Para baronlarının Yeni Dünya Düzeninden bahsettik, bahsetmeye de devam edeceğiz, çünkü yaşananlar ve yaşanacak olanlar hepimizi ilgilendiriyor. Bizim amacımız toplumsal bilinci artırarak, insanlara acizane doğruya yanlıştan ayırmalarını sağlamak olmaya devam edecektir…

Geçmiş yüzyılın ve gelecek yüzyılın hesaplarını yapan insanoğlu, kendi bireysel dünya düzenini kurmadan aciz tespiti ile yazıma başlamak istiyorum.

Nefsini tanrılaştıran bu tipler, ölüm ve ölüm ötesi hayata kendilerini hazırlamak yerine, geleceğin sahibi gibi oturdukları yerden insanlığı bir yere kanal ize etmeye çalışıyorlar.

Bununlar ilgili olarak yazacağım daha çok şey var. Var ama sonucunu da düşünmüyorlar, insanlığı öyle bir yere sürüklemeyi planlıyorlar ki, oldukça tehlikeli görünüyor; nitekim şimdiden dünyanın çivisi çıktı, bütün kıtalarda açlık oyunları başladı, göçler, renk kavgaları, isyanlar…

Aslında bu kurulması düşünülen “Yeni Dünya Düzeni” veya dijital çağ, bizlere yabancı değil, Nemrut fikirliler yeni bir para yapmışlar, olmayan ve sadece resmini görebildiğiniz bir para bu ki, gelecekte altın ve gümüşünüzü oraya götüreceksiniz, bu altınların yerine de o paralardan alacaksınız…

SORULAR

Yazar Abdurrahman Dilipak köşesinde: “Gelecek çok farklı olacak, geçmişe hiç benzemeyecek” diyoruz ama, yeni dünya için ne gibi bir hazırlığımız var? Birilerinin kapımıza getirdiği projelerin altına imza atmak mı? 5G mi, alçak irtifa uydusu projesine destek vererek siz 20.000-40.000 yapın 20 bize yeter mi diyeceğiz, bu suça ortak mı olacağız? Uzayın işgaline göz mü yumacağız. Korona komplosunun 2. Adımı olan “Aşı kumpasına” balıklamasına dalmak nasıl bir şey? Orada global kısırlaştırma komplosuna karşı durabilecek misiniz? Robotlar geliyor; bu kadar öğretmeni, şoförü, işçiyi, memuru ne yapacaksınız? Bu kadar okula ne gerek var. Çocuklara ezberlettiğimiz bilgiler çöp oldu ve öğrenme-öğretme teknikleri değişti/değişiyor. Pazar değişti. AVM’ler ne olacak. Emek ve enerji artık sudan ucuz. Peki biz bu işin neresindeyiz, neresinde olmalıyız. Bu gidişattan memnun muyuz ya da karşı mı çıkmamız gerekiyor. Bu konuda kim ne diyor? Hangi parti, hangi üniversite kimin derdi var bu konuda. Bunun teolojisi, felsefesi, hukuku, ahlakı ne olacak. Ekonomisi, siyaseti, üretim teknolojisi, pazarlaması, evet bunlar konusunda hangi meslek örgütü bir çalışma yapıyor. SİAD’ların, Odaların, Sendikaların bu konu ile ilgili bir gündemleri var mı? Sanatçılarımız, STK temsilcileri, Diyanet, cemaat ve kanaat önderleri, basının bu konuda söyleyecek bir sözü var mı? Bu konu maalesef toplumda konuşulmuyor. Yığınlar kendilerini nasıl bir dünyanın beklediğinden habersiz. Gözümüze Korona maskesi takıldı, eve hapsedildik, uzay işgal ediliyor, yeni dünyanın temelleri atılıyor. Siber ordular için altyapı hazırlanıyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra “Hayır” demenizin bir faydası olmayacak. 21.YY bitmeden bugünkü insanlık ve medeniyet, şehirler Nuh tufanı öncesi kadar eskilerde kalmış bir uygarlık olacak.  İnsanlığın değil tüm yaşamın geleceğini ilgilendiren bir açmaz. Yeni teknolojinin hedefinde insan beyni var. Bu yeni dönemde insan mı robotların biyonik parçası haline gelecek, robotlar mı insanın elektronik protezi olacak. Kim kimi yönetecek.  Artık kişi, topluluk, devletler, örgütler, hiç kimse güvende değil. STK, Media, sağlık alanında çalışanlar kendi yok oluşlarına giden yolun parke taşlarını döşüyorlar. İnsanların bu tehlikeli sürüklenişlerine dur demeleri gerekenleri suni gündemlerle oyalıyorlar. Size sağlıklı bir dünya vaat edenler, yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat vaat edenler aslında cehennemin yollarını kendi yalanları ile döşemeye devam ediyorlar. Zira son pişmanlık fayda vermez...”

Şahsen yazı bittiğinde kendimi ümitsiz hissettim, çünkü yukardaki sorulara net cevap verilmesi gerekiyor.

Diyeceğim şu ki, Kuran ahlakıyla ahlaklanmış bir kimsenin hal ve hareketleri doğal olarak çevresine olumlu etki bırakacak niteliktedir. Ümitsiz ruh haline sahip bir insan iseniz kendinize olduğu gibi etrafındaki insanlara da olumsuz ve karamsarlığa sürüklersiniz.

Elbette tedbirlerimizi almalıyız, fitnenin ya da şeytanın arkadaşları boş durmuyor, bizde Hak için, halkımızın yanında yer alacağız…

Sön söz her şeyi yakından takip ediyoruz ve diyoruz ki; “Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler!

Kalın sağlıcakla