2021-2022 iyisi ile kötüsü ile tamamlandı.

Son dönemlerde Ülke genelinde Pandemi dolayısı ile Futbolda gerileme yaşandığını herkes bilir.

Futbol aşıkları çalışıp çabalasa da gerileyen bir Futbol var ortada kabullenmek lazım.

Ben yok olmuş diyorum. Ölü toprak var diyorum lakin inandıramıyorum.

Tabi ölü toprağı ayağa kaldırmakta var bu işin ucunda…

Malumunuz uzun amandır Futbol ile ilgilenmez uzaktan takip yapardım.

Lakin ortalık leş kargaları ile dolu olunca onlar ölü toprağın içindekini yiyip bitirmeden işe el atmak gerektiğini düşünüyorum.

Yeni den sahalara dönüş yapmayı planladığım şu günlerde orada olmamdan huzursuz olacaklara da şimdiden selam olsun. Onlar kendini bilirler adları gibi…

Yeni bir sezon, yeni bir heyecan başlıyor.

Şimdiden hatırlatayım;

Futbolun bir oyun ve eğlence olduğunu unutmayalım.

Güzelliklerin keyfine varalım.

Kazananı hem sahada hem tribünde tebrik edelim.

Kaybedeni sahada ve tribünde teselli edelim.

Saygımızı, sevgimizi, dostluk ve arkadaşlığımızı kaybetmeyelim.

Stadyuma dostça girdiğimiz gibi dostça çıkalım.

Sonuç ne olursa olsun eğlenmiş ve keyif almış olarak stadyumlardan ayrılalım.

Amatör liglerde sezonun bitmesinin ardından (2021-2022) takımlar hiç vakit kaybetmeden yeni sezonun hazırlıklarına başladığına bizzat şahidim.

Bunu kendi yönetici olduğum Kümbetspor’da da yaşıyorum.

Takımlarının başında olacak teknik adam transferlerini yapmaya başlayan kulüpler bir yandan da oyuncu araştırmalarına devam ediyor…

Yine şampiyonluk hedefleri konacak.

Yine kıyasıya rekabetler yaşanacak.

Yine kazananlar sevinirken, kaybedenler üzülecek.

Şimdiden Yöneticiler görüşmelerini ve Transferlerini sosyal medya aracılığı ile duyurmaya başladı.

Kulüplerimize amatör futbolu yakından takip eden iyi bir futbolsever ve bir yazar olarak transferde yapılması gereken doğrularla alakalı nacizane birkaç tavsiyem olacak.

Takımı asla ve asla bir oyuncunun üstüne kurmayın.

Ne kadar yetenekli olursa olsun bir oyuncunun üstüne gereğinden fazla yük bindirmeyin.

Takımda dengeyi kurun. Genç takım ağırlıklı kadro bile kursanız takım içinde lider karakterli, olgun,

şımarmayacak, takıma kulüp içinde ve sahada yol gösterici en az 5-6 oyuncu bulundurun.

Oyunculara mümkün olduğu kadar eşit mesafede olun.

Oyuncu almak için değil takım yapmak için oyuncu alın.

Öncelikle bilmediğiniz bir oyuncuyu tavsiye de olsa almayın.

Bildiğiniz, tanıdığınız, takımınıza, en önemlisi de kulübünüze katkı yapacak oyuncuları alın.

Mutlaka nokta transferler yapın.

Bölgesinin oyuncusunu alın.

Ne derler taş yerinde ağırdır sözünü kulağınıza küpe ediniz…

Sağ bek aldıysanız gerekirse sağ açık ya da sağ stoperde oynatırız diye düşünmeyin.

Her oyuncunun belli bir görevi vardır.

Stoperse muhakkak stoper oynamalıdır.

Savunmaya dönük ön liberoyu (6 numara) gerekirse 8 numara olarak oynatırız derseniz siz kaybedersiniz.

Mevkisi haricinde ben her yerde oynarım. Hoca ne görev verirse en iyisini yaparım diyen futbolculara kanmayın, aldanmayın.

Mevki itibarıyla farklı bir bölgede oynamaya çalışan bir oyuncu sık sık yerini kaybeder.

Adamını kaçırır.

Çok hata yapar.

Belki oyuncu iyi niyetli olabilir ama bilmediği mevkide oynaması ona ve takımına kâr yerine zarar verir.

Kısıtlı imkanlarla transfer yaptığınız için yanlış transferlerle sezonu çöpe atıp kulübünüzün geleceğini karartmayın.

Bu benden size bir tavsiye…

Kalın Sağlıcakla…