Sabah kalktığında çocuklar bana dünya nerede gidiyor, ekonominin durumu ne olacak,  İran, Irak, Rusya ile yakınlaşmamızın sebepleri ve bölgesel hadiseler ile siyasi konularda neler düşündüğümü soruverdiler.

Şaşırdım ancak, neden böyle bir soru sorma gereği hissettiklerini de merak ettim! Sonra sorular devam etti, altındaki hızlı yükselişin nedenini, savaş olup olmayacağını, okulu bitirdiklerinde ne yapacaklarını düşündüklerini, coğrafyamızda olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmak istediklerini söylediler.

Soru çok olduğu için, birbir anlatayım dedim ve başladım bölgemizdeki ülkeler ile ilişkilere. Biliyorsunuz, önceki gün Iraklı yetkililer geldi ve terörle mücadele konusunda iki ülke anlaştı. Türkiye Irak topraklarında terörü bitirmeye kararlı. Bu bir vatandaş olarak bizleri sevindiriyor. Tabi bölgede dengeler var. Biliyorsunuzdur, İran’da ve Irak’ta çok sayıda Türkmen ve Azeri kardeşimiz yaşıyor. Sonra Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz aramalarımız başladı…

BATI ORTADOĞU’DA YARALAR AÇIYOR

Şimdi ne olacak, tahminin nedir deyince çocuklar, onlara Abdullah Çiftçi kardeşimizin Kanal 24’e verdiği bir mülakatı okudum.

İsterseniz birlikte paylaşalım bu röportajın bir bölümünü: “Her devlet kendine yakın birinin başkan seçilmesi için çalışacak ve bu seçimlerden sonra bölge petrol rezervlerinin bölüşümünde problem çıkabilir. Ayrıca Batı içerisinde, Almanya (AB), İngiltere, ABD ve Küreselciler olarak 4 ayrı birbiri ile menfaat çatışması olan 4 ayrı Batı var. Bugüne kadar Ortadoğu da birlikte hareket eden Batı, bundan sonra sadece Ortadoğu da değil, dünyanın her coğrafyasında birbiri ile savaş halinde olacak. Bu nedenle Türkiye,İran’ın işbirliği ve Rusya’nın desteği süreci belirleyici olur.

Biraz detaylara girelim: “Barzani’yi yıkmak, bölgede Talabani-Goran gibi hareketlerin başa geçip, bölgenin İran etkisine kaymasına yolaçar mı? Türkiye IKBY’de Barzani ile işbirliği halindeydi. Barzani ise sadece Türkiye ile değil İsrail, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Almanya gibi çok farklı devlet ve lobi ile işbirliğinde.

Barzani referandum ilanı ile Türkiye’yi dinlemediğini gösterdi. Ama IKBY Bölgesi halkı ağırlıklı Müslüman/Sünni ve Türkiye’ye düşman değiller. Bu nedenle Barzani’yi hedef alan yayınlar IKBY’deki Kürt halkını da küstürmemeli. Türkiye son 3 yıldır IKBY’de Peşmergeyi eğitti, maddi yardım yaptı, petrolünü sattı, şimdi ise tersi bir hareket içinde. Bu tavır Batı güçlerinin işini kolaylaştırır. Ancak Barzani’nin Türk şehri olan Kerkük, Musul ve çevresini Kürt bölgesi içine alma girişimi de kabul edilemez. Türkiye’nin dış politika yapıcıları bu tezat duruma uygun bir çözüm bulmalı. Barzani’ye “geri dönüş kapısını açık bırakarak” ekonomik, siyasi, askeri baskı ile ikna etme süreci doğru yönetilmeli. Türkiye’de ciddi bir Müslüman Kürt nüfusu var. Konunun Kürt Bağımsızlığı olmadığı, bölgeye gelen kapitalist/sömürgeci/küreselci güçlerin Kürtler üzerindeki projeleri, amaçları, ikna edici şekilde anlatılmalı.  IKBY’de Barzani’nin KDP’si dışında İran’a yakın Goran hareketi ve ayrıca Talaba’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve PKK var. Türkiye Barzani ile köprüleri attığında IKBY’de işbirliğinde olabileceği başka bir Kürt grubu yok. Türkiye’nin siyasileri Barzani bizi kandırdı diyor ama bu da tuhaf bir durum. Barzani fikrini hiçbir zaman saklamadı. Zahmet edip Google bakanlar Barzani’nin Mossad, CIA, MI6, Rus istihbaratı vs ile resimlerini görebilirler.

Kürtler üzerine hesabı olan her devlet, lobinin yolu mutlaka zaman içerisinde Barzani ile kesişmiştir. Burada resimler üzerinden Barzani’ye itham etmek anlamsız. İsrail’in Siyonist emeller için Barzani’ye özel bir ilgisi, desteği, kuşatması, yönlendirmesi olduğu zaten saklı gizli değildi. Bölgede Batının Siyonist, Haçlı, Sömürgeci, Kapitalist ve Küreselci lobilerinin hesabını bilmeden kurulan her türlü işbirliği iflâs etmeye mahkûmdur…”

Gençlerin böyle meraklı sorular karşısında ikna edilmesi gerekiyor. Onlara şöyle bir değerlendirmede bulundum: “Batının son 300 yıllık tarihi bilmeden dış politika geliştirilemez. Geliştirilen politikalar başarılı olamaz. Bunun için, bölge ülkeleri ile iyi geçenmek durumundayız. Tabi ki şu an için görülmeyen başka hesapların olması muhtemeldir. Bölge, mevcut ittifak ve düşmanlıkların her an yer değiştirmesine müsait haldedir. Örneğin biz ABD ile başladık, Rusya ve İran ile devam ediyoruz…”

Buna Çin katılmak üzere diye düşünüyorum. Sonra Akdeniz’de petrol ve gaz bulduğumuzda bölgesel dengeler lehimize değişecektir…

Kalın sağlıcakla.