Geleneksel Dayanışma mı, Yoksa Tıbbi Risk mi?
Tarih boyunca toplumsal dayanışmanın simgesi olan süt annelik uygulaması, günümüzde tıp dünyasının merceğinde yeniden değerlendiriliyor. Uzmanlar, denetimsiz ve kontrolsüz süt annelik uygulamalarının enfeksiyon riski ve bağışıklık sorunlarına yol açabileceği konusunda aileleri uyarıyor.

Anne Sütü: Bir Biyolojik Kod ve Bağışıklık Mühendisliği
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden Prof. Dr. Sevilay Topçuoğlu, anne sütünün sadece besin değil, bebeğin bağışıklık sistemini şekillendiren bir biyolojik iletişim aracı olduğunu vurguluyor. “Anne sütü, bebeğin ilk aşısıdır,” diyen Topçuoğlu, süt içeriğinin yalnızca biyolojik anneye ait olmasının önemine dikkat çekiyor. Donör sütlerin ancak ciddi tıbbi gözetim altında ve pastörize edilerek kullanılabileceğini belirten Topçuoğlu, Türkiye’de süt bankası sistemlerinin eksikliğine işaret ediyor.

Biyolojik Uyum Bozumu ve Enfeksiyon Riski
Yüzyıllardır uygulanan süt anneliği, prematüre bebekler gibi bağışıklığı zayıf gruplarda enfeksiyon bulaşma riski nedeniyle eleştiriliyor. Doç. Dr. Emre Dinçer, “Prematüre bebekler için verilen süt mutlaka laboratuvar kontrolünden geçmeli,” diyerek rastgele süt kullanımının bilimsel olarak kabul edilemeyeceğini belirtiyor. Ayrıca sütün gün içinde bile içeriğinin değiştiğini, sabah ve gece sütü arasında farklılıklar olduğunu hatırlatıyor.

Emzirmenin Psikolojik Boyutu ve Toplumsal Rolü
Dinçer, emzirmenin yalnızca fizyolojik değil, psikolojik etkilerinin de olduğunu söylüyor. Emzirme, annenin doğum sonrası kaygılarını azaltırken, postpartum depresyon riskini de düşürüyor. “Anne sütü, annenin kendine güvenini artıran duygusal bir bağdır,” diyen Dinçer, sürecin ruhsal boyutuna dikkat çekiyor.

Emzirme Oranlarını Artırmak İçin Toplumsal Destek Şart
Prof. Dr. Topçuoğlu, emzirmenin sadece bireysel bir sorumluluk olmadığını, toplumun anneleri desteklemesinin önemini vurguluyor. Kamusal alan düzenlemeleri ve çalışma koşullarının emzirme oranlarına doğrudan etkisi bulunuyor. UNICEF verilerine göre Türkiye’de bebeklerin sadece anne sütüyle beslenme oranı yaklaşık %40 seviyesinde. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2025 hedefi ise bu oranı en az %50’ye çıkarmak.





