Geçtiğimiz hafta Gazetemiz muhabiri Gülizar Taş Türkoğlu ilçesine giderek SMA hastası Yusuf Baran Korkmaz’ın annesi Esma Korkmaz’la bir röportaj yaptı.

7 Aylık Yusuf Baran’ın annesi tedavisi için toplanan paranın ihtiyacın ancak %30’unu karşıladığını dile getirdi.  “Yozgat’ta aynı hastalık için bu para 84 günde toplanarak hastanın tedavisi yapılmış.

 Hâlbuki Kahramanmaraş sanayi kenti. Yozgat’ın imkânlarından daha fazlasına sahip, ama yeteri kadar tedavi ücretini toplamakta zorluk çekiyoruz. Çocuğumun kasları giderek erimeye başladı. Yutkunmakta zorluk çekiyor. Gecede nefes almakta zorlanıyor. “

+++

Kahramanmaraş insanı hassas konulara önem verir. Bilhassa dini konularda yardım etmeyi çok sever. Bunun yanında da bazı önemli konularda ilgi duymaz. İşte Baran’ın bu durumu bunu gösteriyor.

Geçmişe doğru bakıldığında, topluma ve insana yönelik temel duyurunun, şu özellikleri gözükür: Bencilliğe ve vurdumduymazlığa şartlayan araştırmaksızın kabullenmeyi, tartışmadan öğütleyen, sevgisizliği telkin eden bir mesajdır. Bu Eğitimden siyasete, spordan, sosyal medyaya kadar, geçerliliği olan, ağırlık taşıyan, ”öğreti” ,budur. “Gemisini kurtaran, bu toplumda kaptan olacaktır”,” her koyun kendi bacağından asılacaktır; ”köşeyi dönen, düzlüğe çıkacaktır”. Toplum ve insanlar, çok açık biçimde, şu hedeflere yönlendirilmişlerdir: Kendi dar çevrelerinin dışını düşünmemek, başkalarının ümidine, acısına, hatta varlığına kapıları kapamak; ne yapıp edip, her çareye başvurup, o malum köşeyi dönmek. Buna, bir de ezbere ve hoşgörüsüzlüğe dayalı, tek boyutlu insan yetiştirme özelliği eklenince, ideallerdeki toplum modeli” olarak; görmeyen, duymayan, konuşmayan ve birbirini sevmeyen insanların beraberliği söz konusu olmuştur.

 Bilimin gereği özgür düşünceli insandır. Siyasetin gereği, sorumluluk olduğu kadar, sevmek ve saymaktır; demokrasinin gereği anlayıştır, hoşgörüdür, çağdaşlıktır.    

Geleceğin Türkiye’si, eğer özenilen gelişmiş toplumu meydana getireceksek, bu toplum, belirli özellikleri taşımak ve kimi temel yaklaşımını yeniden biçimlendirmek zorundadır.

Ne var ki, geçmişin alışkanlıkları üzerine geleceği Türkiye’sini inşa etmek veya yükseltmek, yarını dünde aramaktan farklı değildir. Tekrar Kahramanmaraş’a döndüğümüzde, ekonomisi ve insan kaynakları bakımından güçlü ve zengin bir konumundadır…

Sonuç olarak :Bazı iş insanlarımızın söz verip de tekrar vazgeçtiği bir ümitsizlikte hiç ama hiç ilimize yakışmadığını belirtmek isterim.