları vardı. Biliyorum ki, hocamımızın söylediğigibi bu milletin sarhoşları bile vatan sevdalısıdır.  Onun için kimde ne var Allah bilir…

Peki kalın sağlıcakla.