İnsan hayatı değişkendir.Hiç bir zaman yaşamımız aynı çizgide devam etmez.Bazen şans hep yüzümüze güler ,kendimizi  çok mutlu sayarız .Bazen de ufacık bir olumsuzlukta üzülür ,kendimize eziyet ederiz.

Bir insanın mutluluğu ,iç huzurunun olmasına ,göz tokluğuna,kararlı ve güvenli kafa yapısına bağlıdır.Eğer ,huzurlu bir aile ortamı,parası ve sağlığı da yerindeyse, o insan hakikaten çok şanslıdır.Yalnız hayat değişkendir demiştik. Bu mutluluk yaşamın her döneminde aynı çizgide gitmeyebilir.Nice zirvede olan insanların,hayatın sürprizleri karşısında sefalete düştüklerini,yaşam mücadelesinde aciz kaldıklarını duyuyoruz.Onun için, insan mutluluğunu ,her şeye sahip olduğu ortama bağlamamalı,kendine ,o dönemde mutlaka yalnız kendisi için,bağımsız özgür bir köşe yaratıp,orada sadece kendini düşünerek yaşamalı,yalnız kaldığı veya sahip olduklarını kaybettiği zaman,nasıl bu duruma uyum sağlayabileceğine o dönemlerde hazırlanmalıdır.O zaman sahip olduğu her şeyi yitirdiğinde, onlarsız yaşamak onun için yeni bir şey olmaz.

Çoğu zaman insan yalnız kalmaktan,sıkılmaktan,ne yapacağını bilememekten korkar.Oysa kendi iç dünyasın da,kendisiyle arkadaş olabilir,fikir üretebilir,yürüyeceği yolu çizebilir,yeteneklerini kullanabilir.İnsanı mutlu eden,her şeye sahip olmak değil,sahip olduklarının tadına varmaktır.Şans sana gülse ,bütün iyi ve güzel şeyleri yoluna serse,onu görecek ve tadacak ruh ,yürek yoksa bir faydası olmaz çünkü.

Güzellik,zenginlik,sağlık,güç,başarı hak eden insanda anlamını bulur.Eğer ruhsal ve bedensel sağlığınız bozuksa ,size sağlanan hiçbir güzellikten zevk alamazsınız.

Bir insan ne kadar nüfuslu ve kudretli de olsa, eğer bir derdi ve rahatsızlığı varsa her şeyi unutur,acısını dindirmeyi düşünür ve hiç bir şeyden de tat alamaz.O zaman insanın mutlu yada mutsuz oluşunun tek nedeni ve sorumlusu kendisidir.