Vakti gelmiş, yok olup gitmiş gece,

Tek güneş var, söndü yıldız böylece.

 

Gözleyip hem yolda durmuş bekledi,

Sır olan zat, tezce gelsin istedi.

 

Gördü bir zat, çok büyük bir nura eş

Gölgelerden parlayan, gerçek güneş!

 

Fark edilmez, sanki var yok, bir hilal;

Pek uzakta, yok sayılmış hayal!

 

Ruha nisbet hep hayaller gizlenir,

Hep cihan bir tek hayalmiş bellenir.

 

Sulhta hem harplerde sürmüştür hayal,

İftihar hem, arı vermiştir hayal!

 

Hak bağından yansımış aşk bir kere!

Bir tuzaktır boş hayal ermişlere,

 

Şah hayalen neyse görmüş uykuda,

Şimdi gelmiş tam da durmuş karşıda.

 

Şah gereksiz gördü, memur, teşrifi;

Karşılarken, kendi gaybdan gelmişi.

 

Bir deniz olmuş, yüzen dost dirliği,

Sağlamışlar, bir dikişsiz birliği.

 

Sevgilim sensin ki olmaz başka yar;

İşte alem, böyle işten iş çıkar!

 

Mustafa’msın, ben sana oldum Ömer:

Olmuşum, sen bağlar olsan bir kemer.

                         (Cariyeyi Tedavide Hekimlerin Aciz Kalması devamı 66-77)