Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin son 23 yılda ulaştırma altyapısında tarihi bir dönüşüm yaşadığını belirterek, bu süreçte 488 kilometre uzunluğunda 4 bin 75 yeni köprü inşa ettiklerini açıkladı. Uraloğlu, “Toplam köprü sayısını 10 bin 42’ye, toplam uzunluğu ise 799 kilometreye ulaştırdık. Bu mesafe Antalya’dan Yunanistan sınırına kadar ulaşacak kadar geniş bir ağa karşılık geliyor” dedi.
Türkiye’nin karayolu ulaşımında sadece fiziksel değil, aynı zamanda mühendislik sınırlarını da aştığını vurgulayan Bakan Uraloğlu, 2002 yılında 311 kilometrelik 5 bin 967 köprünün bulunduğunu hatırlattı. “Bugün geldiğimiz noktada ülkemizin dört bir yanını modern köprülerle birbirine bağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün 2 bin 23 metrelik ana açıklığıyla dünyanın en geniş ana açıklığa sahip asma köprüsü olarak mühendislik tarihine geçtiğini belirten Uraloğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ise üzerinden raylı sistem geçen en uzun asma köprü olarak kayıtlara geçtiğini söyledi.
Elazığ’daki Kömürhan Köprüsü’nün ters Y tipi kule tasarımı ve 660 metrelik uzunluğuyla dünya mühendislik literatüründe 4. sırada yer aldığını dile getiren Bakan Uraloğlu, Eğiste Hadimi Viyadüğü’nün de 1.372 metrelik uzunluğu ve 166 metreye ulaşan ayak yüksekliğiyle Türkiye’nin en uzun dengeli konsol köprüsü olduğunu açıkladı.
Uraloğlu, Menemen–Aliağa–Çandarlı Otoyolu üzerinde yer alan Neonteikhos Antik Kenti’ndeki tarihi yol ve kalıntıların korunması amacıyla inşa edilen çelik arkeolojik köprünün dünyada ilk ve tek örnek olduğunu kaydetti. Bu özel proje, Amerika merkezli NCSPA tarafından “Yılın En İyi Özel Uygulama Projesi” ödülüne layık görüldü.
Bakan Uraloğlu, Osmangazi Köprüsü’nün Japonya İnşaat Mühendisleri Derneği’nden “Üstün İnşaat Mühendisliği Başarı Ödülü” aldığını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ise toplamda 10 uluslararası ödüle layık görüldüğünü belirtti. Ayrıca 1915 Çanakkale Köprüsü ile Malkara–Çanakkale Otoyolu’nun toplamda 24 prestijli ödülün sahibi olduğunu ifade etti.
Projelerin yalnızca ulaşımı kolaylaştırmakla kalmadığını, aynı zamanda Türk mühendisliğini küresel vitrine taşıdığını dile getiren Uraloğlu, “Her bir yapımız, mühendislik becerimiz ve kültürel hassasiyetimizin ortak ürünüdür” dedi.
Kaynak: İGF



