Anadolumuzun nadide illerinden biri olan Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünün ve Aşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan aynı zamanda gönüllerin halk ozanı sizlerin de tahmin ettiğiniz gibi Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında dünyaya gözlerini açtı. Açtı açmasına lakin her edebiyatçı ve şairlerimizin hayatlarında olduğu gibi çok zorlu bir hayat süreci başlamıştı onun için.

Henüz çocukluğunun baharındayken çiçek hastalığına yakalanarak küçük yaşta gözlerini kaybetti. Çocukluk ve gençlik yıllarını maalesef bizler gibi doya doya yaşayamadı. Fakat şu bir gerçek ki Mevlamız ona bambaşka bir hayat verdi, bizimle aynı dünyada ama o hakikaten farklı bir boyutta yaşam sürüyordu. Sürüyordu çünkü o bahçeden bizlere eşsiz lezzette meyveler getiriyordu.

Ağaçlar al giydi kuşlar dillendi

Açtı bahar çiçekleri Ada'nın

Toprak mevce geldi yer yeşillendi

Açtı bahar çiçekleri Ada'nın

                                                               ...

Babası Karaca Ahmet'in kendisine oyalanması için verdiği saz (bağlama) ile Aşık Veysel kendisindeki cevheri çok kısa bir sürede ortaya çıkaracak ve çağlayanlar gibi çağlayıp coşacaktı. Haftalar, aylar ve yıllar su gibi akıp giderken bu bostandan gelen lezzeti en nihayetinde tarih 1930 yılını gösterdiğinde o dönemde Sivas Maarif Müdürlüğü olarak görev yapan Ahmet Kutsi Tecer tarafından düzenlenen bir şairler gecesinde bu değerli şahsiyet Türk Halk Edebiyatındaki yerini almış oldu.

Uzun ince bir yoldayım

Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldeyim

Gidiyorum gündüz gece

                                                               ...

Artık o bir halk ozanıydı, duramazdı buralarda; dar geldi bu yerler... Gözleri kapalı ama ufku alabildiğine açık ve genişti. Aldı sazını eline diyar diyar, memleket memleket dolaşmaya başladı. Dillerinden döküldüğü her sözcük, Anadolu insanını ve yaşadığı doğayı ve çevresini bütün hatlarıyla sadeliğiyle ve samimiyetiyle açıkça ortaya sunuyordu. Onu dinleyenler buram buram Anadolu (vatan-yurt) buram buram insan ve tabiat kokuyordu. Hem de her yönüyle özgür... Ruhu haykırıyordu Türkiyemin dört bir tarafına.

Ben giderim adım kalır

Dostlar beni hatırlasın

Düğün olur bayram gelir

Dostlar beni hatırlasın

                                                               ...

Yaşama sevinciyle hüzün; iyimserlikle umutsuzluk her iki zıt olaylar şiirlerinde yer alıyordu. Dili sade ve anlaşılırdı. Hileye ve yalana hiç yer yoktu hayatında. Her daim dürüst ve mertti aynı şekilde cesurdu. Koskaca ömrünü sadece üç kitapta topladı: Deyişler, Sazımdan Sesler ve Dostlar Beni Hatırlasın. 1973 yılında gözlerini hayata son bir kez daha kapayarak vefat eden Aşık Veysel, bir devre noktasını koyarak ayrıldı aramızdan sessizce. Ölümünden sonra eserleri Bütün Şiirleri adıyla tek bir kitapta toplanıldı.