Geçen yüzyılın ikinci yarısına şahitlik ettiğimiz gibi, bu yüzyılında ilk yarısını görmek nasip oldu.

Yani geçen yüzyıl kurulan, şimdilerde eskidiği söylenen yüzyıl 2. Dünya Savaş Sonrası kurulmuştu. Şimdi kurulması düşünülen Yeni Dünya Düzeni ise adına konmayan 3. Dünya Savaşı ile devam ediyor…

Yazıma önce, eski yüzyıl ile başlayıp, sonra Yeni Dünya Düzeni ile devam edip, sonra da yorumumuzu yapalım inşallah! İsterseniz, eskidiği söylenen o dünya düzeninin insanlığı ne getirip, götürdüğü ile başlayalım. Ha yazımın başında şunu da yazayım, “Al birini, vur ötekine; çünkü eskisi de aynı, yenisi de biz Müslümanlar olarak mutlaka Hakka uygun bir düzen kurmalıyız ki insanlığa huzur getirsin!”

Şimdi başlayalım mı? 100 yıldır batılılar, dünyayı sömürüyorlar. İşte ABD’deki siyahiler bunun için ayağa kalktılar. Sömürü yapılırken, demokrasi, insan hakları, hukuk söylemleri öne çıkartılmıştı. Peki tek dişi kalmış, emperyalistler bunları yaptı mı, yoksa sömürülerine devam mı etti? Bizi yarım asır kapılarında beklettiler, onlar için bir damla petrol, mazlum insanların kanından önemliydi.

Sanayileşme adına, bütün ülkeleri köle haline getirdiler, insanlığın geleceği ile oynadılar, işte küresel ısınma ve gelinin nokta da ortada… Neyse biraz daha geriye gidelim.

“Paranın babaları, yeşil kâğıdı (altın karşılığı olmadan) para diye tüm dünyaya yutturdular, ayıpları ortaya çıkınca da artık yeni paralar icat etmeye başladılar. Dilipak’ın ifadesi ile: “Borsaları sömürü mirasının pazarlandığı yerlerdi. Sarayları bu yağma ile finanse edilen, kölelerin alın terleri üzerine yükselen yapılardı. Kızılderililerin kanları, kara derililerin gözyaşları ve sarı ırkın sömürülen alın terlerinden ibaret olan bu mirası paylaşamadıkları için kendi aralarında 100 yıl savaştılar. O da yetmedi, 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, soğuk savaş derken bugünlere geldik. Siyonizm, kapitalizm, faşizm, komünizm diye dünyayı kan gölüne çevirdiler…” BM 74. Genel Kurulu Görüşmelerine katılmak üzere ABD’nin New York kentinde bulunan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, “Kimseye ders vermek istemiyoruz, buna hakkımız yok çünkü kendi tarihimiz de büyük ölçüde sanayileşme ve arazi açmak için ormanların yok edilmesinden ibaret” demişti. İşte kendileri bile itirafçı durumdalar!

YENİ DÜNYA DÜZENİ

Gelelim, virüs ile başlayan yeni dünya düzenine; Dilipak kardeşimiz bu konuda da ilginç yazılar kaleme alıyor ve 2025 yılının hedef yıl olduğunu söyleyerek bazı gelişmeler hakkında ufkumuzu açıyor ve bu düzenin sahipleri hakkında detaylı bilgi veriyor.

“2025 yeni bir milat olacak onlara göre. Hiçbir şey bugüne benzemeyecek. İnsan, şehir, para, pazar, siyaset, din algısı, bilim, sanat, felsefe, teknoloji, mimari, eğitim, sağlık, beslenme, aklınıza gelen ne varsa birçok şey radikal şekilde değişecek.

Bunun bir ahlakı olmalı, bir hukuku olmalı değil mi! Peki bunu kim yapacak nasıl yapacak?

Ülkelerin sınırları, rejimi, iktidar yapıları, karar alma süreçleri, devlet sayısı, her şey değişecek.

Fosil yakıt kullanılmayacak. Enerji sudan ucuz olacak. Avatarlar, Humanoidler, Genemikler, Siborglar, birlikte yaşayacağız. Kim kimi yönetiyor, belli olmayacak. (Yapay Zekadan bahsediyor…)

Silahlar, öğrenme biçimi, yargı her şey değişecek. “Ruhsuz insanlar” geliyor, sınırlandırılmış bir akıla sahip olsalar da birkaç hayvanın ve insanın genlerinin melezlenmesi ile üretilecek olan “akıllı hayvanlar ve hayvanlarla konuşan insanlar…

Tabii savaş her şeyi yakıp yıkmazsa. Yeryüzünde bozgunculuk yapıp da kendilerini “ıslah ediciler” olarak tanıtan, bu anlamda “Yeryüzünde bir cennet vaat edenlerin varacakları yer “cehennemin dibidir. (Öyle Şeyler Olacak ki 14 Ocak 2020)

İnşallah cehennemin dibini boylarlar, bunda da şüphemiz yok. Çünkü, eski ve yeni dünya düzenini kuranlar aynı güçler ve bu güçler insanlığı gerçek huzura götürecek çalışmalar yapmak yerine hep bozgunculuk yapmışlardır, yapmaya da devam edeceklerdir.

Peki, elimiz kolumuz bağlı mı duracağız. Gördüğünüz gibi Hakkı ve halkını düşünen yazar, çizer ve aydınlar boş durmuyoruz. En azından haksızlık karşısında susmuyoruz!

Ümitsiz de değiliz, çünkü Hak gelecek, batıl zail olacak, bu konuda müjdeler var, yeni asrı saadetler bekleniyor.

Yarın da bu konuyu ele alacağım, ümitsiz olamayız, bize yakışmaz.

Kalın sağlıcakla.