Birkaç hafta önceydi, Abdurrahman Dilipak ‘Virüs Yalanları’ başlıkla bir yazı kaleme almış, bu virüs üzerinden söylenen yalanları uzun uzun anlatmıştı. Bu yalanların arkasında da DSÖ’nün uygulamalarını eleştirerek, oyun kurmaya çalışanların poylarını rakamlarla ortaya koymuştu…

Yani Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) pandemiyi çok kötü yönetti. “Başından bugüne yanlış ya da tartışmalı kararlar aldı. Dahası çoğu durumda ya kararsız kaldı ya da karar almakta yavaş hareket etme yolunu seçti. Neticede de ne kendini ne de yönettiği sistemi gerektiği süratle harekete geçiremedi. Çoğu zamanda çözüm üretmek yerine, üretilen çözümleri eleştirmek yolunu seçti. Özeti şu: DSÖ bu krizde sınıfta kaldı. Bu sözler bana ait değil, peki kim söylüyor. Hürriyet Gazetesi Yazarlarından Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ve vurgu daha yapıyor ki burası çok önemli: “Etkili ilacı etkisizleştirmeye çalışıyorlar...”

Bu konuya tekrar döneceğim, öncelikle sağlık konusunun çok ama çok önemli olduğunu belirterek yazımı açmak istiyorum. Bu söylediğimi şu anda hastane odalarında şifa bekleyen insanlar ya da ameliyata girecek olanlar, uzatmayalım şifa arayan herkes çok ama çok iyi bilirler. Çünkü benzer bir durumu bizde yaşadık, ameliyat geçirdiğim, tahlillerimin sonucunu beklerken şu söz dilimden akmıştı: “Keşke hasta olmasaydım da hiçbir şeyim olmasaydı. Evet, Cenab-ı Allah’ın bize verdiği en büyük nimet sağlıktır, kıymetini bilelim…

TUZ KOKTU

Konu tıp ve sağlık olunca söze elbette işin ehline bırakmak gerek. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu korona virüsle ilgili bildiklerini köşe yazısına taşıyan hocamız derki: "Tuz da koktu" diyor. Peki bunu kim için söylüyor. Yazısında DSÖ’nün Covid tedavisinde sıtma ilacı olarak bilinen Hidroksiklorokin ile ilgili çarpıcı detaylara yer verdi.

(Şu sözleri dikkat buyurun.) Corona ’da etkisini kanıtlamış bir ilaç olan Hidroksiklorokin maliyet bakımından çok uygun olması para peşinden koşan fırsatçılar tarafından etkisizleştirilmeye çalışılıyor!”

İnanın böyle dürüst bilim adamlarını ayakta alkışlamak gerek. Bu duruşu ve sözleri onun milli olduğunu göstermesi açısından önemli.

Hocamız yazısında daha da iddialı şeyler söylüyor.” Ortada ciddi bir pandemi var. Binlerce insanı kaybettik, binlerce insan acı, ıstırap çekti.

Ama birileri hâlâ ısrarla kazanç peşinde koşmaya, keselerini doldurmaya devam ediyor. Yani millet can derdinde ama o kişiler maalesef ceplerini doldurma peşinde koşuyor. Bahsettiğim kişiler, ilaç firmalarıyla kol kola hareket eden bazı sözde bilimciler.

ARAŞTIRMALAR DEVAM EDİYOR

Bu arada hemen belirteyim, Türk Bilim Adamları da çok ciddi çalışmalar yapıyor, bunlar milli çalışmalar, yakından takip ediyorum. Aşı çalışmalarımızın iki üç ay içinde sonuçlanacağını biliyorum. Şu anda hayvanlar üzerinde denemeler başlamış durumda.

Bu arada oyun bozan çalışmalar da var. Yukarda hocamızın ismini verdiği ilaç yani Hidroksiklorokin bu virüste çok etkili oldu, ama oyun içinde oyun kuranlar, bunu kabul etmek istemediler. Yani, kısacası söz konusu ekonomi olunca bilimin bile sorgulanır hale gelebileceği bir kez daha anlaşıldı. Hocamızın ifadesi ile: “Ortada bir ilaç savaşı vardır. Pandemiden kesesini doldurmak isteyenler, Hidroksiklorokin gibi ucuz bir ilaca etkili de olsa şans tanımama savaşı yapmakta ve bu savaşa bilim insanlarını da sokmaktan utanmamaktadır.

Ucuz ama etkili olduğunu düşündüğüm başından beri savundum. Bilim Kurulu ve bakanımız da aynı görüşte. Bakan Koca, Hidroksiklorokin ile ilgili endişeleri gereksiz buluyor ve “Hidroksiklorokin kullanmaya devam” mesajı veriyor. Hatta ilacın bulunduğunu yetkili ağızlarda dün ifade ettiler.

Bu arada bu ve benzer şekilde çalışan milli sağlık çalışanlarına ve sistemi kuranlara teşekkür ediyorum. Salgının başından beri, sağlık ordumuz müthiş bir performans gösteriyor.

Yeni yapılan ve yapılması düşünülen hastanelerle ülkemiz gücüne güç katacak diye düşünüyorum, bunun verileri de gelmeye başladı. Ama daha çok araştırmaya, bilimsel desteğe ihtiyacımız var.

Kalın sağlıcakla.