Serdar-Bir çay daha içelim mi*

Okan-Olabilir.

Kadir bey sakin , babacan , iyi bir eğitimci ve sevgi dolu bir baba. Uzun boylu ince vücuduyla o da oğlu gibi yakışıklı. Ölçülü , özenle konuşan , çevresinde sözü önemsenen bir insan. Okan ı çok sever ve onun Serdarın yakın arkadaşı olmasından da  memnundur. Lisede rehber öğretmen olarak çalışıyor. Bir dönem edebiyat öğretmeni olarak da çalışmış. 25 senelik meslek hayatında her zaman takdir edilmiş bir eğitimci. Mütevazi bir evde kendi imkanları ile mutlu bir yaşam sürüyorlar.Serdar tek evlatları .Amaçları onu  en iyi  bir şekilde yetiştirmek. Hem misafir odası hem de oturma odası olarak kullanılan salondaki mobilyalar , evlenirken aldıkları halde hala yıpranmamış. Şükran hanımın hazırladığı güzel yemeklerden sonra ,Serdarla Okan , kare şeklindeki yemek masasında bilgisayardan yarınki dersleri ile ilgili bir konuya bakıyorlar. Kanan bey televizyondan haberleri dinliyor. Şükran hanımda çay hazırlamak için mutfakta.

Serdar-(sesini alçaltarak) Okan konuyu  babama açalım mı?

Okan-(fısıltıyla) baban haberleri dinliyor.

Serdar- Ana haberler bitti , ne diyorsun?

Okan –Sen bilirsin. Serdar babasına döner:

Serdar-Babacığım seninle bir konuyu  konuşmak istiyorduk, bizi dinleyebilir misin?

Televizyonu kapatarak gençlere dönen Kadir bey: Tabi çocuklar,konu nedir?

Serdar ile Okan oturma kısmına geçerek Kadir beyin karşısına otururlar. Okan çok tedirgin ve huzursuzdur. Söze  Serdar başlar üzüntüsünü belli eden bir sesle:

Serdar-Baba bu sabah Nermin teyze evden ayrılmış , Adana’ya ablasının yanına gitmiş, tekrar dönmeyecekmiş.

Kadir bey- “biraz şaşırmış bir ifadeyle Okan a bakar” çok üzüldüm Okan,sebebini biliyor musun? Senin durgun halinden bir şeyler olduğunu anlamıştım zaten. Bakışlarını yere indiren Okan kırgın bir sesle:

Okan- Annem neden gittiği konusunda bir  açıklama yapmadı Kadir amca. Ama babamla sabahleyin konuştum ,annenle hiçbir konuda anlaşamıyoruz dedi . Benim bölünmüş bir ailede büyümemem için bu birlikteliğe katlanmış.

Kadir bey-Bunu sana Bu şekilde söyledi mi?

Okan-Evet,evliliklerinin birkaç yılı güzel geçmiş ama ne oldu ise sonradan birbirlerinden kopmuşlar.

Duyduklarına üzülen Kadir bey Okan ın daha fazla yıpranmasını istemediği için konuyu uzatmak istemez , olayın iç yüzünü bilmediği için yorum da yapmaz.

Kadir bey-Okancığım şimdi sen bunları kafana takma .Biraz zaman geçsin ikisi de sakinleşince olayın gerçek yüzünü öğrenirsin.Şimdi ümitsizliğe kapılma ,bir iki güne kadar annende sana açıklamada bulunur.Zaman her şeyi düzene sokar merek etme, yeter ki sen sakin ol . Evliliklerde bazen böyle kırılmalar olabilir. Eminim ki annende  babanda kararlarını yeniden gözden geçirir sağduyulu davranırlar.

Okan – Babam düşüncelerini söyledi Kenan amca,başka ne söyleyebilir ki.

Kenan bey-O sözleri suçluluk duygusuyla kendini savunmak için söylemiştir. Eminim ki sonradan söylediğine kendisi de pişman olmuştur. Bazen insan çok duygusal oluyor ve şuur altındaki düşüncelerini dışarı vurabiliyor.O anda da istemediği halde savunma amacıyla böyle konuşmuştur. Sen üzülme  her şey düzelir. Biraz sabretmelisin. Bu gece burada kal derdim ama böyle bir zamanda babanı yalnız bırakman doğru değil, onun şu anda sana ihtiyacı var. Araya mesafe koyarsanız ileride  birbirinize yakınlaşamazsınız. Biliyorsun seni çok severim ama doğru olan bu. Okan la Serdar böyle bir yorum beklemedikleri için ikisi de ne yapalım der gibi birbirlerine bakarlar. O arada  konuşmaları mutfaktan takip eden Şükran hanım çayla kek getirir, sessizlik içinde çaylar içilir.

Okan-Kek çok güzel olmuş Şükran teyze elinize sağlık.

Şükran hanım-Afiyet olsun Okancığım ,bir dilim daha ister misin?

Okan- Teşekkür ederim , ben artık kalkayım ,yarınki derslerime biraz bakmam lazım. Belki babam da gelmiştir.Serdar yarın görüşürüz  der ve iyi geceler dileyerek çıkar.

                Dışarıdan evdeki ışıkların yandığını görür ve “babam gelmiş” diye düşünerek apartmanın giriş kapısından biraz huzursuz girer. Asansörle çıkarken “babama nasıl bir tavır takınmalıyım “diye düşünür. Anahtarla kapıyı açar antrede ayakkabısını çıkartırken salonda karşı koltukta düşünceli ve huzursuz bir yüz ifadesiyle oturan babasına gözü takılır, salona girince ise  birden  yüz ifadesinin değiştiğini ,gözlerinde bir ışığın yandığını görür. “geldiğime sevindi” diye düşünür ,konuşmadan yavaşça babasına uzak bir koltuğa oturur.

Kenan bey- Serdarla mı beraberdin , annen aradı mı?

Okan –Evet.. Annem Adana ya teyzemin yanına gitmiş, ben teyzemi aradım öğrendim.

Kenan bey –Yarın git anneni alda gel.

Okan- Annem dönmemek üzere gitmiş.

Kenan bey-Ne demek dönmemek üzere gitmiş, olmazsa birkaç gün kalsın sonra gider alır gelirsin.

Okan – Baba anlamak istemiyorsun herhalde .Annem kendince önemli bir sebep olmasa evini terk edip gitmezdi. Kenan bey söylemekle söylememek arsında tereddüt geçirir gibi başını iki yana çevirerek, dudaklarını gererek :

Kenan bey- Ortada önemli bir sebep yok . kendi kurguları yüzünden tartışma çıkarttı , beni sinirlendirdi. Bende gururunu kırdım herhalde.

Okan- Baba benim görebildiğim kadar sen anneme hiç değer vermedin ki . Küçükken fark etmiyordum ama biraz büyüdükten sonra, bizim evde  hiçbir zaman Kadir amcalardaki gibi huzurlu bir ev ortamı olmadı. Çoğu zaman eve geç gelen bir baba,kendini hep yalnız hisseden bir anne arasında büyüdüm  ben. Annem hep içine kapalı ,sitem içinde bir yaşam sürdü. Bende ailece paylaşacağımız  bazı güzel anıların hasretiyle büyüdüm. Birbirimizle sıcak bir iletişim içinde olamadık hiç.