Okuyucularım Boğaziçi Üniversitesindeki eylemleri değerlendiren bir yazı yazmam için, ricada bulundular. Aslında bugün “Kuklacı ve Kuklalar” diye bir yazı kaleme alacaktım ki bu konu önüme gelmiş oldu. Konuyla ilgili her kesimin görüşlerini dinledim, okudum, kendimce değerlendirmeler yaparak, üç fikri duruş, bir de eylemcileri katarsak 4 farklı düşünce gördüm. Bu protestoları karşı durunlar, destek verenler ve bir üçüncüsü iki tarafında haklı veya haksızlıklarını ortaya koymaya çalışanlar olduğunu sizde benim gibi görmektesiniz. Şahsen bir olayı değerlendirirken, ben kendi bilgi birikimlerimi ortaya koymak isterim. Yani kim, neden istemiyor ya da istiyor ona bakarım. Sonra da adalet terazisine koyup düşüncelerimi söylerim.

UZMANLAR NE DİYOR?

Yeni Şafak Yazarı Tamer Korkmaz olayı şöyle yorumlamış: “Üniversitedeki bazı akademisyenleri, kimi öğrenci gruplarını, kontra görevli malum sol örgütlerle birlikte yönlendiren Derin Karargâhı göz ardı edersek, eylemlerin asıl maksadını asla çözemeyiz! Boğaziçi’nde sahne alan LGBT üyeleri de, aynen o sol flama gösteren kontra örgütler gibi Türkiye’deki Derin Baronsal Gladyo’nun bir tür Kurşun Leşkerleridir. Rektörlüğü işgale kalkışan 108 kişiden sadece 7’sinin öğrenci çıkması, aslında her şeyi anlatıyor! Yeni bir Gezi Kalkışmasının planlandığı aşikârdır. Dikkat buyurunuz: Avrupalısı, Amerikalısı ne kadar Türkiye Düşmanı varsa -alayı sıraya girdiler; Boğaziçi Üniversitesindeki eylemleri canla başla destekliyorlar!” (3 Şubat Yeni Şafak)

İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu'nun AK Parti'den aday adayı olması dolayısı ile bu hadiselerin vuku bulduğunu ifade ediyor. Özışık, atanan isim CHP'li olsaydı bu kadar tartışma yaşanmayacaktı yorumunda bulunuyor.

Özışık, rektörle konuştum, atamaya karşı çıkanların üniversitedeki öğretim üyelerinin küçük bir bölümünü oluşturduğunu söyledi diyor ve: “Sosyal medyada yer alan bir görüntü üzerinden kıyamet koparıldığını; ancak yayınlayan Youtube kanalının da polis kamerasının görüntüleri üzerine kamuoyundan özür dilediğini anlatan Özışık, rektörlüğe Melih Bulu değil de CHP'li Haluk Koç atansaydı bu tartışmanın da yaşanmayacağını asıl derdin de bu olduğunu söyledi.

İnanın dünkü Cumhuriyet ve Sözcü Gazeteleri yazarlarını da okudum, aynı şeyleri söylüyorlar. Örneğin Emin Çölaşan, Rektör için, tepeden atandın, kimse seni istemiyor, istifa et çağrısı yapmış.

Gördüğünüz gibi olayların perde arkasında siyaset var, Ak Parti karşıtlığı söz konusu, tabi bu görünün yüzü, bir de bu meydanlarda protestoları yapanların perde arkasında kimler olduğunu düşünmek gerekiyor.

Böyle durumlarda, ben hukuka bakarım, atama hukuki mi, değil mi? Atama hukuki, çünkü birçok rektör böyle atanıyor. Atama sistemini eleştirebilirsiniz, ancak seni kimse istemiyor gibi gerekçeler geçerli olamaz. O zaman yüz kişi bir araya gelelim, bizde falanca belediye başkanını protesto edip, makamından indirelim. Bence bu işlerin arkasında emperyalist batılılar var ve bu işleri bazı sivil toplum örgütleri aracılığı ile yapmaya çalışıyorlar. Şahsen Tamer Korkmaz’ın tespitlerini destekliyorum.

ŞİMDİ TAM DA CEMİL MERİÇE KULAK VERME ZAMANI

Cemil Meriç bu batılılar konuda der ki: “Bütün Kur'anları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. “Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!”

Avrupa, maddeciliğine rağmen Hristiyan’dır, sağcısıyla, solcusuyla Hristiyan. Hristiyan için tek düşman biziz:

Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet. Genç cüce, müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin zaaflarını keşfeder; ahde vefa, civanmertlik, merhamet... Aşağıdan alır, hulüs çakar, yaltaklanır ve ... nihayet alteder devi. Cenk meydanlarında değil, yatak odalarında kazanılan bir zafer.

Zavallı Türk aydını ... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır.

Cemil Meriç (Umrandan Uygarlığa, s. 9) Ha, bir şey daha bu filmi bu millet çok izledi. Oturun yerinize!

Kalın sağlıcakla.