Ne çok türkü var turnalar üstüne. Bunlardan biri de “Allı Turnam Bizim Ele Varırsan”. Hacı Taşan’dan derlenmiş bir Keskin türküsü. Sadece Keskin’de değil tüm Orta Anadolu’da sevilen bir hasret türküsüdür bu türkü. Dillerdedir, gönüllerdedir.

Türküyü Muzaffer Sarısözen derleyip notalamış. TRT Repertuarına 10 Şubat 1975’te kaydedilmiş. Kayıt numarası 944.

Suyu serçeşmenin gözünden içeceksin arkadaş. Ben de bu türküyü Hacı Taşan’ın sesinden dinlemelere doyamam. Öyle bir söyler ki… Çıkınağıl’da çalışırken televizyonda seyrettim Hacı Taşan’ı. Bu türküyü ondan ilk kez dinliyorum. Yıl 1976. Bu türküyü öylesine duyarak okudu ki mest olduk. Hacı Taşan’ı yakın çekimde tere suya batmış halde gördüm. Bıyır bıyır terlemişti. İnanın yüzü boncuk boncuk ter damlalarıyla kaplıydı. O halde terli terli gülümsemesi gözümün önüne geldi. İşte işine saygının billurlaşmış hali… Hacı Taşan, durduk yerde Hacı Taşan olmamış.

Kalan Müzik, Hacı Taşan’ın bu türküsünü kendi sesinden kaydetmiş. Bağlantı bölümünü şöyle söylüyor Hacı Taşan: “Gulüm gülüm / Gırıldı golum/ Dutmadı elim turnalar ey”. Dönüşte tekrarlıyor aynı sözleri. “Ah gülüm gülüm/ Yar gülüm gülüm/ Kız gülüm gülüm turnalar ey” demiyor. İkinci dörtlükte ikinci dizeyi Hacı Taşan “Arabam devrildi kaldım burada” diye okuyor. Ama TRT nota kaydında “Arabam kırıldı kaldım burada” biçiminde yer almış. “Kırıldı, kaldım” sözcüklerinde k sesinin çekiminden böyle yapılmış olmalı. Kim bilir?

Bu türküde gurbetteki bir bağrı yanık, gökte uçan allı turnalara sesleniyor. Eğer yolları, doğup büyüdüğü yere düşerse şeker, kaymak, bal söylesin istiyor. Sıladaki yakınlarının keyfi yerindedir. Sılada olan gurbetin kahrını ne bilir? Kendisini sorup sual edenlere boynu bükük, benzi soluk demelerini tembihliyor.

Gurbette kalmış. Dönemiyor sılasına. Arabası devrilmiş… Kimsiz, kimsesiz. Çaresiz. Onulmaz derde düşmüş. Gurbet ne onulmaz bir derttir! Bu gurbeti icat eden onmasın. Kolu kanadı kırılmış hallerde. Umarsız, garip, perli perişandır…

Turnalar gurbetten sılaya haber getirecek. Sıladan gurbete selam götürecek. Bir zamanlar öyleydi. İletişim, ulaşım zordu. Eşiğin ardı gurbetti. Şimdi iletişim kolaylaştı. Artık gurbet bir telefon mesafesinde. Hemen herkesin elinde bir telefon var. Her şey bir “Alo!”ya bakıyor.

“Yaşa, yaşa. Gör temaşa!” diyen atalarımız ne kadar doğru söylemişler.

Dur bakalım daha neler göreceğiz dünya penceresinden?