.

Korona illetinden muzdaribiz. Biz 65 üstü ak saçlılar, en çok biz mağduruz bu illetten. Sokağa çıkmamız saatlerle sınırlı. Sanki bulaşının tek sebebi bizmişiz gibi itilip kakılıyoruz.

Bu sıkıntılı günlerde kendimizi okumaya yazmaya, çalıp söylemeye verdik. Kimimiz de söylenmekle yetiniyor. Saatler süren dizilerin müdavimi olanlarımız var. Ne yapalım? Şaşkın hallerdeyiz.

.

Ben bir futbol severim. Süper Lig maçları hafta arasına alındı ya, iyi oldu. Lig maçlarının özetini seyrediyorum. Yorumcuların saatler süren derin analizlerini dinliyorum. Şu garip gönlümü böyle eğliyorum.

Gönül eğliyorum derken şen şadıman olduğum anlaşılmasın. Ben Fenerbahçeli’yim. Fenerbahçe’nin hali meydanda. Yıllardır Fenerbahçeli olup da gülen var mı? Gülüp oynasam da gönül şen değil.

.

Nasıl şen olayım? Fenerbahçe Kadıköy’de Göztepe’ye de yenildi. Bu sezon Kadıköy’de gelen vurdu, giden vurdu Fenerbahçe’ye.

Fenerbahçe transferde şampiyon(!) Galatasaray'ın aklından geçen futbolcuyu kendi renklerine kattı. Galatasaray sanki başka futbolcu bulamayacak. Adam bırakmadı, aldı.

Kimse bunun aksini iddia edemez. Yirmi küsür eleman almışlar. Sportif Direktör Emre Belözoğlu bu futbolcuları parlatıp satacaklarını söylemiş. Fenerbahçe para kazanacakmış bu işten. Eğer evdeki hesap çarşıya uyarsa…

.

Bir taraftar olarak bakıyorum Fenerbahçe’ye. Daha doğrusu hali hazırdaki kadroya. Tam bir devşirme takım. Henüz takım olamamış. Birbirine mesafeli bir ekip. Sahada birbirine kenetlenip sıkılmış bir yumruk gibi rakibinin tepesine inecek takım ruhunu ara ki bulasın.

  1. Direktör Erol Bulut iyi bir hoca. İşini bilen biri. Peki takımdaki bu ruhsuzluğun sebebi ne?

Bunun sebebi teknik kadrodaki çok başlılıktır. Öyle sanıyorum ki Erol Bulut istediği gibi bir kadro kuramıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Erol Bulut’u haline bırakmıyorlar. Haliyle Fenerbahçe gün geçtikçe form tutacağına geri gidiyor.

.

Bu kötü gidişe “Dur!” demenin bir çaresi var. Teknik Direktör Erol Bulut’un işine kimse karışmayacak. Başkan Ali Koç diyecek ki Emre Belözoğlu’na, Volkan Demirel’e: “Lütfen hocanın işine karışmayın. Hoca kimi oynatacaksa kendisi karar versin. Hoca işini yapsın. Biz de kendi işimize bakalım.”

Tek çare bu bence. Erol Bulut takımın teknik direktörüyse işine karışılmamalı. Sezonun sonuna doğru gidiyoruz. Eğer Fenerbahçe’deki bu çok başlılık devam ederse şampiyonluğu ancak rüyalarımızda görürüz.

Bize yazık değil mi?