Zengin bir ailede dünyaya gelmek ,geleceğinin garantisi değildir. Senin için hayat öyle sürpriz hazırlıyor ki ,şartlar ne olursa olsun seni içine çekiyor.Büyük bir şirketi yöneten babam ,genellikle işinin gereği seyahatler yüzünden eve pek sık gelemeyen bir insan. Annem ise sosyetenin cazibesine kapılmış aranan ve sayılan bir kadın. O da gününün büyük bir kısmını ,o çok sevdiği ortamda , veya konken  partilerinde geçiriyor. Önünde küçük bir bahçesi olan köşkümüzde ; bakıcımız,aşçımız, ve temizlik işlerine bakan iki yardımcımızla birlikte üç kardeş ,genellikle bir arada yaşıyoruz. İki ablamdan sonra babamın erkek çocuk ısrarı üzerine , annemin istememesine rağmen ben dünyaya gelmişim. Benim doğumum babamı çok mutlu etmiş . önceleri beni sevmek için sabahları işe geç , akşamları da eve erken geliyormuş. Annem ise alıştığı renkli ve hareketli hayatına ara vermek zoruna kaldığı için üzgün, stresli ve bana gereken ilgiyi gösterememiş , benimle genellikle bakıcım Nurten hanım ilgilenmiş ve anneme fazla sorumluluk yüklememiş.

Küçük ablamla aramızda 7 yaş , iki ablam arasında ise iki yaş var. Babamın ve ablalarımın gösterdikleri sevgi ile iki yaşıma kadar annemin ilgisizliğini hissedemedim.Annem doğumdan kısa bir süre sonra alıştığı hayatına hemen geri dönmüş. Bende bakıcının elinde büyümeye çalışmışım. Bir yaşında yeni yeni yürümeye başladığım günlerden bir gün annem eve gelince paytak paytak yürüyerek eteklerine sarılmak istemişim . Annem bakıcıya seslenerek “çek şunu ayaklarımın altından” diye bağırmış ve o günden sonra böyle bir olay bir daha yaşanmamış.

Babamın bana düşkünlüğü yoğun iş temposu içinde zaman zaman azaldı. Sanki babamla annem hayatlarını dışarıda ,biz üç kardeş ise ev ortamında yaşıyoruz. Ablalarım şehrin en isim yapmış okullarına gidiyorlar . Çünkü ailenin şanına bu yakışır. Bende 5 yaşına gelince aynı şekilde meşhur bir anaokuluna başladım.

Evimizin içine mermer taş döşenmiş bir yoldan gelerek, beş basamaklı bir merdivenlen çıkıp giriliyor. Bahçemiz , yemyeşil çimenlerin arasında çeşit çeşit meyve ağaçları ve mermer yolun iki yanında gül,kasımpatı,menekşe, karanfil gibi çiçeklerin süslediği bakımlı ve güzel bir bahçe. Evin kapısından girince genişçe bir holden geçerek iki basamaklı merdivenle büyük bir salona iniliyor. Aşağı katta mutfak,dinlenme odası , lavabo ,tuvalet ve banyo var.Yatak odaları üst katta. Ayrıca yukarıda bahçeye bakan büyük bir de balkon var. Burayı daha çok yazın kullanıyoruz.Bakıcımız hariç diğer çalışanlar bahçedeki müştemilat ta kalıyorlar. Babam bahçenin bakımına çok önem veriyor , onun için her gün gelen bahçıvan akşama kadar bahçeyle ilgilenir. Benim de çoğu zaman birkaç saatim onunla birlikte bahçede geçer.

Zamanın akışı durmuyor ve biz fark etmeden büyüyoruz. İki ablam üniversiteye bende liseye başlamıştım. Büyük ablam İstanbul  da Yıldız Teknik Ünv.de mimarlık , küçük ablam ise Eskişehir üniversitesin de Tarih öğretmenliği bölümünü okuyordu. Annemin yaşamı ise değişmemişti. O çok iyi anlaştığı arkadaşları ile konkene ve sosyal etkinliklere devam ediyordu. Babam bir iş gezisine gitmişti. Böyle günlerde annem eve daha geç gelirdi. Nedense o gün eve geldiğimde annemi evde buldum. Telefonla konuşuyor ve ağlıyordu. Kapının önünde kalakaldım ve meraklı soran gözlerle anneme baktım . Konuşma bitince annem koltuğa çöktü ve “hayır hayır olamaz” diye ağlamaya başladı.Annemle aramızın mesafeli olması sebebiyle çekinerek yanına yaklaştım “bir şey mi oldu anne” diye sordum .Başını kaldırıp yüzüme baktı ve “baban trafik kazası geçirmiş ,yoğun bakımdaymış” dedi ve kalktı. Hastaneye gittiğimizde babamın vefat ettiğini öğrendik. Bir tarafım yıkılmıştı. Artık büyük bir acı içinde babamın yokluğuna alışmaya çalışıyorduk. Ablalarım bir süre sonra okullarına dönmek zorundaydılar onlar gittikten sonra evde annemle ben kalmıştım.

Babamın ölümü şirketin işlerini de etkiledi .Çalışanların başıboş kalması ,benim henüz küçük olmam ,annemin işin başına geçecek karakterde olmaması sebebiyle bir müddet sonra çalışanlar çeşitli bahanelerle bizi aldatmaya başladılar. Ne annem nede ben bir şey yapamadık şirket kapandı. Buna bağlı olarak maddi sıkıntı başladı. Evdeki çalışanlara yol verdik ama annem alışık olmadığı bu yeni ortama  uyum sağlayamadığı için bunalıma girdi. Maddi sıkıntılar sebebiyle köşkü satmak zorunda kaldık. Psikolojisi bozulan annemi , taşındığımız apartman dairesi büsbütün rahatsız etti ,içine kapandı. Ben tek başıma yardımcı olamayınca bekar bir teyzem  vardı onu çağırdık. Bu durumdan bende etkilendim ve okulu asmaya başladım. Zamanımı daha çok dışarıda geçiriyor eve gece yarısı sadece yatmaya gidiyordum.Bu sebeple de annemi  çok az görüyordum. Annemin bakımını ve evin yönetimini teyzem üslenmişti. Onu terapiye götürüyor , ablalarımın para ihtiyaçlarını karşılıyor, bana da belli bir miktar harçlık veriyordu. Teyzem akıllı bir kadındı , köşkün satışından elde edilen parayı idareli harcayarak israf etmemeye çalışıyordu. Başta benim geç gelmelerime alışamadı ve biraz uyarmaya çalıştı fakat sonra” kocaman adam oldun ne yapman gerektiğini bilecek yaştasın” diyerek karışmamayı tercih etti. Çocukluğumdan beri hemen hemen benimle hiç ilgilenmeyen annemin ise üzerimde hiç denetimi yoktu. Sigaraya da başladım ,oyun salonlarına gidiyorum .Dışarının yaşamı artık bana daha çekici gelmeye başlamıştı. Sabahları okula gidiyormuş gibi evden çıkıyordum ,ablamlar  geldiğinde de bu durumu fark etmesinler diye azami gayret sarf ediyordum.

Babamın ölümü hayatımızı altüst etmişti ama , neyse ki köşkün değerinde satışından elde edilen paradan , onların ihtiyacı olan masraflarını düzenli olarak yolluyorduk. Uzakta oldukları için olayların akışından benim kadar haberdar olmuyorlardı. Annemde onlar gelince teyzemin de yardımıyla biraz daha iyileşiyordu.

Günler ilerledikçe öyle değişik bir ortama  girmiştim ki artık yavaş yavaş sonu belli olmayan bir bataklığın içine sürükleniyordum. Annem benim düştüğüm çevrenin ne olduğunu takip edemeyecek kadar benden uzaktı.doğduğum günden beri beni sevmediğini düşündüğüm için ben de ona yaklaşamıyordum.Zavallı teyzem bütün çabasına rağmen aramızda bir diyalog  kuramamıştı.  O da yoğun temposu yüzünden fazla benimle ilgilenemiyordu.Dışarı hayatında zamanla kavga etmeyi bile  öğrendim. Okulla artık tamamen ilişiğimi kesmiştim. Çevremdeki gurubun isteğine göre  giyinip ,saçlarımı ona göre tarıyordum. Deri giysilerim , ayakkabılarım ve tavırlarım beni tanınmaz bir insan yapmıştı. Eski halimden tamamen kopmuştum. Girdiğim gurup bir çeteydi. Bir gece hep birlikte kızlı erkekli değişik bir kulübe gittik. Orada çoğunluğunu tanımadığım gençlerle yedik içtik,eğlendik ve ilk kez uyuşturucuyu denedim. Bu günün gençliğinde bu modaymış. Bedava yediğimiz bu ziyafetin birkaç gün sonra karşılığını istediler ve bana bir paket verdiler . Onu verilen adrese götürmem istendi ama ne yazık ki paketi vereceğim yere varamadan yakalandım. Arkasından  karakol ,soruşturma ,mahkeme ve elveda özgürlük.