Bu anlamda düşündüğümüz de Mısır da bulunan Piramitler ile ilgili de saklanan pek çok gerçeğin bulunduğunu da sizlere hatırlatmak isterim. İnsanlıktan saklanan ve üstü örtülen pek çok hakikat var. Ünlü Ejiptologlar ve arkeologlar, aldıkları emirler gereği yıllardan beri piramitlerin yalnızca Firavun mezarı olduğunu iddia ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Oysa İ.Ö 2500 dolayında, henüz tekerleği bile bulamadığı varsayılan bir ülkenin, bütün kaynaklarını kullanarak bu devasa yapıları yalnızca firavunlarına gösterişli mezar olsun diye yaptıklarına inanmak çok zor.  Hele de Giza’da ki üç büyük piramitten söz edince, işler iyice akıl almaz garip bir hal alıyor. Piramitler ile ilgili olarak Robert Bauval ve Adrian Gilbert’in yazdıkları “The Orion Mystery”  isimli kitapta ilginç iddialar var. Yazarlar üç büyük piramidin yani Khufu, Khafre ve Menkaure’de mezar, mumya ya da cesede rastlanmadığını anlattıktan sonra, şu ilginç bilgiyi vermişlerdir “  Piramitlerin hizalanışı çok farklıydı ve gariplik arz ediyordu.  Şöyle ki ilk iki piramit köşegenlerinden birbirinin tam hizasına yerleştirildiği halde daha küçük olan Menkaure hafifçe sola kaydırılmıştı. Bütün kadim ve antik uygarlıklarda olduğu gibi eski Mısır’da da tapınakların belli yıldızlara göre hizalandığı bilinen bir gerçektir.  Mısır’da ise en baskın inanış Osiris Kültüydü ve bu tanrı, Orion takımyıldızı ile simgelenirdi. Orion merkezinde ki üç yıldızın Alnilam, Alnitak ve Mintaka gökyüzünde nasıl konumlanmışlar ise Giza Piramitleri de o şekilde yerleştirilmişlerdir. “ Tarih gerçekten de bizlerin bilmediği veya bizlerden saklanan gizemlerle doludur.  Önemli olduğu için tekrar ediyorum ki hatırımızdan asla çıkmasın. “Bizlere düşende gaflette olmamak uyanık olmak ve tıpkı Sultan I. Selim Han gibi hakikatlerin peşinden koşmaktır “  Siz kıymetli okurlarıma Piramitler hakkında paylaştığım güncel bilgilerden ve bunların üzerine yaptığım yorumlardan sonra derim ki   Padişahın Mısır’ı fethettiği o günlere hep beraber, tekrar dönebiliriz. Artık sultanın Mısır da Piramitleri neden merak ettiğini ve sırlarını çözmek için neden bu kadar çok uğraştığını umarım anlamışsınızdır. Ama bendeniz yine de kısaca belirtmeden geçmeyeyim. Hünkâr piramitleri merak ediyordu.  Çünkü Piramitlerde ve onların inşa edilmesinde yaratılışın hikmetlerini arıyordu.  Prof. Dr. Sayın Feridun Emecen Beyefendinin “Yavuz Sultan Selim” isimli eserinden Hükümdarımızın fetihten sonra meşgul olduğu konuları anlatan bölümden alıntı yaparak, mevzunun iyice netleşmesini sağlamak ve o günlere sizlerle beraber dönmek, Hünkârın adımlarını takip etmek istiyorum. “Kahire’de kaldığı sürece sürekli olarak çevreyi gezen ve Mısır hakkında bilgi almaya çalışan padişah, Lütfi Paşa’ya göre piramitlerin nasıl ve kimin tarafından yapılmış olduğunu merak ediyordu.  Etrafındakilere sürekli sorular soruyor, bilgili birilerinin bulunmasını emrediyordu.   Bunun üzerine bilgi sahibi olduğu söylenen yaşlı bir zat bulundu ve otağa getirildi. Piramitler hakkında ki efsaneleri uzun uzadıya anlatan bu şahıs, söz konusu yapıları kimin yaptığının bilinmediğini ifade ederek : “ Kimse bunlardan tam olarak haberdar olamadı, bunların sırrına kimse eremedi “ diye sözünü tamamlamıştı.  Padişah ayrıca ondan Kahire’nin tarihi hakkında bilgi almış, eski şehrin yerini öğrenmiş, Nil’in kaynağının neresi olduğunu bilmek istemişti. Söz konusu şahıs da ona bu muazzam nehrin Habeş vilayetinden doğduğunu, taşkınlarının bölgeye hayat verdiğini ifade etmişti.  Padişah ayrıca Kahire’de ki medrese ve kütüphanelerden kitaplar getirterek okuyor ve musahipleri ile bunlar üzerine sohbetler yapıyordu.  Getirttiği eserlerin fen bahisli olanlarını yanında alıkoymuş diğer dinî eserleri geri göndermişti.”  Siz değerli okurlarıma Mısır da Sultanın üzerin de araştırma yaptırdığı ve merak ettiği bir başka konu olan  “Hayvanlar âleminin” nasıl vücuda geldiği hususunda ki incelemelerinden de kısaca bahsedip yazıma nihayet vermek istiyorum. (DEVAM EDECEK)