Spor, bu gün tüm Dünya’da peşinde büyük kitleler koşturan, insanlara sosyal aktivite getiren, birlikte hareket etme, birlikte düşünerek organize olmayı sağlayan bir olgudur. Sporsuz bir dünya elbette ki düşünülemez bence… Sporu sadece ve sadece sonuç odaklı düşünürsek ondan zevk alamayız da… Sporu bir şov gibi görmeli ve sonucu ne olursa olsun ondan zevk almayı bilmeliyiz. Maalesef Şimdi mahalle aralarında futbol topu peşinden koşan çocuklarımız da azaldı. Biz zamanında günde 5-6 maçı kaldıran mahalle sporcusuyduk, maalesef şimdi kalmadı. Yani diyeceğim o ki büyük topçu olmak mahalle aralarında top koşturan o minik çocuklarımızın dilinde ve hayalinde olmak öyle kolay iş değildi. Şimdi ise herkes iyi topçu, herkes messi… Maalesef spor’da özellikle futbolda emek var ama sevgi, saygı yok… Bunu sağlayan şey önce sahada oynadığın futboldur. Şimdi maalesef spordan uzak duruluyor… İnsanlar için futbol ev içi bir eğlence unsuru olarak görülüyor artık. Sporu insanlara sevdiremedik, bunu ne ailelerde, ne okullarda yapabildik. Bu sorunu tesis sorunu olarak görüp aşmaya çalışırken, çimento beton kültüründen kurtulamadık maalesef… Amatör sorun yumağı… Profesyonelde az değil… Şimdi önümüzde amatöre malzeme desteği var… Uzun zamandır beklenen ama bir türlü teslim edilemeyen… Bakalım bu yaraya merhem olacak mı? Hep birlikte göreceğiz. Amatörün derdi sıkıntısı biter mi? Profesyoneli amatörden ne zaman ayrıştırırız?... Bunlar sıkça sorulan sorular… Dert biterse futbol biter, Aşk biter sevgi biter… Sevgi bitti, saygı bitti yerine ise holiganizim geldi. Holiganizim ise çekememezliği, hırçınlığı, tatsız rekabeti getirdi. Düşmanlığı doğurdu maalesef… Zincirler halinde stadyum yapıyoruz ancak içini dolduramıyoruz. Çünkü Ülke olarak, olarak Başarıya endeksliyiz. Kahramanmaraş olarak başarı olmazsa olmazımız boş stadyum, sahalar… Maalesef son zamanlarda başarının yada başarısızlığın yanında da holiganizim mevcut… Stadyumlar boş çünkü, yeni ve modern olması seyirciyi ilgilendirmiyor. Amatörde ise kulüpler stadyum beğenmiyor. Sadece eleştiriyor, hele birde ev sahibi, deplasman mevzusu olunca… Çık işin içinden çıkabilirsen… Önceden tek saha vardı, mecburiyet vardı, huzur var… Şimdi 3 saha var, tartışma var, huzur yok, saygı yok, sevgi yok. Maalesef seyirci amatör maçlara bile ailesiyle gelmiyor, çünkü 'şiddet, küfür, kavga' var. Ben Özetle stadyum, saha yapmak yerine insanımıza küçük yaştan itibaren iyi seyirci olmayı ve sporcu sevdirecek eğitim yatırımları yapmalıyız düşüncesindeyim. Maalesef sporda sevgi saygı kalmamış, görüyoruz, yaşıyoruz… Bizdeki temel sorun 'insan' unsuru… Daha sonra ise küçüğüne ne kadar sevgili, büyüğüne ne kadar saygılı olduğunla ilgilidir. Sevgi ve saygının olduğu her yerde sporun seyircisi de artar, seveni de, gelin hep birlikte sonuca bakmadan sevelim ve saygı duyalım. Maçlara gidecek hatta ailece gidebilecek bir noktada değiliz. Neden, çünkü kavga çıkıyor. O nedenle stadyumlar boş. Stadyumlar için harcanan parayı, insana yatırsalar daha anlamlı bir iş ortaya koyarlar. Amaçları iyi sporcu ve iyi seyirci yetiştirmek olmalı, bu kapsamda farkındalık yaratacak eğitim programları vesaire yapabilirler. Bakın bugün Türkiye'nin bazı bölgelerinde bin lirayı bulamayan sporcular var. Oysa devlet, stadyuma harcayacakları parayı onlara ayırsa Olimpiyatlarda ülkemizi temsil edecek 5 tane elit birinci sınıf sporcu yetiştirebilir. Dönüşü de yıllar sonra da olsa mutlaka olur. Ama maalesef kayıbız, maalesef saygıyı sevgiyi unutmuşuz… Bilmem anlatabildim mi derdi mi? Kalın Sağlıcakla…