Toplumda üzerimize aldığımız görevleri yürütürken,adımlarımızı sağlam atmalı,konuşmalarımız da sözlerimize dikkat etmeli,verebileceğimiz emeği,alın terimizi önemsemeliyiz.Çalışmalarımızı yürütürken,kafamız sağlığını ,huzurunu yitirmemeli.Asla pasif olmadan hislerimizi kontrol etmeye çabalayarak,öfkeye ve kuşkuya da kapılmadan,yalnız ustalığımızı ve aklımızı kullanarak daha rahat bir şekilde işlerimizi yürütmeliyiz.Eğer iş bize hakim olmuş ve bizi peşinden sürüklüyorsa ,o zaman biz işi yönetemiyoruz o bizi yönetiyor demektir.Buna fırsat vermemek gerekir.

İşimize tutku şeklinde sarılmamalıyız.Yoksa olaylar ters gittiği zaman,veya beklentilerimizin gerçekleşmemesi karşısında sabırsızlığa sürüklenir,telaşlanır,ümitsizliğe düşeriz.Onun için çalışmalarımızı,işimizi önemsemeli,gerekeni elden geldiğince dikkatli yapmalı fakat tutku haline getirmemelidir.O zaman başarısızlığa uğradığımızda bozulmaz ,kızmaz,yıkılmaz,küsmeyiz.Ruhsal çöküntüye uğramayınca da yeniden işe koyulmaya bütün enerjimizi toplayarak hazır oluruz.

Bir insanın karakteri yirmi yaşına geldiğinde ne olabileceğini belli eder.Yetenekler o yaşa gelindiğinde bütünüyle ortaya çıkar.Belli bir alanda ne olabileceği belirginleşmiştir.Karakterinde ki bütün değerler en üst derecede bu yaşta görülür.Düşünceler,zihin, taze iken, otuz yaşına kadar kazanılan başarılar,otuzdan sonra kazanılanlardan daha fazladır. Çünkü ileri yaşlarda bilgi ve görgü ,hayatla birlikte olgunlaşabilir fakat ruhça ve bedence gücümüzün artmayıp eksildiğini ileri değil geri gittiğini görürüz.

Geçmiş tarihe baktığımız da isim yapmış,ün kazanmış çok insanın(ressam,şair,devlet adamı,mucit gibi)önemli başarılarını daha genç yaştayken kazandıklarını okuruz. Onun için işe başlama yaşının çok geç kalmaması,hazırlanma, öğrenme ve boş zaman geçirme yıllarının fazla uzatılmaması gerekir.

Ben çalışmanın,bir iş yapmanın insanları daha dinç,dinamik,ruhsal yönden daha sağlıklı yaptığına inanırım.Yaşamı boyunca bir sorumluluk taşıyan insan işe yaradığını düşünerek daha pozitif yaşar.

Yaşlılık kendini belli etmeden yaklaşır .İnsan bunun ne zaman geldiğini fark etmez bile.Kimilerinde önce ruh,kimilerinde de vücut yaşlılığa teslim olur.Onun için insanların bomboş geçecek bir hayatı değil ,iş görebilen,yani yaşama çabasını uzatabilen bir hayatı seçmelerini dilerim.