Hidayetiyle bizlere iman gibi en büyük nimetlere kavuşturan Allah’a hamd, izinden gitmekle her zaman şeref duyduğum, yaratılmışların en şereflisi Efendimize(sav) salat ve selam ederek, O’nun izinden gidenlere selam olsun deriz.

Her medeniyet içinde, eserleri ve düşünceleriyle bıraktıkları tesir bakımından o medeniyeti bütün yönleriyle temsil eden simse şahsiyetler vardır. Grek (Eski Yunan) Medeniyetini Aristo, Batı Medeniyetini Descartes yahut Kant temsil ederken, İslam Medeniyetini de bu manada temsil etme şerefi İmam Gazali gibi bazı alimlere nasip olmuştur.

Yazdığı Hüccetü’l İslam (İslam’ın Sağlam Delilleri) ve Zeynüddin (Dinin Süsü) ve şu günlerde arzu ile okuduğum Kalplerin Keşfi gibi 450 eseri sayesinde böyle güzel bir makam kendisine layık görülmüş.

Sadece biz Müslümanlar değil, özellikle batılı felsefeciler tarafından çokça okunan bu eserleri ve üstün zekâsı ile tam bir alim olup, Selçuklu Veziri Nizamülmülk kendisini saraya davet eder. 34 yaşında da Bağdat Nizamiye Medresesi’ne müderris (profesör) olur. Bugün bu simge ismin Allah Korkusu ile ilgili yazısından yola çıkarak, bu konu hakkında değerlendirme yapmak istedim.

ALLAH KORKUSUNUN ALAMETLERİ

Kırk yıllık öğretmenliğim boyunca, yavrularıma Allah Sevgisini vermeye çalıştım, önce Allah’ın varlığını delillerini sundum. Biliyordum ki, bir ülkeye veya anne-babaya en hayırlı evlat ancak ve ancak Allah’ı sevenlerden çıkıyordu. Hep yazdım: “Kimsenin olmadığı yerde, beni Allah görür diyen nesiller yetiştirmediğimiz sürece, bu yaşadığımız sorunlar katlanarak büyüyecektir!”

Gazali bir insanın Allah’tan korkup korkmadığın 6 delili olduğunu söyler. Neymiş bakalım bunlar.

Allah korkusu olan insan yalandan, gıybetten, söz taşımaktan lüzumsuz sözlerden uzaktır.

İkincisi Allah’tan korkan insan kalpten düşmanlığı, iftirayı, kardeşlerini çekememeyi çıkarır, asla kıskanç değildir.

Üçüncüsü, Allah korkusu gözlerde tezahür eder. Haram olan yiyecek, içecek, giyecek ve diğer şeylere bakmaz.  Yani helal ve harama dikkat eder.

Dördüncüsü, Allah Korkusu Midede tezahür eder. Karnına asla haram lokma sokmaz

Yine Allah korkusu ayaklarda tezahür eder, kişi Allah’ın yasakladığı şeylere yönelmez, adım atmaz.

Son, Allah korkusu olan kişi ibadetlerini dikkat eder, bunları sadece Allah rızası için yapar. Riya ve nifaktan korkar, sakınır.

BUNLARIN NESİ ZARARLI?

Nalh Suresi (50): “Onlar üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine emrolunanı yaparlar.

Allah’tan korkan, hatta ötesi Allah’ı seven bir insandan kimseye zarar gelmez. Ne yalan söyler, ne hırsızlık yapar. O Dünyaya ibret gözü ile bakar.

İbadet sorumluluğunu bilen kişi, diğer sorumluluklarına da dikkat eder. Örnek namaz kılan bir insan asla kötülük yapamaz, yapmamalı. Yapıyorsa zaten namaz kılmıyordur. Çünkü namaz insanları her türlü kötülükten uzak tutar.

Allah’tan korkan insan ilim ve amel peşindedir. Emrolunduğu gibi dost doğru bir hayat yaşar. Kimseye zarar vermez, devlet malını korur. Ailesi ve çevresi ondan razıdır. Üretir, yeterince tüketir. Komşusunun derdiyle dertleşir...

Ama Allah korkusu olmaz ise, başta sosyal hayat bozulur, ekonomi çöker, hapishaneler, fuhuş yuvaları artır. İçki ve uyuşturucu tüketimi çoğalır, cinayet, hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk çöker hayatımızı bozar..

Siz şimdi karar verin. Hangisi daha iyi?

Kalın sağlıcakla.