Sözlükte "haram kılınan, yasaklanan kutsal olan, saygı duyulan" anlamlarına gelen Muharrem, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan biridir.  

Muharrem Ayı ve Hicri Yılbaşı İslam dini açısından çok büyük anlam taşımaktadır. Bu ay Hicri takvimin ilk ayıdır. Sami dinlerde ve Yüce Dinimiz İslam'da özel bir yere sahip olan Aşure günü Muharrem ayı içerisindedir. Bu ay içerisinde birçok önemli hadise olmuşsa da bizim yerel kültürümüzde sadece Aşure Çorbası yapılarak, Nuh’un Tufanı hatırlanır, ayrıca İmam Hüseyin’in şehit edilmesinin acısı yenilenir. Bu hatırlanma da daha çok alevi kardeşlerimiz tarafından öne çıkartılır. Bizler ise uzaktan seyrederiz… Oysa Kerbela, 680 senesinde İmam Hüseyin ile 72 yoldaşının Yezit ’in askerlerinin oklarıyla delik deşik edildiği bir tarihsel gerçekliğin ötesinde anlama sahiptir. Kerbela, hak ve batıl arasında, ikrar ile ikrarsızlık, sadelik ve şatafat, debdebe, adaletle-adaletsizlik, cesaret ve korkaklık karşısında bir tavır almaktır. Dolayısı ile ya İmam Hüseyin’in safında yer almamız gerekiyor.

HZ. HÜSEYİN VE ZEYNEP

Bu yazımda iki isim üzerinde duracağım, birisi Şehitler Şahı İmam Hüseyin, diğeri Zeynep annemiz.   Önce Hüseyin Efendimizin oğlu Zeynelabidin’e vasiyetinden kısaca alıntı yaparak yazıma giriş yapmak istiyorum.

Der ki:“Ey, aziz oğlum! Ümmetimin iyi insanlarına selamımı yetir, onlara söyle. Ne zaman bir mazlum ve bir garip görürlerse benim garipliğimi ve mazlumluğumu hatırlasınlar, unutmasınlar!

Görüldüğü gibi çevremizde gördüğümüz her yetime ve mazluma sahip çıkıp, garipleri unutmamamızı istiyor Hüseyin Efendimiz.

Nitekim vasiyetin üzerinden uzun yılar geçmiş. Onu seven ümmeti kaç yüz asırdır Muharrem ayı geldiğinde onun garipliğini ve mazlumluğunu hatırlayıp gözyaşı döker, karalar bağlayıp, yas tutar. Her yıl bu acı tazelenir, nesilden nesile aktarılır… Allah şefaatine nail eylesin. Amin!

TAM BİR ROL MODELDİR ZEYNEP ANNEMİZ

Cümle belanın toplandığı Kerbela ’da Zeynep olmak da vardır. Çile abidesi, Fatıma’nın öksüzü, Ali’nin yetimi Zeynep…Yedi kardeşini, üç yeğenini, iki oğlunu Kerbela’nın susuz çöllerinde kaybeden; başı gövdesinden ayrılmış Hüseyin’in toza belenmiş vücuduna bakıp “Allah’ım, bu kurbanı bizden buyur” diyecek kadar şahadetine sahip çıkar. Bu yönü ile tam bir rol modeldir Zeynep annemiz…

İşin doğrusu dün Ülke Tv’de Muharrem ayı özel programını dinleyene kadar ben de bu annemizi tanımıyordum, cehaletimi bağışlayın. Ama tanımak için hemen araştırmaya başladım. Kaynaklar onun için: “O Zeynep ki, kolları kesilmiş, vücudu delik deşik edilmiş Ali Ekber’i, muradı yarım kalmış eli kınalı Kasım’ı, süt çocuğu Ali Asgar’ı ‘musibet sahrası’nda Yezid’in zulmüne kurban verendir…” Şeklinde tasvir ediyorlar son halini…

KERBELA’DAN DERS ÇIKARTMAK

Değerli dostlar, aslında Müslümanlar arasında tarihi süreç içinde birçok benzer hadiseler belki olmuştur ama işte Kerbela unutulmuyor.

Peki ne yapmamız gerekiyor? Elbette Kerbela’dan ders çıkartmak. Yeni fitnelere sebep olmamak için, Cenab-ı Allah’ın ipine sım sıkı sarılmamız gerekiyor.

Muharrem ayı yukarda ifade ettiğimiz gibi Hicri Takviminde başlangıcıdır. Müslümanlar yeniden adalete, iyiliğe, huzura, kalkınmaya, barışa yelken açıp kardeşliklerini pekiştirmesi gerekiyor.

Ama öyle yapmıyoruz, kaşıyoruz yaraları. Bu konuda bir da hatıramı kısaca yazayım. Kutsal topraklarda bir İranlı hacı kardeşimiz bana bir kitap hediye etti. Kitap da Hz. Ali Efendimiz’e övgüler yağdırılırken, diğer üç halifeye duymak istemediğimiz sözler yer verilmişti. O zaman kafile başkanımız olan İl Müftü Yardımcımız Ahmet Çelik hocamıza kitabı verdim, kitabı getiren kardeşimize de şunları söyledim. “Tarihte olmasını istemediğimiz hadiseler olmuştur, aradan 1500 yıla yakın zaman geçmiş, hala ayrılıkları körükleyecek çalışmalar yapılıyor, şahsen ayrılığa değil, birliğe ihtiyacımız var…”

Zaten din düşmanları yeterince ayrılık tohumları atmışlar, bizde onları sulamayalım; acılarımız taze kalsın ancak o acılarımız Müslümanları yaralarını kaşımasın…”

Bu vesile ile Hz. Hüseyin, Zeynep annemiz ve diğer şehitleri rahmetle anıyor, Muharrem ayınızı kutluyorum.