Diyanet Sen, Pandemi Döneminde Dini Hayat başlıkla 146 sayfalık bir rapor hazırlamış. Sendika adına Mehmet Ali Güldemir’in başkanlığında hazırlanan rapor oldukça detaylı ve veriler kullanılmış. Genel Yayın Yönetmenliğini ise Cebrail Yakışır’ın yaptığı rapor çok uzun ancak, değerlendirme ve sonuç bölümünden bir kısmını aktarıp, sonra da yorumumuzu yapalım inşallah! Bana biraz resmi ağızla yazılmış gibi geldi, bunu da baştan belirteyim.  Raporun son kısmında konu şöyle özetlenmiş: “Yeni normal dönemde uygulanan Covid-19 tedbirlerinden ibadet merkezleri de payını almıştır.” Diyerek cami görevlilerin aldığı tedbirler madde halinde sıralanmış.  Son maddede ise: “Normalleşme süreciyle birlikte cemaate katılım konusunda bireylerin biraz daha rahatladığı ancak çekingenliğin tamamen ortadan kalkmadığı katılımcılar tarafından aktarılmıştır. Hastalık riskinin tamamen ortadan kalkmaması, ibadet eden kişi sayısının eski seviyesine ulaşamaması gerçeğini anlaşılır kılmaktadır. Bazı din görevlileri zamanla cemaate katılımın artacağını, fakat uzun süre saf tutma, musafahalaşma gibi uygulamalardan kaçınılacağını ve cami merkezli ibadetlerde bireyselliğin korunacağını vurgulamıştır.

Bazı katılımcılara göre, yeni dünya düzeninde din, tekno-bilişim temelli gelişmelerden etkilenecektir. Bu bağlamda sanal cemaatlerin oluşacağı, irşat ve tebliğ faaliyetlerinin zamanla şekilde değiştireceği öne sürülmüştür.

Din görevlileri, din-bilim çatışmasının pandemi sonrası dönemde yeni bir süreç başlatabileceği ihtimali üzerinde durmuşlardır. Araştırma grubunda bilimin insanlık için yegâne kurtuluşu sağladığı düşüncesinde olan katılımcılar olduğu gibi, tam aksine dinlere daha çok başvurulacağını, tıbbın salgın karşısında çaresiz kalışı! (acaba) nedeniyle sağlık konusunda dini uygulamaların geçerliliğini her dönemde koruyacağını vurgulayanlar da olmuştur. Dini gruplar konusunda katılımcıların bir kısmı, pandemi döneminde cami merkezli dindarlığın azalacağı, bunun yerine dini gruplara bağlılığın artacağı ve cami cemaatinden dini gruplara kaymaların olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir. Bazı katılımcılar ise hem cami dindarlığının hem de dini gruplara aidiyetin azalacağını düşünmektedir. Bu algının ortaya çıkışında yeni mesafe bilincinin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Bir grup katılımcı ise, pandemi döneminde dini grup ritüellerindeki azalmanın cami merkezli dindarlığın yükselişine neden olacağını düşünmektedir.”

PANDEMİ DİNDARLARI NASIL ETKİLEDİ?

Evet, bu raporun son kısmından da kısa bir alıntı vereyim: “Din görevlisi katılımcılar, bu süreçte dindarlık hakkında arttığı, azaldığı ve değişimin olmadığı yönünde üç farklı görüş üzerinde durmuşlardır. Dindarlığın arttığını düşünen katılımcılar, bunu ölüm korkusuna, olağanüstü zamanlarda ibadetlere, yaratıcıya yönelmeye ve maneviyat arayışına dayandırmaktadır. Dindarlığın azaldığını gözlemleyenler ise, tespitlerini dünya hayatına yönelmeye, camilerin ve Kur’an kurslarının kapatılmasına, cami cemaatinin azalmasına, insanların bu süreçte yaşananlardan ders çıkarmamasına bağlamaktadır.

Din görevlileri, çevrelerinde Covid-19’a yakalananların kendilerinden iyileşmek için dua ve Kur’an okumaları talebinde bulunduğunu ifade etmişlerdir. Hastalar arasında ibadete yönelen, namaza başlayan ya da namaza daha fazla önem veren, tövbe istiğfar eden, helallik isteyen, maneviyatını güçlendiren, Allah'a bağlılıklarını dile getirenlerin bulunduğu din görevlilerince gözlemlenmiştir. Bununla birlikte hastaların din görevlilerine ölüm ve ölümden sonraki hayata ilişkin sorular sordukları ve onlardan telefonla manevi destek aldıkları da belirtilmiştir.

Birazda kendi gözlemlerimi aktarayım, bir defa maskeli vaziyetteyken kapalı mekânda namaz kılmak benim psikolojimi bozdu. Bir kişi aksırsa, herkes ona baktığı için camiye gitmeye çekindim, en gerilerde kılmaya çalıştım, kısacası 65 yaş ve üzeri birçok insan camiye korkusundan gitmek istemedi. Sonra din görevlileri yeterince sağlık bilgisine sahip olmayınca, cemaati bilgilendiremediler. Oysa en azından Nebevi Şifa üzerinde durulabilirdi. Son bir not, camiler bu dönemde cemaatlerini oldukça kaybettiler. Bakalım nasıl toparlayacağız. Allah yar ve yardımcımız olsun!