İnsanoğlu dünyaya geldiğinde bu yana ölüm ile yüzleşmiş ve ömrünü uzatmak için çaba sarf etmiş ancak şu ana kadar da ölümü öldürememiş…

Ölümü çare bulamayanlar bu defa ömrüne ömür katmak için arayış içine girmişler, kimisi çareyi maddede aramış, gezmek ömürden değildir demiş. Kimisi mana da aramış, ölüm güzelşey diyerek teselli etmiş kendini. 

Bundan sonra ölüme çare bulunur mu? Veya ömür uzatılır mı? Bilmiyorum ama, gelin şu Ab-ı hayat suyuna gidelim. Fakat bu konuya girmeden önce yazımın hemen başında belirteyim ki, sabah namazına kalkan bir insan ömrünü kalkmayanlara göre enaz günlük bir saat uzuyor. Bunu yıla vurduğumuzda üçyüz saat ediyor, ömre vurduğumuzda ise 4 beş yıla takabul ediyor. 

Nasıl mı, kısaca anlatayım. Şu anda sabah namazı 7.00’de kılınıyor. Tabi bunun hazırlığı var, 6.00’da kalkılıyor. Şunu söylemek istiyorum, namaza kalkanlar, diğerlerine göre bir saat önce hayata başlıyor.  Hatta yazın 4.30 kalkıp kalkmayanlara göre 2 saat daha az uyuyarak ömrü bereketlendiriyoruz. 

Ama namaz kılanlar erken yatıyor? Bizde gece uzun uzun oturuyoruz. Diyenleri duyar gibiyim. Düz mantıkla baktığınızda doğru, ancak namaz kılan insanların unutmayın ki, uykusu da ibadettir.  

Gelenin şu abuhayat suyu meselesine, hikaye şöyledir. 


AB-I HAYAT SUYU 

Hazreti Hızır'ın bu sudan içtiği söylenir. İçenin ölümsüzlük kazanacağına inanılan sudur. Saf ve berrak su için de kullanılır.

“Kur'an-ı Kerîm'de Hazret-i Musa ile Hızır aleyhimesselâm kıssası anlatılırken âb-ı hayata bir ima vardır (Kehf, 60-82). Hazret-i Musa ve genç arkadaşı Yûşâ, çalışarak elde edilemeyen, ancak Allah tarafından ihsan edilen ledünnî ilme sahip Hızır'ı aramak üzere Mecma'ül-Bahreyn'e, yani iki denizin birleştiği yere doğru yola çıkarlar. Yanlarına azık olarak aldıkları tuzlu balığın canlanıp denize atlaması üzerine buluşma yerine geldiklerini anlarlar. Su, hadis-i şerifte bildirildiğine göre, balığa değip canlandırmıştır. Hazret-i Musa, bu hâdisenin olduğu yerde Hızır ile buluşup fevkalâde şeylere şahit olacağı gezintiye çıkar. Buhârî, "Mecmaü'l-Bahreyn'den maksat hayat pınarıdır" der. Burasının İstanbul olduğunu söyleyen, Boğaz'daki Yuşa Tepesi'ni de delil gösteren rivayetler de vardır.

Bu sudan içen kimsenin uzun yaşayacağı veya ölümsüzlüğü elde edeceğine inanılır. Tefsirlerdeki rivayete göre, İskender-i Zülkarneyn, "Karanlıklar Ülkesi"nde bununan hayat suyunu işitip aramaya karar verir. Hızır diye anılan halazadesi Elyesa'nın refakatinde ordusu ile yola çıkar. Yolda fırtına yüzünden ordudan ayrı düşerler. Karanlıklar ülkesine gelince Zülkarneyn sağa, Hızır sola giderek yollarını tayine çalışırlar. Günlerce yol aldıktan sonra, Hızır ilâhî bir ses duyar ve bir nur görür. Orada âb-ı hayâtı bulur. Bu sudan içer ve yıkanır. Böylece hem sonsuz bir hayata kavuşur ve hem de fevkalâde güçler kazanır. Sonra Zülkarneyn'le karşılaşır. O da, âb-ı hayâtı ararsa da bulamaz ve bir müddet sonra vefat eder…”


İMAN İNSANI ÖLÜMSÜZLEŞTİRİR 

 Evliya Çelebi'ye bakarsanız, âb-ı hayat Anadolu'dadır. İskender, bu suyu bulduğu yere cennet suyu manasına Çabakçur demiş ve buraya bir kale inşa ettirmiştir. Bir avcı, vurduğu kekliğin bu suya düşünce canlandığını görür; ama sırrı ifşa edince, su bin parçaya bölünür.

Peki ölümsüzlük var mı? Bu sorunun cevabı elbette hayırdır. Ancak halk arasında Hızır ile İlyas adında iki aziz zâtın, âb-ı hayat içerek ölümsüzlük kazandığına inanılır. İlki karadakilerin, ikincisi denizdekilerin kurtarıcısıdır. Zaman zaman ehil kimselere gözükürler. İnsanlar bu iki zâtı görmeyi büyük bir lutf sayar. Mayıs'ın 6'sında buluşup, mantar közleyip yerler. Bu güne Hızırilyas denir. Bütün bu halk inanışları bir yana, Kur'an-ı kerîm, Hazret-i Peygamber'den önce kimsenin ölümsüz kılınmadığını söyler (Enbiyâ suresi, 34).

Netici itibarı ile aslında ölümsüzlük vardır, çünkü ölüm bir son değil, bir ilkin başlangıcıdır. İnanın insan ölmez, ölüm inaçsızlar için bile yoktur. Çünkü onlar ölmeden cehennemi boylayacak, orada da ebedi kalacaklardır. 

Demek ki, iman insanı ölümsüzleştiriyor. Birde derler ki, sadaka ömrü uzatılmış. Doğrusunu Allah(cc) bilir ancak inancımıza göre, hayatı iyiliklerle geçen insan ölümsüzleşir…

Peki kalın sağlıcakla.