Uzmanlar uyardı: “Et hemen tüketilmemeli, 12-24 saat dinlenmeli”
Kurban Bayramı’na sayılı günler kala, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) uzmanları vatandaşları hem sağlık hem de hijyen konusunda uyardı. Üniversitenin Turizm Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi akademisyenleri, bayram boyunca sofraların vazgeçilmezi olan kırmızı etin nasıl kesilmesi, saklanması ve pişirilmesi gerektiğine dair bilimsel açıklamalarda bulundu.
“Etin Dinlenmeden Tüketilmesi Mideye Zarar”
ALKÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Oğuz Nebioğlu, etin kesimden sofraya kadar olan sürecin titizlikle yönetilmesi gerektiğine işaret etti. Kurban kesiminde hijyenin en az dini kurallar kadar önemli olduğunu belirten Nebioğlu, etin doğrudan tüketilmemesi gerektiğini vurguladı:
“Kesilen etler, mutlaka serin ve hava alabilen bir ortamda en az 12 ila 24 saat dinlendirilmelidir. Etin dinlenmeden tüketilmesi mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Soğuk zincir bozulmadan saklanmalı ve kesinlikle çözdürülüp tekrar dondurulmamalıdır.”
Etin Pişirme Sıcaklığı: 70-75 Dereceyi Geçmeli
Doç. Dr. Nebioğlu, özellikle etin pişirme yöntemlerinin sağlık açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Sağlıklı bir pişirme için etin iç sıcaklığı en az 70-75 dereceye ulaşmalıdır. Çiğ ya da az pişmiş etlerde bazı enfeksiyon riski vardır. Mangalda pişirilecek etler doğrudan ateşe temas ettirilmemeli, kömürleşmiş yüzeyler ise kesinlikle tüketilmemelidir.”
Nebioğlu ayrıca dengeli tabak önerisinde bulundu: “Etin yanında sebzeler, yoğurt, tam tahıllı ekmek gibi besinlerle hem lezzet artar hem de sindirim kolaylaşır.”
Etin Paylaşımı: “Toplumsal Dayanışmanın Temeli”
Kurban Bayramı’nın sosyal yönünü de unutmayan Nebioğlu, etin paylaşımında hijyenin ön planda olması gerektiğini belirtti:
“Etler ihtiyaç sahiplerine temiz ve hijyenik ambalajlarla ulaştırılmalı. Bu hem dini hem de halk sağlığı açısından önemli.”
Kavurma Yaparken Dikkat: Yağsız Etler İçin Sıvı Yağ Yeterli
Bayram sofralarının geleneksel lezzeti kavurma için püf noktaları da paylaşan Doç. Dr. Nebioğlu, şu tavsiyelerde bulundu:
“Kavurma yaparken dinlenmemiş et kullanılmamalıdır. Yağsız dana eti kullanılıyorsa az miktarda sıvı yağ eklenebilir. Ancak kuzu eti gibi yağlı etlerde ek yağa gerek yoktur. Etin kendi suyunu çekerek pişmesi lezzet ve besin değerini korur. Ayrıca tuz, pişirme işleminin en son aşamasında eklenmelidir.”
Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Toptaş Bıyıklı: “Kırmızı Et Besleyici Ama Ölçülü Tüketilmeli”
ALKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Toptaş Bıyıklı, bayram sürecinde sadece et değil, tatlı ve unlu mamullerin de yoğun tüketildiğini belirterek şunları söyledi:
“Kırmızı et, protein, demir, çinko ve B12 vitamini açısından zengindir. Ancak doymuş yağ ve kolesterol içeriği nedeniyle özellikle kalp-damar hastaları, hipertansiyon ve diyabet hastaları ölçülü tüketmeli. Yağsız et tercih edilmeli, porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir.”
“Sebze ve Salata Demir Emilimini Artırır”
Toptaş Bıyıklı, et tüketimi sırasında yanında tüketilecek sebzelerin sindirim açısından önemli olduğunu belirterek şunları ekledi:
“Sebzeler ve salatalar sindirimi kolaylaştırır, etteki demirin emilimini artırır. Lif içeriği ile de sindirim sistemine katkı sağlar. Her öğün et tüketimi doğru değildir. Sofralarda çeşitliliğe yer verilmeli. Çorba, zeytinyağlılar, bakliyatlar ve yoğurt gibi besinler de unutulmamalıdır.”
Tatlılar ve Su Tüketimi İçin Uyarı
Tatlı tüketiminin de bayramlarda artığını belirten Toptaş Bıyıklı, şu önerilerde bulundu:
“Şerbetli tatlılar yerine sütlü ya da meyve bazlı tatlılar tercih edilmeli. Öğün atlamamak, kan şekeri dengesini korur. Günde en az 2 litre su içilmeli, her gün yaklaşık 45 dakikalık yürüyüş yapmak hem sindirime hem de genel sağlığa katkı sağlar.”
Sonuç: Bayram Sofralarında Hem Lezzet Hem Sağlık Mümkün
ALKÜ’lü akademisyenlerin önerileri, sadece dini vecibeleri yerine getirmekle kalmayıp aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için bilinçli adımlar atılmasını da amaçlıyor. Kurban Bayramı’nda sağlıklı, dengeli ve hijyen kurallarına uygun bir şekilde et tüketimi hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından büyük önem taşıyor.





