Ülkemiz bugün ateş çemberinin içine alınmış durumda. Her kez buna kendine göre bir sebep veya bahane bulma gayretinde. Çoğu gerçekten uzak, sırf muhalefet olsun diye kendine göre yorumlar yapıyor. Bir türlü gerçeği görmek istemiyorlar veya göremiyorlar. Bugün ülkemize yapılan aynen Çanakkale de yapılanın bir başka versiyonudur. O zaman hep birlikte üzerimize gelen Hıristiyan âlemi bugünde başka bir yöntemle birleşti yine üzerimize geliyorlar. Uzaktan kumanda ile maşa kullanarak; adına çeşitli terör adı altında gizli bir savaş sürdürüyorlar. İçimizde ki iş birlikçileri de kullanarak devam ettiriyorlar. En cahil, ilkel ve geri kavimler de dahi uygulanan bir vatanseverlikten çok uzak güya vatanperver olarak bizde bunu seyrediyoruz. Mesela; En ilkel kavimler de görülen kendi aralarında düşman oldukları halde, hatta bir birlerinden birçok adam öldürdükleri, hasım oldukları durumda bile; Uzaktan bir kabile kendilerinden birine saldırınca hemen aralarında birleşip o düşmanı savunucuya kadar kendi aralarında ki düşmanlıkları hiç akıllarına getirmezlerdi. O düşmanı def ederlerdi. Şimdi biz bu asırda, kendimizi aydın veya medeni, bilgin diye vasıflandırdığımız halde, bize saldıran bunca düşmana karşı o birlikteliği göstermiyoruz. İlla bir bahane buluyoruz. Bize niye saldırıyorlar, durup dururken bunlar niye oldu? Sebep gayet basit. Eskiden olduğu gibi bu Hıristiyan alemi bizi sömürmeye devam etseydi, boynumuza vurup elimizden ekmeğimizi alsa, karşıların da el pençe divan dursaydık, hiç ses çıkarmasaydık, ne güzel süt liman geçinir giderdik. Ama onlara boyun eğmeyip, dik durunca Kendi helikopterini yaparsan, tankını, topunu, heronlarını, savaş gemini yaparsan; İşte o zaman olmaz, sende atık çok oluyorsun diye başına bu çorabı örerler. Kuzey Suriye’de bir DAİŞ, deyyüsmü neidü belirsiz devleti kurmak isterler, Irakla, Musul, Kerkük ve Süleymaniye ile kapıyı kapatmak isterler sen buna mani olursan; yeter artık sen de çok oluyorsun derler bu kirli –ittifak oyunu kurarlar. Ondan sonrada bizimkilerde bizim bur da ne işimiz var der eleştirirler. Hiç demezler ki hiçbir bağı olmayan bu düşman âlemi dünyanın ta bir ucundan gelip burada niye bu kadar zulüm ve katliamları niye yapıyorlar. Oysa onların buralarla hiçbir bağı yok. Bizim bunlarla din bağımız var, soy bağımız var bizim onlara sahip çıkmak için çok sebep ve bahanemiz var. Bu Hristiyan aleminin ne bağı var menfaattem başka. İnsanlık zaten sukut etmiş. Birde deniyor boşuna askerimiz ölüyor, polisimiz ölüyor. Kardeşim bu en kötü bir savaş. İçimizde ki hainlere rağmen yapılan bir savaş. Eğer biz bunu yapmasak güneyimize kurulan o güdümlü devlet bize bundan çok daha kötü kaileler başımıza açacaklar.  İslam alemi ile bağımız kesilecekler. Oradaki petrol yataklarına engelsiz sahip olacaklardı. Bize yapılanlar hep bunun için. Biz sarı kamışta binlerce askeri sarı kamış destanı yazarak vatan uğruna vermedik mi? Allah’u ekber dağlarında düşmanı hiç görmeden kar üstünde binlerce askerin donarak şehit oldukları hala aklımızda.  Çanakkale de; Çanakkale geçilmez dedirtmedik mi? Kosova’da binlerce askerimiz niye şehit verdik? Ne gerek vardı? Demek ki bir amacımız vardı. Aynı bozuk Avrupa yine durmuyor oyun devam ediyor. İçimizde ki uyuyanlar hala bunun farkında değil. Koca Akif diyor: “ Ey koca şark ebedi meskenet, sende kımıldanmaya bir niyet et, Yoksa korkuyorum garbın elinden, kalmayacak çekmediğin melanet” diye haykırı yor.  Ey Uyku da iken kendini ayık sananlar uyanın artık, çok geç olmadan. “ Merhametin yok diyelim kendine, merhamet etmez misin evladına” Lütfen içimizdeki iç çekişmeleri bırakıp ülkemize sahip çıkalım. Bizim başka gidecek yerimiz yok. İnşallah bizler yakında kendimize yeten bir ülke olacağız. Bugün bizde bulunan bor madeni dünyanın yüzde yetmişine sahip. Yakında bunu otomobilde de kullanacağız. Çalışmalar başladı. Elektrikli otomobillerde hazır deneme aşamasında. Bunları gören Avrupa kuduruyor. Mesele bu kadar basit. Allah’ın izni ile gümbür gümbür geliyoruz, bütün içte ve dışta engellere rağmen. İstikbal İslam’ın olacaktır. Kainatın sahibine emanet olun.