Gelecekteki sağlıklı bir toplum,çocukların zihinlerini ve gönüllerini huzurlu ve güvenli bir şekilde geliştirmelerinde yatar.Ailenin yapısı,ekonomik durumu, kültürel ve sosyal yaşam şekli,kısacası tüm boyutlar bunun için çok önemlidir.

Çocuklarımızın yetişirken ,soru sorarak gerçekleri aramalarına,düşüncelerine cevap bulmalarına fırsat vermelidir.Anne ve babaların,öğretmenlerin, düşünmeyi ve öğrenme isteklerini,konular üzerinde yorum yapabilme becerisini, çocuklara zaman ayırarak,onları önemseyerek kavratmaları gerekir.

Evde anne baba ,ilköğretimde öğretmenler, hala tam kişilikleri kemikleşmemiş,dağarcıklarına olumlu çok şey sığdırabilecek yaştaki bu çocuklara düşünmenin ve bundan sonuç çıkartmanın yollarını,gücünü göstermelidirler.

Çocuk fotoğraf makinesi  gibidir.Önündeki örneği resim çeker gibi hafızasına resmeder.Onun için büyükler verdikleri sözleri tutmadıkları veya bir dediği bir dediğine uymadığı zaman,gelişi güzel davranışlar sergilediklerinde çocukların kafası karışır,çelişkilerde kalırlar.Öğretmek istenilenle davranışların uyum içinde olması lazım.Önündeki örnek ne kadar olumlu olursa ,gelecek kuşaklardaki  bireylerde o kadar pozitif bir toplum oluşturur.

Çocuklar ailenin hazinesidir.Onların gelecekteki konumları,başarıları her anne baba için çok önemlidir. Bütün amaç,içinde yaşanan dünyada,yakın çevreden başlayarak,daha geniş bir ortamda,huzurlu, dayanışma içinde,kavgasız,gürültüsüz bir düzen özlemi değil mi?

ALLAH(c.c)yarattığı insanlara akıl vermiş bu akılıda güzel bir şekilde kullanmak için yollar göstermiş.O zaman yeni yetişen nesli en iyi şartlarda geleceğe hazırlamak,eldeki bütün imkanları gecikmeden onlar için kullanmak gerekir.

Eğitim çok önemlidir.İyi eğitim almış bir ailede daha sorunsuz bireyler yetişir.Çocukların,aile içindeki beklentileri genelde:Anne babanın uyum içinde olmaları,önlerinde tartışmamaları,çelişkili bir şekilde konuşmayıp kendilere anlayışlı ve sabırlı davranmalarıdır.Bunu başarmaya yeni yuva kurarken başlamak lazım ama, nedense egosuna yenilip çoğu zaman sinirliyken kendisini kaybeden insanlar ,çocuklarına kötü örnek oluyorlar.Bu davranışların ,olaya çocuk gözüyle bakıldığında onlarda ne büyük tahribat yaptığını görebiliriz.

Ben öğretmenlik yaptığım yıllarda çocuklar,aile içindeki sorunların kendileri çok etkilediğini anlatmak isterlerdi.Genelde de beklentileri, anne babalarının kavga etmemesiydi.Onlar kavganın anne veya babanın evi terk etmesi anlamına geleceğini zannediyorlardı.Onlara bu korkuyu yaşatmak haksızlık.Bazen aileleriyle daha dikkatli olmaları için görüşürdüm. Çoğu zamanda etkili olurdu.

Daha çok çocukların ne olduğu ile ilgilenilmiyor,onların duygularını anlayıp,o duygulara önem verecek yerde ,o duyguların bastırılması,reddedilmesi,gereksiz görülmesi tercih ediliyor.

Bu yazdıklarım her aile için geçerli değil. Çocuklarının ruh sağlığına önem vererek,kişiliklerinin gelişmesini önemseyen çok aileler de var.Eğitim ve kültür seviyesi yükseldikçe bu aileler de daha çok artacak.Dileğimiz gelişmiş bir toplumda modern ve çağdaş bir yaşam sürmek değil mi?