“Türküler

Türkülerimiz

Ana sütü gibi candan

Ana sütü gibi temiz.” 

B.Rahmi EYÜBOĞLU böyle seslenir “Türküler Dolusu” adlışiirinde. Her derdimizin dile getirilişinde özellikle türkülere sığınmışız,onlardan medet ummuş onlardan imdat beklemişiz. Yoksa kim duyar bizim sesimizi?

 

Şair, bütün yükünü omzunda taşır yaşadığı toprakların.Ozan, tele döker dile döker ulaştırır makama. Bilir haddini, atlamaz silsileyi.Duman önce ocakta tüter, ta ki görmesi gereken görünceye kadar da sabrı bilir. Yakıpyıkmaz etrafını, gürültü çıkarmaz, bilir ki –belki- komşunun hastası vardır.

 

Yan yana birbirini gözetirken ötekinin derdini dertsinir,yok saymaz. Bunu anlatmaktan da geri duramaz. Çünkü birin derdi binin derdidir.

Rahmetli büyük ozanımız Aşık Mahzuni Şerif,

gönüllere taht kuran onlarca türküsünün birinde “Bilmemsöylesem mi söylemesem mi?” diye sorar kendi kendine. İşte bu minval üzerekendimize dert saydığımızdandır feryadımız.

 

Devlette devamlılık esastır. Ebed müddet, diye ifadeedilir. Devletin varlığı ve devamlılığı milletin varlığı ve devamlılığı ilemümkündür.  Bu iki kavramı birbirindenayrı düşünmek namümkündür. Millet, devamlılığını nesilden nesile sürdürür. İyiyetişmiş nesil yarınların güçlü devleti demektir. Gel  gör ki, sadece konuşan, birbirini duymayan,günün tamamını bir şeyler yeme içme ve eğlenmekten ibaret zanneden bir kuşakyetişiyor. Hayatın olmazsa olmaz gerekleri için dahi öğrenme ve anlamagayretini görebilmek mümkün değil. Gözlerine bakın görürsünüz.

 

Sorumluluk makamında olanların çocukları ve gençliğiihmal gibi bir lüksleri olamaz. Bundan maksat eğitimdir. Bugün, boşvermişliğinher türünü özgürlük zannedenler yarınlarda bilgisizliğin ve fikirsizliğinkölesi olacaklardır. Bilginin ve fikrin olmadığı sahada hürriyetten istikbaldenbahsedilebilir mi? Mevcut zamanlarda özgürlük addedilen eylemlerin yarınlardaiçlerinin boş oldukları anlaşıldığında yaşanacak ruhi bunalımlardanbahsetmiyorum bile.  Böyle bir gidişinsonundaki büyük tehlikelerin biri de kontrolsüzlük olacaktır. Hiçbir ortakdeğeri kalmayan toplulukları nasıl bir arada tutarsınız? Sadece daha çokkazanmanın, kolay yoldan yaşamanın her şartta mübah sayılabileceği bir toplumfertleri zalimleşecektir. İşte bu ahvalin ateşi herkesi yakar.

 

En nihayet, ümidim o ki, bizim gözümüzün ermediği biryerlerde  bütün bunların üstesindengelecek bir nesil yetişiyor olsun. Daha da önemlisi, neslin emanet edildiğieğitim ordusunu yıpratacak, onları azim ve şevklerinden alıkoyacak adımlaramüsaade edilmemesidir. Mustafa Kemal ATATÜRK, “Muallimler! Yeni nesil sizineseriniz olacaktır.” İfadesiyle bu konudaki görev emrini vermiştir.

 

Acizane, bir ozan hayranlığı ile sordum kendi kendime:“Bilmem söylesem mi söylemesem mi?”

Muhabbetle..