Bugün dördüncüsü yazacağım “Oryantalizm” başlıklı yazımın amacı insanlarımızın dostlarını ve düşmanlarını daha iyi tanıtmaya amaçlamaktadır demiştim. Çünkü ülkemizi çok seviyoruz. İslam’ın yıllardır bayraktarlığını yapmış bu ülkenin evlatları aslında birlik olsa çok daha hızlı büyüyecek, küfre dur diyecek, böylece mazlumlar nefes alacaktır. Bu biline.

Evet,  Yazar Ubeydullah Toprak’ın“Emperyalizm’in Keşif Kolu: Oryantalizm” adlı yazısından dün kısmen bahsetmiştim, bu kardeşimiz oryantalizmin ne olduğunu, doğuş sebeplerini, meşhur simalarını ve oryantalistlerin İslam dünyasındaki etkilerini derlemiş, Allah razı olsun biz de onun kaleminden sizlere paylaşmaya devam edalem inşallah!

“Oryantalizm; Müslüman doğu medeniyetinin (din, edebiyat, dil ve kültürü içine alacak şekilde) bütün unsurlarını inceleyerek İslam dünyası hakkında batılıların sistematik bir bilgiye sahip olmalarını sağlayan, İslam ve Batı medeniyeti arasındaki mücadelede Batı uygarlığı lehine veriler elde etmeye çalışan bir akımdır…” Şeklinde bir tanımlamasını tamamlamış.  Oryantalizmin Arapça karşılığı “İstişrak”tır. İstişrak ile ilgilenen kişilere de Müsteşrik deniyor…

Oldukça eski bir maziye sahip olan oryantalizm kavramını bir bütünlük içinde dünya kamuoyuna sunan Edward Said bu sistematiği tek bir cümle ile özetler; “Oryantalizm gerçek Doğuyu değil Şarkiyatçıların görmek istedikleri bir “Şark”ı aksettirir!”

Enteresan değil mi? Gördükleri değil, görmek istediklerini yazmışlar. Hatta bazıları İslam’ın muhteşem sistemi karşısında Müslüman bile olmak istemişler ama Rab’bim nasip etmemiş, tabi olanlar da yok değil…

ORYANTALİZM SÖMÜRGE DOKTİRİNİDİR

Oryantalizmin basit tanımı, Doğuyu anlama, Doğuya olan tecessüsü giderme çabasıdır. Yani oryantalizm bir sömürge doktrinidir. Aynı zamanda Batı, Doğu’dan güçlüdür ve ona tahakkümü öngören bir siyasi doktrin geliştirmek zorundadır. Batı güçlüdür ve Doğu’ya hükmetmek zorundadır. Bu hegemonik güç, sayesinde Batılılar Doğu’yu değiştirip dönüştürmekte. Yani Doğu’nun bütün modernleşme argümanları Batı’nın birer ürünüdür. Eğer Batı ile ittifak edecekseniz onların argümanları doğrultusunda hareket edeceksinizdir. Oryantalizmi  son olarak  “Doğu kültür ve medeniyetlerinin mühendisliği” olarak tanımlamak da mümkündür.

TOPLUMLARI NASIL DÜŞÜNMELERİNİ İSTERSEK, ÖYLE DÜŞÜNDÜRÜRÜZ

Bir oryantalist bu durumu şöyle ifade eder: “Oryantalistlere güven duyulmamasının sebeplerinden biri ‘ne yaptıkları’dır. Milletleri araştırır, ne olduğunu, nasıl konuştuğunu, tarihini, dilini ve dinini, her şeyini öğrenir ve size anlatırlar. İnsanlara bu milletlerle ilgili konularda nasıl düşünmeleri gerektiğini salık verirler. O zaman bu, bir çeşit siyasî kontrol aracı olabilmektedir. Çünkü eğer siz bir toplumu bu kadar tanıyorsanız, bu bilginizi onları kontrol etmek ve onlardan bir şeyler kazanmak için kullanabilirsiniz. Bu tür şeyler oldu. Bu bir gerçektir.”

Gerçi pek çok oryantalist İslâm’ın olağanüstülüğünü vurgularsa da yine de salt beşeri bir fenomen olarak tanımlamaktan vazgeçmez. Batı’nın İslâm dünyası imajı ve İslâm alanındaki çalışmalarının tarihi bir geçmişi ve arka planı söz konusudur.

İstersiniz biraz daha geriye gidip, ilk çalışmaları hakkında da bilgiler aktaralım: “Özellikle iki dünya, yani Batı ile Doğu arasında Orta Çağ’daki mücadelenin arkasından bir arada olma ve yeni bir yaklaşımın neticesinde düşman olarak görülen İslâm ve İslâm dünyası artık bir ortak, partner olarak görülmeye başlamıştır. Bu bağlamda zamanla objektiflik de gündeme gelmiştir. Bu süreçte oryantalizm karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar başlangıçta sadece ideolojik amaçlarla dilleri araştırmaya ve materyal toplamaya başladılar. Orta Çağ İspanyası’nda Arapça araştırmalar, misyonerlik faaliyetinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla başlamıştı. Bu araştırmalar 1492’de Gırnata (Granada)’nın düşüşü ve sadece İspanyolca konuşan Morisko (Morisco) azınlığının hayatta kalmasıyla birlikte ilgi ve önemini kaybetti. Bunlar, senatonun Doğu kiliselerinin birleştirilmesi ile ilgilendiği Roma’da, genel olarak Sâmî araştırmaların bir parçası olarak sürdürüldü. (Kaynak Lovis Massignon /Fransız misyonerleri cemiyeti Başkanı ve Müstemlekeler Başkanlığının Kuzey Afrika Müsteşarı -M.Necati Özfatura- Türkiye Gazetes www.ihvanlar.net) Devam edeceğim.