Yalnızlığımızda ve yaşlılığımızda en çok kitaplar avutur bizi.Sıkıntılı  ruh halinden,mutlu olamadığımız bir ortamdan,dilediğimiz zaman kitaplarımız sayesinde ayrılabiliriz.Kitapla kurduğumuz ilişki ,gerçek sağlam  bir ilişkidir.Ömür boyu ,her yerde,her zaman yanı başımızda ,elimizin altında bizi terk etmeyen  ve kapris yapmayan gerçek dostumuzdur kitaplar.

Zaman zaman düşüncelerimizdeki saplantıları,zihnimizdeki bizi huzursuz eden sorunları ,bir kitap okuyarak başımızdan atabiliriz.Kitap okuma  alışkanlığı olan kişilerde ,bu ruh halindeki ortamda ,kitap onu kendine çeker ve içindeki durumdan uzaklaştırır.

Kitaplar her zaman en vefalı dostumuzdur.Sevinçli,rahat,huzurlu olduğumuz zamanlarda ,tatillerde,yalnızlığımızı paylaşan en yakın arkadaşımızdır.İhmal edildiği zaman sitem etmeyen,kızmayan,sessiz,istekleri olmayan,elimize aldığımız zaman sevinçle yüzümüze gülen sevgilidir kitaplarımız.Çoğu zaman  insanın hiç kitap açmadığı günler,aylar olabiliyor.Bazen çok istediğimiz halde okumayı,biraz sonra,yarın veya canım istediği zaman diye erteleyebiliyoruz.Ama yine de okuma alışkanlığı olanlar bu süreyi fazla uzatamıyorlar,ne olursa olsun , ya gece yatarken veya sabahleyin uykuları kaçınca ,mutlaka bulundurdukları bir başucu kitabını açıyorlar.

Okumaya düşkün olanların kitapları onlar için birer hazinedir.Ruhları, onların kendilerine ait olmasıyla doyar.Başka şeyden esirgedikleri  paralarını ,oları alırken zevkle harcarlar.Bilirler ki kitap okumak ruhu dinlendirir,yaşama anlam katar.Tatile çıkarken,valizimize mutlaka bir kitap atarız.

Yeni  neslin çoğunluğu ,bilgisayarı tercih ettiği için o huzurlu ,rahat bir köşede ,zevkle okunan kitabın tadını bilmiyor.Bizler o zevki doya doya yaşadık ve hala bu alışkanlığımızın tadını hiçbir alternatifle değişmeyiz.

Anne ve babalara  seslenmek istiyorum.Kitap okumada çocuklarımıza örnek olalım,onlara öncülük edelim ki onlarda bu zevki tatsınlar.Çocuklar çoğu şeyi taklitle öğrenirler çünkü.Bilgisayar bütün bilgileri kapsayabilir belki, ama onun sağlık için ne kadar zararlı olduğu da bir gerçek. Sınırlı bir zaman dilimi dışında,çocuklarımızı ondan uzak tutmalıyız.Ona bağımlı olan çocukların çevre ile ilişkisi kesiliyor,tamamen sanal dünyada yeteneklerini bilmeden,içine kapanık,geçek dünyadan kopuk bir yaşama mahkum oluyorlar..Korkarım evde de evin dışında da,oyun oynamayı bilemeyen,arkadaşları ile iletişimde zorlanan,daha çok yalnızlığı tercih eden bir nesil yetişecek. Aman dikkat edelim lütfen. Bu çok kötü bir  sonuç olur.

Zaman geçirmeden onları sosyal yaşamın içindeki spor,müzik,sanat dallarındaki çeşitli alanlara yönelterek bu etkinliklere katılmalarına fırsat verelim.Her çocuğun mutlaka en az bir alanda yeteneği vardır.En çok zevk alacağı, ilgi duyacağı yöne yönlendirerek onun önünü açalım ve hayatını bilinçli,isabetli kararlar vererek,yere sağlam basarak sürdürmesini sağlayalım.