İnsanoğlu fitne üstünü fitne çıkartıyor, dünyayı kendi haline bırakmak yerine uyduruk öngörülerle karanlıklara sürüklüyor. İnsanoğlu dedimse, bunlar bir avuç azınlık. Öyle ama adamlar dünya finansına hakim; Dünya Bankasından tutunda, uluslar arası hava yollarını bile kontrol ediyorlar. Bu güçlere ben diyeyim Üst Akıl diyorum ki bunlar dünya finansınız yüzde 65’ine hakimler…

Ha zannetmeyin ki, teknolojiye ve araştırmaya, sermayeye karşıyım, hayır asla. Ancak gelecek planlanırken insanlığın huzuru düşünülmek yerine, insanlığın sonu hazırlanıyor.

Son yıllarda yapılan robotik çalışmalar, klonlama, dijital devrimler, hepsi bu söylediğimi teyit ediyor.

Bu konuda Yazar M.Ali Bulut’a şöyle bir soru yönetiyorlar:  “Dijital çağda inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. Daha büyük felaketler bizi bekliyor mu? Bu durum sizi ürkütüyor mu?

Bulut, bu soruya o kadar net cevap veriyor ve diyor ki; “Ürküyorum evet çünkü Kur’an’da “hayrete düşürecek işler” deniyor. Şimdi dijital dediğimiz rakamların akmasıdır bu durum, başka bir şey değil. Zulkarneyn de o zaman çıkacak. Yecüc ve Mecüc de o zaman çıkacak çünkü bu dijital çağdan itibaren. İnsanı çözdük, kaderi çözdük. Kaderin sarmalını çözdük. O sarmalı çözdüğünüzde cenin ve onun yerini değiştirdiğiniz zaman; urasin ve sitozinin(Canlı hücrelerinin kalıtsal özelliklerini belirleyen nükleik asitleri oluşturan azotlu baz yapılardan biri) yerini değiştirdiğiniz zaman, insanı başkalaştırabilirsiniz. Avatar, kanatlı insanlar işten bile değil. Şahmeran üretmek hiçten bile değil. Bunlar rahimlerin birbirinden etkileşimleriyle ortaya çıkmıştı geçmişte. Ama bu sefer tamamen yapay olarak gerçekleştirilebilecek durumda. Çünkü bir şeyin dijitale döküldükten sonra değiştirilebilir, dönüştürülebilir ve taşınabilir olduğu çözüldü.

GEÇMİŞ VE GELECEK ARASINDA BİR TERCİH VE VİRÜSLER SAVAŞI

Bunlardan bir tanesi geleceğe tasarruf ediyor. Diğeri geçmişe. Bir tanesi mesela, “Ben duvarı örmezsem şu kadar zaman sonra altındaki hazine ortaya çıkacaktır.” Bu geleceği görerek tasarruf yapıyor. Ben bu gemiyi yıkıp deleyim ki bir müddet sonra despot bir kral gelecek ve gemilere savaşçılar toplayacak, ayıplı hale gelsin de almasın diyor. Bunların hepsi geleceği tasarlamaktır. Bu mümkün mü? Evet artık şu an mümkün. Siz bir insanın genetik yapısını alırsınız, daha yumurta ana rahmine düşmeden önce kaşını gözünü tasarlarsınız. İyi bir şey mi bu? Hayır. Bunun neticesinde gelecek olan insanlığın belasıdır. Büyük felaketler getirecek. Bir müddet sonra tasarımsal olarak, şu virüsü yaydığımız zaman, şurada olanların hepsi ölecektir, denecek. Çok basit.

Mesela Sars virüsünü İsrailliler gerçekten Araplar için yaydılar ürettiler. Fakat enteresan bir şekilde gen bir tepki gösterdi ve anlayamadılar. Kimi vurdu? Çin’i vurdu. Ve Çin’e diz çöktürdüler Sars virüsüyle. Şimdi artık onların efendiliğine Çin hazırlanıyor. Çünkü dijital bütün onların elinde. Biz Kur’an bize bunu söylemesine rağmen yapamadık. Şimdi dünyanın neresinde olursa olsun hafızayı sen ancak İsrail’den alabiliyorsun.

 YER VE GÖK ALLAH’IN(CC) NURUYLA AYDINLANACAK

Yazar M. Ali Bulut, açıklamasını şöyle tamamlıyor: “Arkasında ne gelecek? Tebbet geliyor. İslam’a karşı duran bütün başların patır patır döküldüğü göreceksin. 8-9 dakika içerisinde bütün Kureyş’in liderlerinin düştüğünü göreceksin. Ardından yer ve göğün Allah’ın nuruyla aydınlandığı dönem gelecek. Kurt ile kuzunun beraber olduğu... Bu da bizim işte adaletle hükmedeceğimiz zamandır, İhlas suresidir. Arkasından müthiş bir devrimle kıyamet çağı geliyor. Felak suresi... 

Şimdi, bu gelişmeler insanoğlunu tehdit ediyor ama olacak bir türlü, göreceğiz zor günleri. Çünkü iyiler iyilik yolunda toplumu nurlandırmadıkça, karanlıklar prensi dünyayı idare etmeye devam eder.

Bu yazıyı yazarken, bir habere rast geldim. İşte 2030 yılında ABD askerlerin % 30 robotlardan olacakmış. Peki sonrasında, insanlık robotlara boyun eğmez mi? İnsanlık bu durumda ne yapacak. İşte bu güç de insanlığın sonunu hazırlıyor!

Son söz, bu insanoğlu(kötüler) hep fitne çıkartmış, kaderi ilahiya karşı koymaya çalışmışlardır. Şimdi atak iyilerde. Bekliyoruz.

Peki kalın sağlıcakla.