Ahlaki değerlerde toplumda büyük bir yozlaşma var.Bu gerek kadına yapılan şiddette ve gerekse çocuklara karşı bakış açısında açık açık görülüyor.Kadına karşı şiddet yüzde bin dört yüz  artmış.İstatistiklere göre beş evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyormuş.

Şiddet insan yaşamının her alanında görülebilen ve dünyada giderek artan önemli bir toplum sağlığı sorunudur.Kadına şiddet ise fiziksel güç ve aileye hakim olmanın verdiği cesaretle bazı psikolojik sorunları olan erkeklerin , kasıtlı bir şekilde karşısındakini yaralama,öldürme ,psikolojik zarara uğratma şeklindeki uygulamasıdır. Aile içinde yalnız kadına karşı değil çocuklara karşıda yaygındır.

Gelişmiş ülkelerde , gelişmekte olan ülkelere göre daha az görülen şiddet ,tüm dünyada aydın veya cahil durumuna bakılmaksızın uygulanmaktadır.Hakaret şeklindeki davranışta bir şiddet şeklidir. Her durumdaki şiddet kadını ve çocuğu fiziksel , duygusal, ve sosyal yönden etkileyerek genelde depresyon , güvensizlik, intihar girişimleri gibi ruhsal bozukluklara yöneltebilir.

Çoğu az gelişmiş toplumlarda kadın , çaresizliğinin neticesi şiddeti kabul ederek ,evliliğin bir özelliği gibi görüyor.Oysa ki kadının eğitim düzeyi , ekonomik ve sosyal düzeyi yükseldikçe şiddete bakış açısı da değişmektedir.

Şiddet uygulayan erkeklerin genellikle bir meslekleri bir işleri yoktur. Bu sebeple , şayet kadın çalışıyorsa, aşağılık duygusunun etkisiyle ,bunu gizlemek için en ufak bir sebepten bahaneler yaratarak , dayak atma,tokatlama,eşya fırlatma,sözel şiddet,küçümseme,ekonomik açıdan cezalandırma,kadının elinden parasını alma veya çalışmasını yasaklama ,cinsel şiddet gibi uygulamalarda bulunabiliyor.

Son yıllarda medyaya en çok yansıyan şiddet şekli bıçaklama,ve öldürme olaylarıdır. O şahıslara gereken cezalar verilmedikçe ibret alınmıyor ve üzerinden zaman geçince de yeni bir cinayete kadar toplum duyarsız kalıyor.

Sözlü şiddet de bir başka şiddet şeklidir.Hatta hemen hemen her kesimde uygulanmaktadır. Aile içinde olduğu gibi iş alanında, toplumsal alanda,siyasi alanda da sık sık karşımıza çıkıyor. Aile içindeki sözlü şiddet ailede kalır zihniyetiyle taraflarca dışa vurulmadığı için stres, bunalım,tartışma ve mutsuzluğa yol açıyor. Sık boşanmaların bir sebebi de “anlaşamıyoruz” ifadesidir.

Şiddeti tetikleyen sebeplerin bir çoğu çevremizdeki izlenimlere göre ,erkeklerin kıskançlık kavgaları,eşini harçlıksız bırakması,çalışmasını yasaklaması,maddi kazancı hakkında eşiyle bilgi paylaşmaması, aile ve arkadaşlarıyla görüşmesini yasaklaması,toplumda hareket özgürlüğünü kısıtlaması,” beni dinlemezsen seni kapı dışına koyarım” tehdidi , aile içindeki olumsuzlukları ona yükleyerek kendini suçlu hissetmesine neden olması gibi birçok sebep sayılabilir. Zorlanarak yaptırılan evliliklerde , sevgisizlik,alkol kullanımı,kumar oynama, bazı konularda anlaşamamak,öfkeli karakterde, çoğu zaman şiddeti tetikleyen sebeplerdir.Şiddet uygulamak isteyene daha birçok sebep bulabiliriz ama bunu azaltmak için ne yapabiliriz ?

 Şiddeti önlemek için en önemli çözüm eğitimdir.Hem ailede hem de okullarda bu konunun acilen ele alınması şarttır.sorunlu davranışların bir dersi ve ders kitabı olmalıdır.Ailede ve toplumda “Davranış Eğitimi” ana başlıklı ,içeriği zenginleştirilmiş bir dersle, bu konuda bireylerde gereken alt yapı oluşturularak ,en azından küçük yaşta davranış eğitimi kazanmaları sağlanır. Birçok eğitici konunun yanında ,şiddetin tanımı ve şiddeti içeren durumlar konusunda da eğitim verilirse,gençler evliliğe daha sağlıklı ve güvenli adımlarla başlar.

Kadına dinimizde çok önem verilmektedir.O hem bir eş,hem bir ana ve değeri  bilinirse çok yönlü mucizeler yaratabilen bir kişidir. Cengiz Han’ın bir sözünü hatırlayalım “Ben sizin han’ınızım bu da benim Han’ım” diyerek kadını yüceltmiştir. Ayrıca “cennet anaların ayağı altındadır “ sözü çok anlamlıdır.

Kadın cinayeti işleyenler için de ,cinayet fikrini zihinlerinden uzaklaştıracak ölçüde ağır cezalar çıkarılmalı ve uygulanmalıdır. “İyi hal durumundan nasıl olsa birkaç yıl yatar çıkarım” fikri ortadan kalkarsa,insan beyni korkutulduğu zaman yanlış yapmaktan çekinir. Tabii akıl sağlığı yerindeyse.

Hiçbir cinayetin işlenmemesi dileğiyle.